Amerikan Bankacılık Sistemi Henüz Düzlüğe Çıkamadı
Amerikan bankacılık sistemi son zamanlarda bölgesel bankaların sağlığına ilişkin endişeleri artıran bir dizi aksaklık yaşadı. Sadece geçtiğimiz yedi hafta içinde üç büyük banka iflas etti. Silicon Valley Bank ve Signature Bank müşterilerinin mevduatlarını çekmek için bankaya hücum etmesinin ardından Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) duruma müdahale ederek iki bankayı da devraldı. Federal Republic Bank ise bu zincirin üçüncü halkası oldu. Bu çöküşler, özellikle büyük ölçüde sigortasız mevduat tabanına sahip bölgesel bankaların istikrarına ilişkin spekülasyonları körükledi. Amerikan Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, bankacılık sisteminin “sağlam ve dirençli” olduğunu belirterek korkuları yatıştırmaya çalışsa da bu açıklama da şüpheyle karşılandı. Zira tam olarak da böylesi sözlü güvencelerin gerekli olması durumun vehametine işaret ediyor olabilir.
JPMorgan Chase, ülkenin en büyük ikinci banka iflasının ardından First Republic Bank’ın varlıklarının çoğunluğunu satın aldı. Pazartesi erken saatlerde açıklanan anlaşma, First Republic müşterilerinin mevduatlarının korunmasını sağlıyor. JPMorgan Chase, varlıkların önemli çoğunluğunu satın aldığını ve banka müşterilerinin mevduatlarını sigortalamaktan sorumlu bağımsız devlet kurumu olan FDIC’nin sigortalı ve sigortasız mevduatları devraldığını açıkladı. Satın alma işlemi, ABD hükümetinin bankacılık sektörünü adım atmaya ve batan kurumu desteklemeye çağırmasının ardından gerçekleşti. JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon’a göre anlaşma, bankanın gelecek kazançlarına katkıda bulunarak hissedarlarına da fayda sağlıyor.
Anlaşma uyarınca FDIC, First Republic’in müstakil konut ipotek kredileri ve ticari kredilerden oluşan portföyünde meydana gelen zararların %80’ini önümüzdeki beş ila yedi yıl boyunca karşılayacak. JPMorgan Chase, First Republic’in kurumsal borcunu üstlenmeyecek ve işlemi tamamlamak için FDIC’den 50 milyar dolar finansman alacak. Bunun karşılığında JPMorgan Chase, FDIC’ye 10.6 milyar dolar ödeyecek, diğer bankaların Mart ayında First Republic’e yatırdığı 25 milyar dolarlık fonu iade edecek ve First Republic’e yatırdığı 5 milyar dolarlık mevduatı silecek. Banka anlaşmadan 2.6 milyar dolarlık tek seferlik bir kazanç elde edecek ancak 2024 sonuna kadar yeniden yapılandırma için de 2 milyar dolar harcamayı bekliyor.
Hazine Bakanlığı da bankacılık sistemine olan güvenin azalması ve ABD ekonomisinin zarar görmesi endişelerini azalttığı için bu satın alma işleminden övgüyle bahsetti denebilir. Hazine Bakanlığı’ndan bir sözcü, çözümün Mevduat Sigorta Fonu’na minimum maliyetle tüm mevduat sahiplerini koruduğunu ve ABD bankacılık sisteminin sağlamlığını ve direncini gösterdiğini belirtti. FDIC, First Republic’in kontrolünü hızla ele alıp satışını duyurmuştu. Bunun kuruma tahmini maliyeti 13 milyar dolar oldu. Bu maliyet, Mart ayında meydana gelen ve First Republic’ten biraz daha küçük olan Silicon Valley Bank’ın iflasında ortaya çıkan 20 milyar dolardan daha az.
Bankacılık sektöründen gelen son haberler ise endişeleri artırıyor. Los Angeles merkezli bir kredi kuruluşu olan PacWest’in potansiyel bir satış da dahil olmak üzere stratejik seçeneklerini araştırdığı ve potansiyel ortaklar ve yatırımcılarla görüşmelerin devam ettiğini kabul ettiği bildiriliyor. Benzer şekilde, Phoenix merkezli Western Alliance’ın da yardım arayışında olduğu söyleniyor, ancak banka raporu yalanlıyor ve danışman tutmadığını savunuyor. Hisse senedi fiyatlarındaki dalgalanma nedeniyle hisselerinin alım satımı birçok kez durduruldu.
FDIC şu anda bu iki bankanın sürecine dahil olmadı. Ancak hem Silicon Valley Bank hem de First Republic’in kötü sona uğramadan önce başlangıçta serbest piyasa çözümleri aradıklarını belirtmek gerekir. O yüzden PacWest ve Western Alliance için de alarm zilleri çalıyor olabilir. Bununla birlikte Comerica ve Zions Bancorp gibi diğer bölgesel bankalar da hisse senedi fiyat baskısı altında ve sektörü çevreleyen artan endişeye katkıda bulunuyor.
ABD bölgesel bankacılık sistemi birçok belirsizlikle karşı karşıya olduğundan, sektörün genel sağlığı sorgulanmaya devam ediyor. Bazıları sistemin dirençli olduğunu iddia etse de, son dönemde yaşanan banka iflasları ve devam eden zorluklar kuşkusuz alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Hangi bankaların bu çalkantılı zamanlarda başarıyla yollarını bulacakları ve finansal istikrarlarına olan güveni yeniden tesis edecekleri ise merak konusu.