Başkanlık Yarışı: Trump’ın Hamleleri
Amerikan başkanlık seçimlerine 3 haftadan az bir süre kala, birçok eyalette erken oy verme işlemleri başladı. Hem Donald Trump hem de Kamala Harris, bu süreçte son kozlarını oynayarak kritik seçmen kitlelerine ulaşmaya çalışıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda, eyaletlerin izin verdiği süreler içerisinde seçmenler herhangi bir gerekçe göstermeden erken oy kullanabiliyor. 2020 seçimlerinde, Covid-19 pandemisinin etkisiyle 100 milyondan fazla seçmen seçim gününden önce oy kullanmıştı. Bu hafta itibariyle erken oy kullanma işlemleri devam ederken, Trump kampanyası kararsız ve kritik seçmen gruplarını ikna etmek için farklı seçmen gruplarına ve konulara odaklanan etkinlikler düzenlemeye devam ediyor.
Trump’ın bu hafta Bloomberg’e verdiği röportaj, seçim kampanyası boyunca ekonomi politikalarını vurgulamak için önemli bir fırsat sundu. Ekonomi, kamuoyu araştırmalarına göre seçmenin en öncelikli meselesi. Geçtiğimiz ay Pew Research Center tarafından yapılan bir ankete göre Amerikan seçmeninin %81’i ekonomiyi en kritik konu olarak değerlendiriyor. Biden yönetiminin ekonomi politikaları ise yüksek enflasyon dolayısıyla eleştirilere maruz kalıyor. Gallup’un son kamuoyu araştırması, Biden’ın ekonomi politikalarına desteğin %38 seviyelerinde kaldığını gösteriyor. Bu oran, diğer Amerikan başkanlarıyla kıyaslandığında oldukça düşük bir seviyede.
Biden-Harris yönetiminin ekonomi politikalarındaki zayıflıklarını fırsata çevirmeye çalışan Trump kampanyası, kampanya süresince ekonomiyle ilgili konuları gündemde tutmaya özen gösterdi. Trump’ın bu hafta katıldığı Bloomberg röportajı da bu çabanın bir parçasıydı. Röportaj sırasında Trump, geleneksel ekonomi anlayışını eleştirerek, uluslararası ticaret konusunda daha sert bir duruş sergileyeceğinin sinyallerini verdi. Özellikle gümrük vergileri konusunda ilk dönemine kıyasla daha agresif bir politika izleyeceğini belirten Trump, ABD’nin Çin, Meksika ve Fransa tarafından ekonomik olarak istismar edildiğini savunarak, “Tek yapmanız gereken fabrikalarımızı ABD’de kurmak” ifadelerini kullandı.
Röportajında teknoloji şirketleri de Trump’ın hedefindeydi. Google’dan memnuniyetsizliğini dile getiren Trump, daha önce TikTok’un kapatılması gerektiğini savunan ancak zamanla bu konuda daha yumuşak bir tutum sergilemişti. Trump, TikTok’u hala bir tehdit olarak gördüğünü belirtirken ana akım ekonomi politikalarına ve kurumlarına da eleştiriler yöneltti. ABD Başkanı’nın faiz oranı kararları hakkında Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı ile konuşma hakkına sahip olması gerektiğini savundu. Trump, FED Başkanı Powell’ı görevden almak isteyip istemeyeceği sorulduğunda ise bu soruyu geçiştirerek, başkanın görevleriyle ilgili eleştiriler yapmayı tercih etti. Trump, Eylül ayındaki FED’in faiz indirimi kararını seçimlerden önce yapılmış siyasi bir hamle olarak nitelendirmiş ve Biden yönetiminin FED’i siyasi bir araç olarak kullandığını öne sürmüştü.
Trump da rakibi Harris gibi seçime kısa bir süre kala stratejik seçmen gruplarına odaklanmaya çalışıyor. Bu bağlamda Çarşamba günü Fox News tarafından hazırlanan ve tamamı kadın katılımcılardan oluşan bir programa katıldı. Harris kampanyası, özellikle kürtaj hakkı üzerinden Trump’ın kadın seçmenler nezdinde oy almasını engellemeye çalışıyordu. Trump’ın kadınlara özel bir programda yer alması, bu algıyı kırma çabası olarak değerlendirildi. Ancak, katılımcıların kanalın inisiyatifiyle seçilmiş Trump destekçilerinden oluşması nedeniyle programa birçok eleştiri yöneltildi. Program sırasında kürtaj kısıtlamalarına dair derinlemesine bir tartışmanın olmaması dikkat çekti.
Program esnasında Trump, Cumhuriyetçilerin 2022 ara seçimlerinde kayıp yaşamasına sebep olan ve kendisi için de zayıf bir nokta olarak görülen kürtaj konusuna dair dikkat çekici bir çıkış yaptı. Anayasa Mahkemesi’nin 2022 yılında Roe v. Wade kararını iptal etmesini hatırlatan Trump, aile bütünlüğüne verdiği önemi vurguladı. Kendini “tüp bebek fikrinin babası” olarak nitelendiren Trump, seçilmesi halinde tüp bebek tedavisini federal düzeyde koruma altına alacağını ve bu tedavinin ücretsiz sunulacağını açıkladı.
Trump’ın hedef aldığı bir diğer stratejik grup ise Hispanik kökenli seçmen oldu. Amerika’nın en büyük İspanyolca yayın yapan kanalı Univision’da katıldığı programda Trump, kürtaj hakları, 6 Ocak Kongre baskını ve göçmenlik gibi önemli konulara değindi. Yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilmesiyle ilgili görüşleri sorulduğunda, bu göçmenlerin sadece genel halkı değil, aynı zamanda Hispanikleri de olumsuz etkilediğini belirtti.
Kongre baskınına dair gelen sorulara ise Amerikalıların o gün kendisi için değil, Amerikan demokrasisi için protesto gösterileri düzenlediklerini savundu. Trump’ın bu konuda karşılaştığı baskılar, son dönemde özellikle Demokratlar tarafından yoğunlaştırılmış durumda. Geçtiğimiz hafta Trump’ın başkan yardımcısı adayı Ohio Senatörü JD Vance de Kongre baskınıyla ilgili sorularla karşı karşıya kalmış ve benzer bir tutum sergileyerek Trump’ın 2020 seçimlerini kaybetmediğine inandığını dile getirmişti.
Trump, farklı grup ve konulara odaklanarak seçim kampanyasını yürütürken en büyük desteklerinden birini X, Tesla ve SpaceX şirketlerinin sahibi Elon Musk’tan almaya devam ediyor. Trump’a desteği nedeniyle sıkça eleştirilerin odağında olan Musk’ın desteği seçimin gidişatında önemli bir rol oynamaya başladı. Musk’ın Trump’ı desteklemek üzere kurduğu bir siyasi aksiyon komitesine üç ay içinde yaklaşık 75 milyon dolar aktarması, desteğinin söylemin ötesine geçtiğini ve kritik eyaletlerde fark yaratabileceğini gösteriyor. Bazı İsrail destekçisi milyarderlerin, Silikon Vadisi CEO’larının ve Musk’ın Trump’ın kampanyasının kilit bir parçası haline gelmesi ultra zenginlerin seçim sonuçlarına etkisini de tartışmaya açıyor.
Harris’in adaylığı ile birlikte Demokratların yakaladığı ivme, son dönemde yavaşlamış durumda, ancak anketler hala seçimin başa baş geçeceğini gösteriyor. Harris’in yükselişi karşısında seçmen tabanını korumaya çalışan Trump için önümüzdeki üç hafta oldukça önemli olacak. Özellikle salıncak eyaletlerde, seçmenlerin ekonomi ve sınır güvenliği gibi konuları öncelik haline getirerek oy vermelerini sağlamaya çalışan Trump, bu meseleler üzerine yoğunlaşarak seçimi lehine çevirmeyi hedefliyor.