Amerikan Ekonomisinde İstihdam Tartışmaları
Yüksek enflasyon, hızlı faiz artışları ve teknoloji ve finans sektörlerindeki işten çıkarmalara rağmen 2022’nin başından bu yana 5,6 milyon yeni istihdam ekonomi için olumlu bir hava yaratmaya devam ediyor. Bununla birlikte bankacılık sektöründe son dönemde yaşanan çalkantılar, işgücü piyasasındaki büyümenin sürdürülebilir olup olmadığı konusunda endişelere yol açıyor. Çalışma Bakanlığı’nın Mart ayı için açıklayacağı istihdam raporunun, işgücü piyasasının performansı hakkında fikir vermesi bekleniyordu.
Mart ayı istihdam raporu 236.000 kişilik istihdam artışı ve işsizlik oranının %3,5’e düşmesiyle ABD’de işe alımların bir miktar azaldığını gösteriyor. Fed’in yüksek enflasyonla mücadele için agresif faiz artırımlarına rağmen işgücü piyasasının sağlamlığını korumakta olduğu söylenebilir. Eğlence ve konaklama, kamu ve sağlık sektörlerinde istihdam artışları gözlenmekle beraber, inşaat, imalat ve perakende sektörlerinde iş kayıpları rapor edildi.
Raporun ardından devlet tahvili fiyatları düşerek getirilerin yükselmesine yol açtı. Mart ayındaki işgücü genişlemesi, ortalama saatlik kazançların bir önceki yıla göre %4,2 artmasıyla ücret artışını kolaylaştırdı. İşten çıkarmalar için bir gösterge olan haftalık işsizlik başvurularının yükselmesi ve açık pozisyonlar azalması işgücü piyasasının kademeli olarak soğuduğunu gösteriyor. Bu eğilime rağmen işsizlik oranının son 50 yılın en düşük seviyelerine yakın olması istihdamın sıkılığını devam ettiriyor. İşsizlik oranının %2,5 ile daha da düşük olduğu Green Bay ve Wisconsin gibi bölgelerde işverenler yetenekli eleman bulmakta zorlanmaya devam ediyor.
Silicon Valley Bank’ın iflası ve ardından yaşanan kısa süreli mali çalkantı istihdam piyasasının daha da soğumasına katkıda bulunabilir. Küçük işletmeler ve tüketiciler kredi bulmakta zorlanabilir, bu da potansiyel olarak işten çıkarmalara yol açabilir ve çalışanlar iş değiştirmekte daha tereddütlü olabilir. Fed’in faiz artışlarına rağmen sektörlerdeki birçok işletme işe alım yapmaya devam ediyor. Ancak bazı işletmeler, açık pozisyonları doldurma ve çalışanları elde tutma konusunda zorluklar yaşadı ve bu da geçtiğimiz yıl ortalama %10’luk ücret artışına yol açtı. Bir diğer gösterge de özel sektör çalışanlarının 2021 başından bu yana kademeli olarak azalan ortalama haftalık çalışma saatleri. Düşüşün devam etmesi, işletmelerin temkinli davranarak işten çıkarmalara başvurmadan önce çalışma saatlerini azalttığını ya da işgücü eksikliklerinin hafiflediğini gösteriyor.
Ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkisine ilişkin süregelen tartışma, ABD ekonomisinin mevcut durumu ve gelecekteki gidişatı hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Enflasyonun ücret artışını geride bıraktığı uzun bir seriye rağmen, Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell ücretlerin artan fiyatların ana itici gücü olmadığında ısrar ediyor. Bu görüş, enflasyonun başlıca nedenleri olarak pandemi, tedarik zinciri aksaklıkları ve jeopolitik olaylar gibi faktörlere işaret ediyor. Ancak, ücretler artmaya devam ettikçe ve ücret-fiyat sarmalına ilişkin endişeler sürdükçe, işsizliği artırmadan veya ücret kazanımlarından ödün vermeden fiyat baskılarını hafifletmenin alternatif yollarını düşünmek zorlaşıyor.
Seçeneklerden biri işletmelerin istihdam ve ücretlerde kesintiye gitmek yerine başka verimlilik veya üretkenlik iyileştirmeleri aramaları olarak öne çıkıyor. Bu tür adımlar faizi yükseltmek veya işsizliği artırmak gibi sert adımlara başvurmadan enflasyonist baskıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Şirketlerin son yıllarda sahip olduğu yüksek kar marjları göz önüne alındığında bu tür adımlar özellikle etkili olabilir. İşletmeler verimliliği artırmaya ve fiyat artışlarını azaltmaya odaklanarak daha sürdürülebilir ve adil bir ekonomik ortama katkıda bulunabilirler. Seçeneklerden bir diğeri de sağlık hizmetleri, enerji, konut, göç ve rekabet gibi alanlarda hükümet reformları veya düzenleyici ayarlamalar yoluyla enflasyonun ele alınması, çalışanları olumsuz etkilemeden fiyat baskılarının azaltılması olabilir.
ABD işgücü piyasası gelecekteki ivmesini etkileyebilecek çeşitli zorluklarla karşı karşıya. İşten ayrılma oranları, ortalama haftalık çalışma saatleri, işsizlik başvuruları, belirli sektörlerdeki işe alım oranları gibi temel göstergeleri izleyerek işgücü piyasasındaki potansiyel değişimler hakkında erken bilgi edinmek mümkün. İş ilanları geçtiğimiz yıl içinde keskin bir düşüş gösterdi ve yazılım geliştirme ile bankacılık ve finans rollerinde önemli düşüşler yaşandı. Ancak, hemşirelik ve çocuk bakımı gibi işçi açığı olduğu bildirilen sektörlerdeki iş ilanları daha iyi durumda. Enflasyondaki yükselişe rağmen ABD işgücü piyasası ekonomik riskler karşısında dirençli olduğunu gösterdi ancak bunun sürdürülebilir olup olmadığı belirsiz.