Amerikan Ekonomisi Yılın İlk Çeyreğinde Küçüldü
Amerikan başkanlarının dört yıllık dönemlerinin nasıl geçeceğine dair en iyi öngörüleri sunan verilerden biri başkanların ilk 100 gün rakamlarıdır. Başkan Trump’ın ilk 100 gününün dolmasıyla birlikte ortaya çıkan ekonomik veriler, Trump’ın kampanyası sırasında vadettiği ekonomik iyileşmenin gerçekleşmediğini; tersine, ABD ekonomisini kısa ve orta vadede dalgalı bir sürecin beklediğini ortaya koyuyor. Bu analiz doların değer kaybından borsalardaki düşüşe, ekonomik küçülmeden federal harcamalardaki artışa kadar ilk çeyreğin temel eğilimlerini ele alıyor.
Başkan Trump’ın ikinci döneminin başlangıcına damgasını vuran en büyük politika değişimi ABD’nin önce Meksika, Kanada ve Avrupa Birliği devletleri ülkeleri başta olmak üzere dost ülkelere gümrük vergisi uygulayacağına dair tehditler savurması; ardından Çin’i de dahil edecek şekilde küresel düzeyde gümrük vergileri uygulamasıydı. Donald Trump seçim döneminde tam olarak bunu yapacağını vaat etse de gümrük vergileri uygulamaya alındıktan sonraki süreç ne Trump’ın ne de onu seçen Amerikalıların beklediği gibi olmadı. Trump bu politika değişikliği sebebiyle kısa vadede zorluklar yaşanabileceğini, ancak uzun dönemde ABD’nin üretim gücünü korumak için vergilerin gerekli olduğunu söyledi.
Gümrük söylentileri, buna dair kararnameler ve hatta vazgeçilen kararların ilk çıktısı ABD dolarının avro, İsviçre frangı, Japon yeni, Kanada doları, İngiliz sterlini ve İsveç kronu karşısında değer kaybetmesi oldu. Dolar endeksi Trump’ın ilk 100 gününde 2008 ekonomik krizini hatırlatacak şekilde düştü ve son üç yılın en düşük seviyesini gördü. Kısa vadede bu tablo, Başkan Trump’ın ABD sanayisini daha rekabetçi kılma hedefi açısından tek başına olumsuz sayılmayabilir; ancak doların dünya ticaretindeki rezerv para konumunu sürdürebilmesi için asgari düzeyde istikrarını koruması gerekliliği, dolardaki bu dalgalanmanın küresel marketlerde endişe yaratmasına sebep oldu.
Trump yönetiminin birinci döneminde ekonomik performansı öne çıkarırken sıkça atıf yaptığı göstergelerden biri borsa endekslerindeki artıştı. Ne var ki gümrük vergileri bu dönem ABD borsalarını da derinden etkiledi. Trump’ın ilk 100 gününde S&P 500 endeksi yaklaşık %7 değer kaybetti. Bu veriyle birlikte Trump 1974’te Gerald Ford başkanlığından bu yana Amerikan borsalarının en çok değer kaybettiği ilk 100 günü yaşatmış oldu. Joe Biden’ın ilk 100 gününde aynı endeks yaklaşık %8 değer kazanmıştı. Amerikalıların %62’sinin borsalarda yatırım yaptığı düşünüldüğünde, Başkan Trump’ın bazı gümrük vergisi politikalarından borsalardaki ani düşüşün ardından neden vazgeçmek zorunda kaldığı daha iyi anlaşılabilir.
2025’in ilk çeyreğinde gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) %0,3 oranında daraldı ve pandemi döneminden bu yana en kötü çeyrek performansı kaydedildi. Oysa Biden döneminin son çeyreğinde GSYİH %2,4 büyümüştü. Ticaret Bakanlığı verilerinin ardından 2025 için büyüme tahmini %2,8’den %1,9’a çekildi. İstihdam da beklentilerin gerisinde kaldı: Özel sektörün ilk üç ayda 138 bin yeni iş yaratması beklenirken, gerçekleşen rakam 68 bin oldu. Trump, zayıf tabloyu selefi Biden’a yüklese de kamuoyu yoklamalarındaki keskin düşüş, seçmenin sorumluluğu mevcut yönetimde gördüğünü düşündürüyor.
Başkan Trump’ın kurduğu ve başına Elon Musk’ı getirdiği Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE), devlet harcamalarını kısmayı temel hedef olarak açıklamıştı. Ne var ki 2025’in ilk çeyrek verileri bu hedefin gerçekleştirilemediğini gösterdi. Federal harcamalar, geçen yılın aynı dönemine göre 154 milyar dolar artarak yıllık 6,8 trilyon dolarlık bir tempoya ulaştı. Sosyal güvenlik ödemeleri 32,7 milyar dolar, Medicare ve Medicaid ödemeleri ise 29 milyar dolar yükseldi. Ulusal borcun faiz yükü de yüksek faiz oranları ve büyüyen borç stoku yüzünden 25,5 milyar dolar arttı. Buna karşılık, DOGE’nin 150 milyar dolarlık tasarruf iddiası—dış yardım kesintileri, personel azaltımı ve bazı bakanlıklarda harcama ertelemeleri—toplam gidişatı tersine çevirmeye yetmedi. Böylece zorunlu harcama kalemleri ve faiz ödemeleri, sınırlı tasarrufların etkisini bastırarak 2025’in ilk üç ayında federal harcamaların hız kesmeden büyümeye devam etmesine yol açtı.
İlk 100 gün verileri, ABD ekonomisinin 2025’e zayıf kur, düşen borsa endeksleri, negatif büyüme ve artan kamu harcamalarıyla giriş yaptığını gösteriyor. Trump yönetiminin korumacı ticaret yaklaşımı piyasa güvenini aşındırırken aynı zaman da küresel tedarik zincirlerini belirsizliğe sürükleyerek büyüme görünümünü zayıflattı. FED’in faiz oranlarını Başkan Trump’ın istediği üzere azaltıp azaltmayacağı kısa vadedeki ekonomik görünümü anlamak için belirleyici olacak. Orta vadede ise yönetimin dış ticaret politikasında yumuşamaya gidip gitmeyeceği kritik önem taşıyor. İlk çeyrek verilerinin Trump’ın gümrük vergisi ısrarını zayıflatıp zayıflatmayacağı veya 2026 ara seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin bu ekonomik dalgalanmadan nasıl etkileneceği ise şimdilik merak konusu.