ABD’nin Ukrayna’ya Desteği Devam Edecek mi?
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal girişimi uluslararası arenada güç dengelerini yeniden şekillendirirken, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği askeri ve mali desteği sürdürmesi her geçen gün daha da önem kazanıyor. ABD’nin Avrupa’daki en üst düzey askeri komutanı General Chris Cavoli, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı mücadelesinde daha etkili olmasına yardımcı olabilecek bazı silah sistemlerini değerlendirdi. Ukrayna’nın özellikle hava savunması ve iletişim ağları konusundaki talepleri dikkat çekiyor. Ancak, ABD yönetimi hassas teknolojilerin Rusya’nın eline geçme olasılığı nedeniyle temkinli davranıyor.
Savaşın üzerinden neredeyse üç yıl geçmesine rağmen Ukraynalılar hala ABD’den daha gelişmiş silahlar sağlamasını ve uzun menzilli füze sistemlerinin nasıl kullanılacağına dair kısıtlamaları kaldırmasını talep ediyor. Başkanlık seçimlerine bir aydan kısa bir süre kala, Biden yönetimi Ukrayna’nın en azından 2025 sonuna kadar dayanması için ihtiyacı olan silahlara sahip olduğundan emin olmak için çalıştığını söylüyor ancak ABD’nin Ukrayna’ya desteğinin devam edip etmeyeceği konusu belirsizliğini koruyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, geçen ay Başkan Biden ile yaptığı görüşmede, uzun menzilli füzelerle Rusya içindeki belirli hedeflerin vurulmasına yönelik planlarını paylaşmıştı. Zelenski’nin görüşmede ABD tarafından sağlanan ve ATACMS olarak bilinen uzun menzilli füzelerle vurmak istediği Rusya içindeki hedeflerin ayrıntılı bir listesini sunduğu belirtildi. Bu listenin Zelenski’nin savaşı kazanmaya yönelik “zafer planının” önemli bir parçası olduğu kaydedilirken bugüne kadar Ukraynalıların Amerikan silahları ile Rusya topraklarını vurmasını onaylamayan Biden’ın talebi tamamen reddetmediği ancak bir taahhütte de bulunmadığı bildirildi.
CNN’nin haberine göre General Cavoli’nin hazırladığı listede, yüksek isabet oranına ve modifikasyona göre değişen bir menzile sahip olan JASSM Füzeleri ve Link 16 var. Bu füzelerde NATO tarafından kullanılan savaş sistemleri arasında daha kesintisiz iletişim sağlaması beklenen ve özellikle hava ve füze savunmasının komuta ve kontrolü için yararlı olan bir veri değişim ağı olan bir iletişim sistemi yer alıyor.
Ukrayna uzun süredir bu iki silah ve teknolojilerini Amerika’dan istiyordu. Liste bu silah sistemlerinin neden Ukrayna’ya sağlamadığını açıklamıyor. Ancak ABD’li yetkililer daha önce hassas ABD teknolojisinin Rusya’nın eline geçmesinden duydukları endişeyi dile getirmişlerdi. Askeri uzmanlar savaş uçaklarından ateşlenen havadan karaya füzelerin, belirli bir hava üstünlüğü seviyesine ulaşmadıkları sürece Ukraynalılar için yararlı olmayabileceğine dikkat çekiyor.
ABD’nin iç siyasi dinamikleri de Ukrayna’ya sağlanan yardımları etkilemeye başladı. Yaklaşan başkanlık seçimleri ve olası bir yönetim değişikliği, Ukrayna’ya desteğin sürekliliği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Özellikle eski Başkan Trump’ın seçimi kazanma ihtimali, Avrupa’da ABD’nin Ukrayna politikasının değişebileceği endişesini artırıyor. Trump’ın Ukrayna’ya yapılan yardımı eleştirmesi ve Rusya’ya karşı daha yumuşak bir tutum sergilemesi, bu endişelerin temelini oluşturuyor.
Trump, Biden yönetimini Ukrayna’ya milyarlarca dolar yardım gönderdiği için eleştirmişti. Yardımın onay süreci bu yılın başlarında Kongre’ye takıldığında Cumhuriyetçilerin artan muhalefetiyle birlikte Trump, Ukrayna’ya yardım için Kiev’in fonları geri ödemesini kapsayan bir kredi çerçevesi için bastırmıştı. Trump bir mitinginde göreve dönmesi halinde Ukrayna’ya yardımın kesileceğini söylemişti. Trump, geçen ay Zelenski ile bir araya geldiğinde, “İkimiz de adil bir anlaşma yapıldığını görmek istiyoruz. Bu savaş sona ermeli” şeklinde konuşmuştu. Ancak Trump’ın söylediklerine rağmen, Putin’in Ukrayna’nın tamamen teslim olması dışında Zelenski ile müzakere etmeye niyeti olduğuna dair herhangi bir belirti bulunmuyor.
NATO, Temmuz ayında başlattığı bir mekanizma ile Ukrayna’ya askeri eğitim ve yardım sağlamayı sürdürüyor. Kısa süre önce NATO Genel Sekreterliği görevini Jens Stoltenberg’den devralan Mark Rutte de Rusya’nın işgaline karşı mücadelesinde zor durumdaki Ukrayna’ya desteğini sürdürme sözü verdi. Rutte, Trump’ın Ukrayna’nın yanında durmayacağı yönündeki yorumlarına rağmen bunu yapmayacağından emin olduğunu söyledi. Pentagon’un da Amerikan özel şirketlerinin Ukrayna’da ekipman bakımı ve lojistik destek sağlaması için sözleşmeler yapmaya hazırlandığı belirtiliyor. Bu adımlar, Ukrayna’nın savaş kapasitesini koruması ve artırması için kritik önem taşıyor.
ABD ve Avrupa’nın Ukrayna’ya desteğinin geleceği belirsizliğini koruyor. Almanya’nın askeri yardımları azaltma planları ve Biden yönetiminin iç politikadaki zorlukları, Ukrayna’nın ihtiyaç duyduğu desteğin sürdürülebilirliği konusunda endişeleri artırıyor. Bu bağlamda, uluslararası toplumun Ukrayna’ya olan bağlılığını sürdürüp sürdüremeyeceği kritik bir soru olarak gündemde kalmaya devam ediyor. Ukrayna’nın uluslararası toplumdan beklentisi, daha güçlü ve somut desteklerin devam etmesi yönünde. ABD ve müttefiklerinin bu beklentilere nasıl yanıt vereceği, sadece savaşın değil, aynı zamanda küresel düzenin geleceği açısından da büyük önem taşıyor.