Başkanlık Kararnamelerinde Proje 2025 Etkisi
Başkan Trump’ın ilk üç haftasında imzaladığı kararnameler ve izlediği politikalar, Cumhuriyetçilere yakın muhafazakarların hazırladığı tartışmalı “Project 2025” planı ile birçok açıdan benzerlik gösteriyor. Trump, seçim sürecinde bu proje kapsamında ortaya konan politika önerilerinden haberi olmadığını iddia etmişti. Ancak özellikle federal bürokrasinin yeniden inşa edilmesi gibi radikal adımların yer aldığı proje, Trump yönetiminin ilk kararnamelerinde etkisini gösterdi. Trump’ın imzaladığı kararnamelerin çoğunda Project 2025 ile benzer ifadelerin kullanılması ve Project 2025’in mimarlarından biri olan Russell T. Vought’un bütçe ve planlamadan sorumlu direktör olarak atanması yönetimin politikalarının bu proje doğrultusunda şekillendiğine işaret ediyor..
Amerikan düşünce kuruluşu Heritage Vakfı tarafından seçim sürecinde muhafazakar bir yol haritası sunmak üzere çalışılan Proje 2025, Amerikan halkını ilgilendiren birçok kritik politika önerisi içeriyor. Hükümetin işleyişiyle ilgili olarak başkanlık makamının güçlendirilmesi ve merkezi bir yapının kurulması öneren proje, Adalet Bakanlığı gibi önemli kurumların doğrudan başkanlık kontrolüne alınması, bürokrasinin engellerinin aşılması amacıyla siyasi atamaların artırılması gerektiğini savunmuştu. Proje 2025, FBI gibi kritik kurumlarda da köklü değişiklikler yapılması ve yolsuzlukla mücadele için devlet kayıtlarının şeffaflaştırılması ve yanlış yapanların cezalandırılması gerektiğini vurgulamıştı.
Trump, Proje 2025’in de öngördüğü gibi, göreve geldiği ilk gün imzaladığı kararname ile devlet tarafından sadece iki cinsiyetin kabul edileceğini açıkladı. Proje, cinsiyetin yalnızca doğumda tanınan biyolojik cinsiyet anlamına gelecek şekilde tanımlanması gerektiğini savunuyordu. Rapor, trans bireylerin askeriye gibi kritik kurumlarda görev almamaları gerektiğini ifade ederken, “çeşitlilik, eşitlik ve katılım” (DEI) programlarının yürürlükten kaldırılmasını tavsiye etmişti. Başkan Trump, geçtiğimiz hafta imzaladığı kararname ile trans bireylerin askere alımını yasaklarken, DEI programlarının da iptal edildiğini açıkladı.
Yasadışı göç ve sınır güvenliği uzun bir süredir Amerikan kamuoyunun gündeminde yer alıyordu. Project 2025, bu konuda da radikal öneriler sunarak yasadışı göçü engellemeyi amaçladığını savunuyordu. Proje, ABD’nin mülteci kabul programının askıya alınması, Savunma Bakanlığı’nın güney sınırlarını korumak için daha fazla asker görevlendirilmesi, yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilmesini kabul etmeyen ülkelere yaptırım uygulanması, yerel ve eyalet kolluk kuvvetlerinin yasadışı göçmenleri gözaltına alabilmesinin sağlanması ve federal hükümete göçmenler konusunda bilgi aktarmayan eyaletlerin federal fonlarının kesilmesi gibi sert önlemler öneriyordu. Trump yönetimi, ilk günden itibaren göçmenlere karşı sert politikalara imza atarken, Proje 2025 bağlamında ifade edilen hemen her öneri uygulamaya konuldu.
Proje 2025’in en önemli önerilerinden biri de hükümet kurumlarının işleyişi ve yapısı ile ilgili değişiklikler yapılmasıydı. Raporda, “Biden yönetiminin Adalet Bakanlığı’nı eşi benzeri görülmemiş bir şekilde siyasallaştırması ve silah olarak kullanması, bir sonraki yönetimin kapsamlı bir yanıt vermesini gerektirmektedir” ifadeleri yer almıştı. Trump’ın ilk imzaladığı kararnamelerde, Adalet Bakanlığı’nın bir önceki yönetim tarafından siyasal amaçlarla kullanıldığı vurgulandı. Rapor, federal işe alımların durdurulmasını ve federal kurumların direktörlerinin başkanın siyasi ajandasıyla uyumlu şekilde çalışacak kişilerden seçilmesi gerektiğini öneriyordu. Trump, federal çalışanların işe alımını durdururken, işten atma süreçleri konusunda başkanın elini kuvvetlendiren kararnamelere de imza attı.
Enerji alanında da önerilerde bulunan Proje 2025, ABD’nin Alaska’da enerji projeleri geliştirmeye devam etmesini önermiş ve Biden yönetimi tarafından uygulanan çevre politikalarının yürürlükten kaldırılmasını tavsiye etmişti. Rapor, ABD’nin yeniden Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesini öneriyor ve enerji politikalarının ulusal güvenlik bağlamında revize edilmesini salık veriyordu. Trump’ın kararnamelerinde, benzer ifadelerle uygulamaya konulan enerji politikaları, Proje 2025’in neredeyse tüm önerilerini kapsıyor.
Dış politika alanında ise Proje 2025, ABD dış yardımlarının Amerikan dış politika anlayışıyla uyumlu olması gerektiğini belirtirken, savunma sanayi alanında füze savunma sistemlerine yatırım yapılmasını öneriyordu. Çin’e uygulanan gümrük vergilerinin artırılması önerilirken, küresel vergi anlaşmalarından da çekilmesi tavsiye ediliyordu. Trump’ın imzaladığı dış politika ile ilgili kararlar bu önerilerle birebir örtüşen ifadeler içeriyor. Proje 2025, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi kurumların “ABD çıkarlarına karşı hareket ettiğinde, ABD çekilmeye kadar varabilecek uygun adımları atmaya hazır olmalıdır. COVID-19 salgını sırasında DSÖ’nün başarısızlığı ve yolsuzluğu, uluslararası kuruluşların ABD vatandaşları ve çıkarları için oluşturduğu tehlikeye bir örnektir” ifadelerine yer vermişti. Trump’ın ilk gün imzaladığı kararnamelerden biri de ABD’nin DSÖ’den çekilmesi yönündeydi.
Proje 2025, FBI’ın son süreçte siyasi operasyonlar amacıyla kullanıldığına dikkat çekerek yönetici kadrolarında değişiklik yapılmasını da önermişti. Trump, seçim zaferinin ardından, henüz görev süresi dolmadan mevcut FBI direktörünü görevden alarak yerine kendisine yakın ve sadık bir isim olan Kash Patel’i atayacağını açıklamıştı. Henüz Kongre’de onay aşamasında olan bu atama da Trump’ın Proje 2025’in önerileri doğrultusunda hareket ettiğini gösteriyor.
Trump’ın ilk kararnamelerinin Proje 2025 ile örtüşmesine ek olarak, Beyaz Saray Yönetim ve Bütçe Ofisi başkanı olarak Senato tarafından onaylanan Russell T. Vought da Trump’ın Proje 2025 ile bağlantısını ortaya koydu. Projenin mimarlarından olan Vought’un federal çalışan sayısını azaltma ve derin harcama kesintileri öneren bir bütçe tasarısı gibi öneriler hazırlaması bekleniyor. Projenin yazım aşamasında görev alan diğer isimlerin, ilk Trump döneminde çeşitli idari görevlerde yer alması ve Trump ile yakın ilişkilere sahip olması da Proje 2025-Trump ilişkisini ortaya koyuyor. Trump’ın başkanlık görevine başladığı ilk hafta içinde imzaladığı 53 yürütme kararından 37’sinin Project 2025’teki önerilerle örtüştüğü görülüyor.
Trump, daha önce Proje 2025’te yer alan bazı fikirleri “kesinlikle saçma ve berbat” olarak nitelendirmişti. Trump kampanyası, eleştirilerden kaçınmak için proje ile herhangi bir bağlantıları olmadığını açıklarken, Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada projenin “Arkasında kimin olduğu hakkında hiçbir fikrim yok” ifadelerini kullanmıştı. Trump’ın kararnameleri, seçim sürecinde Demokratların ortaya koyduğu endişeleri doğrular nitelikte. Proje 2025 bağlamında atılan radikal adımların ABD’nin hem iç hem de dış politikası açısından şimdiden kritik sonuçları oluşmaya başladı.