Biden Katar’ı Özel Müttefik İlan Etti
Başkan Joe Biden, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed El Sani’yi Washington’da ağırlayarak başkanlığı döneminde ilk kez bir Körfez ülkesi lideriyle görüşmüş oldu ve Katar’ı özel müttefik ilan etti. Beyaz Saray açıklamasında liderlerin Körfez ve Ortadoğu bölgesinde güvenlik ve refahı artırma, küresel enerji kaynaklarının istikrarını sağlama, Afganistan halkını destekleme, ticaret ve işbirliğini artırma konularını görüştükleri bildirildi. Biden görüşmede Katar’ı “NATO üyesi olmayan önemli müttefik” olarak tanıyacağını açıkladı. Boeing ve Katar Havayolları arasında imzalanan 20 milyar dolarlık anlaşmanın lider tarafından memnuniyetle karşılandığına vurgu yapıldı. İki lider ayrıca Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması halinde Avrupa’nın enerji tedarikinin sağlanması konusunda Katar’ın neler yapabileceğini konuştu.
Oval Ofis’teki görüşme öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan Biden, ABD ve Katar arasında 50. yılını dolduran diplomatik ilişkilerin stratejik ortaklık mesabesine ulaştığının göstergesi olarak Katar’ı “NATO üyesi olmayan önemli müttefik” (MNNA) olarak tanıyacağını dile getirdi. Biden, ABD’nin NATO dışındaki yakın ortaklarına sunduğu ‘özel müttefiklik’ statüsünün Katar’a da verilmesi hususunda Kongre’ye yakın zamanda resmi bilgi vereceğini belirtti. Katar, Mısır, Ürdün, Bahreyn, Kuveyt, Fas ve Tunus’tan sonra NATO üyesi olmayan önemli müttefik sınıflandırmasına giren 7. Arap ülkesi oluyor. ABD’nin bugüne kadar MNNA olarak tanıdığı 18 ülke bulunuyor. MNNA statüsü ilk kez 1987 yılında ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından Avustralya, Mısır, İsrail, Japonya ve Güney Kore’ye tanınmıştı.
Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby Katar’ın MNNA olarak tanımlanması konusuna değinerek kararın ABD-Katar ilişkilerinin seyrini değiştireceğini, yeni fırsatlar yaratacağını, eğitim ve askeri teçhizat temini için yeni bir alan açabileceğini belirtti. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman El Sani de konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Biden’ın Katar’ı NATO üyesi olmayan büyük ortak olarak tanımasının iki ülke arasındaki ilişkilerin gücünü yansıttığını, ortaklık için de daha fazla fırsat oluşturduğunu kaydetti. MNNA statüsü herhangi bir saldırı durumunda ABD ordusunun o ülkeye yardım göndermesini şart koşmuyor ancak bu statüyü elde eden ülkelere diplomatik prestijin yanı sıra güvenlik sistemleri ve yeni teknolojilere erişimde kolaylık sağlarken ABD savunma güçlerinin vereceği eğitimleri alma imkânı tanıyor.
Katar’a MNNA statüsü tanınmasının nedenleri arasında Doha yönetiminin ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilme sürecinde sağladığı desteğin büyük katkısı olduğu belirtiliyor. ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük hava üssünün yer aldığı Katar, Afganistan’dan geri çekilme sürecinde ve tahliyelerin yürütülmesinde kilit rol üstlenmişti. Biden geçen yıl Şeyh Temim ile yaptığı telefon görüşmesinde Afganistan’daki çekilme sürecinde “binlerce kişinin tahliyesinin Katar’ın desteği sayesinde mümkün olduğunu” ifade ederek kendisine teşekkür etmişti. Katar aynı zamanda Afganistan’dan çekilme öncesinde Taliban ile ABD arasındaki yürütülen barış müzakerelerine de ev sahipliği yapmıştı. Taliban ve Afganistan hükümeti Katar’ın başkenti Doha’da Washington’un arabuluculuğuyla kalıcı bir ateşkes sağlanması ve savaş sonrası Afgan toplumu için bir yol haritası belirlenmesi için müzakereler yürütmüştü.
İran ve Türkiye’yle ilişkileri nedeniyle başta Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkeleriyle gerginlik yaşayan, 2017 yılında ekonomik ve diplomatik ambargo uygulanarak ablukaya alınan Katar son zamanlarda bu bağlantılarını kullanarak diplomatik arabuluculuk yapabiliyor. Geçen hafta Tahran’a ziyarette bulunan Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdul Rahman el-Sani, Doha yönetiminin Tahran ve Washington’u yakınlaştırmak için iki ülke ile de açık olan diplomatik kanallarını kullandığını söyledi. İran yönetimini bölge ülkelerine yönelik olumlu girişimlerde bulunmaya teşvik ettiklerini belirten Bakan El Sani, “İran’ın nükleer programı üzerinde anlaşmaya varmak bizim için önemli, çünkü bu ülke bölgede istikrar ve güvenlik unsurudur” dedi. Bakan, Şeyh Temim ile Biden arasındaki görüşmelerde Afgan krizinin de ele alındığını belirterek, Afganistan’a yönelik yaptırımların ve bu ülkedeki krizi görmezden gelmenin bu ülke insanlarının çıkarına olmadığını da sözlerine ekledi.
Biden ve Şeyh Temim görüşmede Rusya-Ukrayna gerginliği nedeniyle Avrupa’da yaşanabilecek enerji krizi meselesini de ele aldı. Biden Katar Emiri’nden Rusya’nın doğalgaz sevkiyatını kesmesi olasılığına karşı Katar’dan Avrupa’ya daha fazla LNG tedarik etmesi talebinde bulundu. Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) üreticilerinden olan Katar’ın Rusya’nın gaz sevkiyatını kesmesi veya azaltması durumunda Avrupa’ya LNG göndererek ihtiyacın bir kısmını karşılayabileceği düşünülüyor. Katar halihazırda tam kapasitede üretim yapıyor ancak kargoların büyük kısmı uzun dönemli anlaşmalar çerçevesinde Asya pazarına gittiği için Katar’ın Avrupa’ya yönlendirebileceği LNG kapasitesinin düşük olacağı belirtiliyor. Biden yönetimi olası bir enerji krizini aşmak için farklı kaynaklar bulmaya çalışıyor.
Öte yandan, ABD ve Katar arasında ticari ilişkiler kapsamında Katar Havayolları’nın Amerikan uçak üretici dev şirketi Boeing ile yaptığı yeni anlaşmadan övgüyle bahseden ve bu sayede “on binlerce kişiye yüksek ücretli istihdam” imkânı sağlanacağını dile getiren Biden, ABD ile Katar arasındaki ticari ilişkilerin güçlendirilmesinin ikili ilişkilerde belirlenen hedeflerden biri olduğunu söyledi. Katar Havayolları, Boeing ile yaptığı 20 milyar dolarlık anlaşma kapsamında Boeing 777X’in yeni nesil kargo uçağı modeline 34’ü kesin 16’sı da opsiyonlu toplam 50 adetlik uçak siparişi verdiği belirtiliyor. Katar yönetimi ayrıca eski Başkan Trump döneminde gündeme gelen 500 milyon dolarlık Amerikan M-9 Reaper İHA satışı için de Biden’ın onay vermesini talep ediyor.