Biden Ortadoğu Turuna İsrail’den Başladı
Başkan Biden göreve başladığından bu yana çıktığı ilk Ortadoğu turunda sırasıyla İsrail, Filistin ve Suudi Arabistan’a uğrayacak. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre Biden bölgede ülke liderleriyle görüşmeler yaparak özellikle güvenlik, ekonomi ve diplomasi alanlarında işbirliğini artırmaya çalışacak. Suudi Arabistan ziyaretinde Muhammed bin Selman (MBS) ile görüşüp görüşmeyeceği tartışılan ve Kaşıkçı cinayeti sebebiyle MBS’ye tepki koyması yönünde baskı yapılan Biden ziyaretini Amerikan ulusal çıkarları doğrultusunda yaptığını söyleyerek savundu.
Ortadoğu turuna İsrail’den başlayan Biden, İsrail Başbakanı Yair Lapid ile bir araya geldi. Batı Kudüs’te gerçekleşen buluşmada iki lider ABD-İsrail Stratejik Ortaklık Deklarasyonu’nu imzaladıktan sonra ortak basın açıklaması yaptı. ABD’nin, İran’ın nükleer silah edinmemesi yönündeki taahhüdüne bağlılığını yineleyen deklarasyonda Washington’un İran’ın her türlü “saldırganlığı ve istikrarı bozan eylemlerine” karşı koymak için birlikte çalışma konusundaki bağlılığı da teyit edildi.
Basın toplantısında İsrail devletinin kurulduğu günden bugüne tüm liderleriyle şahsen görüşmüş olduğunu hatırlatan Biden, İsrail’in karşı karşıya olduğu sorunların çok fazla değişmediğini ve antisemitizmin de halen dünyada yaygın olduğunu kaydetti. Obama döneminde Başkan Yardımcısı iken İsrail ile çok önemli anlaşmalar imzaladıklarını vurgulayan Biden, ABD-İsrail ilişkilerinin güçlenerek devam edeceğini sözlerine ekledi.
Özellikle güvenlik ve teknoloji alanlarında ortak çalışmaların hız kazanacağını söyleyen Biden İsrail’in “Demir Kubbe” ve yeni geliştirilen “Demir Işın” teknolojilerinin önemine vurgu yaptı. İran konusuna da değinen Biden, “İran’ın nükleer güç olmasına asla izin vermeyeceğiz” dedi. “Diplomasinin, bu sonuca ulaşmanın en iyi yolu olduğuna inandığını” söyleyen Biden, “bölgede teröre destek veren, balistik füze programı ve terörist gruplara silah aktarması gibi İran’dan gelen tehditlere karşı koymak için İsrail ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
İsrail ve Filistin sorununun çözümüne ilişkin de konuşan Biden, “iki devletli çözümü” savundu. Biden, “İsrail, bağımsız, demokratik ve Yahudi bir devlet olarak kalmalıdır. Bunu sağlamanın da en iyi yolu, her iki halkın yan yana barış ve güvenlik içinde yaşayacağı iki devletli bir çözümdür” ifadelerini kullandı. Biden göreve geldikten sonra Trump yönetimi tarafından 2018 yılında kapatılan Doğu Kudüs’teki ABD Konsolosluğu’nu yeniden açarak Filistin halkıyla etkileşime geçmek ve onları desteklemek niyetinde olduğunu vurgulamış ve ABD’nin yeniden iki devletli çözüm çizgisine döndüğünü göstermeye çalışmıştı.
Biden’ın Batı Şeria’ya geçerek Filistin lideri Mahmut Abbas ile görüşmesi bekleniyor. Biden’ın Filistin halkına ekonomik ve insani yardımın yanı sıra Gazze’de devam eden insani krizin üstesinden gelmek için ABD’nin desteğini açıklaması bekleniyor. Ekonomik adımlar ve Amerikan yardımının amacının ‘Filistinlilerin yaşamlarını iyileştirmek ve sonunda siyasi bir çözüme ulaşma olasılığını korumak’ olduğu belirtiliyor. Başkanın gerginliği azaltma adına İsrail yerleşim birimlerinin genişlemesine karşı olduğunu defalarca dile getirdiğinin de altı çiziliyor.
Biden Kudüs ziyareti sırasında video konferans yöntemiyle düzenlenen ve İsrail Başbakanı Yair Lapid, Hindistan Başbakanı Nerendra Modi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın iştirak ettiği I2U2 Zirvesi’ne katıldı. Liderler düzeyinde ilk kez gerçekleştirilen zirveye ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, dörtlü grubun ortak hedefinin “su, enerji, ulaşım, uzay, sağlık ve gıda güvenliği alanlarındaki ortak yatırımlara ve yeni girişimlere odaklanarak dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan bazılarının üstesinden gelmek için toplumların canlılığını ve girişimci ruhunu kullanmak” olduğu belirtildi.
İsrail’in Arap ve bölge ülkeleriyle ilişkileri normalleştirme sürecinin desteklendiği kaydedilen açıklamada, İbrahim Mutabakatı’na ve İsrail ile diğer barış ve normalleşme düzenlemelerine destek verildiği vurgulandı. Açıklamada “Ortadoğu ve Güney Asya’da ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi ve özellikle I2U2 ortakları arasında sürdürülebilir yatırımın teşviki dahil olmak üzere, bu tarihi gelişmelerden kaynaklanan ekonomik fırsatları memnuniyetle karşılıyoruz” ifadelerine yer verildi. Liderlerin küresel gıda krizini daha iyi yönetebilecek uzun vadeli ve çeşitli gıda üretimi ve gıda tedarik sistemleri sağlamanın yenilikçi yollarını tartıştığı da kaydedildi.
Bu kapsamda BAE’nin, Hindistan’da iklim alanındaki akıllı teknolojiler ile bir dizi entegre gıda parkı geliştirmek için 2 milyar ABD dolar yatırım yapacağı belirtildi. Girişim kapsamında, Hindistan’ın proje için uygun arazi temin edeceği ve çiftçilerin gıda parklarına entegrasyonunu sağlayacağı, ABD ve İsrail’deki özel sektörlerin de sürdürülebilirliğe katkıda bulunan yenilikçi çözümler için uzmanlık desteği vereceği aktarıldı. Bahsi geçen yatırımların, mahsul verimini üst düzeye çıkararak Güney Asya ve Ortadoğu’daki gıda güvenliği krizinin üstesinden gelinmesine yardımcı olacağı vurgulandı.
Göreve geldiği günden beri Amerika’nın dış politika odağını Ortadoğu’dan Hint-Pasifik bölgesine kaydıracağını söyleyen Biden, İsrail-Filistin gerginliği, İran nükleer anlaşması ve son olarak Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmeler nedeniyle bu hedefini gerçekleştirebilmiş değil. Bazı uzmanlara göre I2U2 grubunun oluşturulması ile Biden yönetimi Ortadoğu ve Hint-Pasifik gibi iki farklı stratejik bölgeyi entegre etmeyi hedefliyor. I2U2 grubu Çin’in Pasifik bölgesinde artan etki alanını sınırlamak için kurulan Quad benzeri bir ortaklık olarak yorumlanıyor. Bu dörtlü bölgesel ittifak İsrail için BAE ile 2020 yılında imzalanan normalleşme anlaşmasını sağlamlaştırmaya ve İran aleyhine kullanabileceği yeni bir alan elde etme anlamına da geliyor.
Hindistan için ise başta BAE olmak üzere İsrail ve diğer bölge ülkeleriyle ekonomik ilişkileri geliştirme fırsatı ön plana çıkıyor. BAE’de yaklaşık 3,5 milyon Hindistanlı yaşıyor ki bu rakam ülke nüfusunun yaklaşık üçte birine tekabül ediyor. Hindistan ayrıca petrol ihtiyacının bir kısmını BAE’den karşılarken İsrail’den de silah satın alıyor. Bunların haricinde yeni ittifak yeni işbirliği alanları ve yatırım imkanları doğuruyor. I2U2 ortakları, Hindistan’ın Gujarat eyaletinde rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesinden oluşan 300 megavatlık hibrit yenilenebilir enerji projesi geliştirme sözü de vermiş durumda.