Biden-Şi Zirvesinde ABD-Çin İlişkileri Masaya Yatırıldı
ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping 15 Kasım Pazartesi günü video konferans yöntemiyle yaklaşık 3,5 saat süren bir zirve gerçekleştirdi. Şi’nin geçen ay Roma’da yapılan G-20 zirvesine ve Glasgow’da düzenlenen iklim konferansına katılmaması nedeniyle Biden-Şi yüz yüze görüşmesi gerçekleştirilememişti. Görüşmede liderler iki ülke ilişkilerinin kompleks yapısını ve mevcut rekabetin sorumlu bir şekilde idare edilebilmesinin önemini tartıştılar. Biden, “Pekin’in zorlayıcı ve adaletsiz uygulamaları, Hong Kong’daki baskı politikaları, Sincan’daki insan hak ihlalleri ve Tayvan dahil olmak üzere Hint-Pasifik bölgesinde giderek artan hak ihlalleri hakkındaki temel endişelerini” dile getirirken Şi ise Washington yönetiminden Çin’in temel çıkarlarına saygı göstermesini ve daha dikkatli davranmasını istedi. Biden ve Şi, ülkelerini ilgilendiren ikili meseleler dışında Afganistan, Kuzey Kore, İran, küresel enerji piyasaları, askeri sorunlar ve koronavirüs salgını gibi bölgesel ve küresel konularda da görüş alışverişinde bulundu.
Beyaz Saray’dan görüşmeyle ilgili yapılan açıklamaya göre Biden görüşmede Şi ile geçmişte olduğu gibi açık ve samimi bir tavırda tartışmayı umduğunu dile getirerek liderlerin ülkeler arasındaki rekabetin çatışmaya dönüşmemesini sağlama sorumluluğu bulunduğuna inandığını söyledi. Biden iki ülke arasında yaşanan gerilimin başlıca sebeplerinden biri olan Tayvan konusunda ABD’nin, “Üç Bildiri,” “Altı Güvence” ve “Tayvan İle İlişkiler Yasası” uyarınca “tek Çin” politikasına bağlı olduğunu, ancak Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarı bozacak ya da statükonun değişmesine yol açacak tek taraflı çabalara kesin olarak karşı duracaklarını açıkladı. Biden, görüşmede Pekin yönetiminin kendi iç meselesi olarak değerlendirdiği Tibet, Hong Kong ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde izlediği siyaset ve insan hakları ihlallerinden dolayı kaygılarını da dile getirdi.
Açıklamada Biden’ın ticari ve ekonomik konularla ilgili olarak “Amerikan işçileri ve sanayisini, Çin’in adil olmayan ticari ve ekonomik politikalarından korumak gerektiğini belirttiği ve Hint-Pasifik bölgesinde özgür ve açık bir ortamın sürdürülmesinin önemine işaret ettiği kaydedildi. Şi ile geçmişte olduğu gibi açık ve samimi bir şekilde tartışmayı umduğunu dile getiren Biden, iki ülke arasındaki rekabetin istemli veya istemsiz bir çatışmaya dönüşmemesi için azami gayret sarf etmeleri gerektiğine vurgu yaparak, “uzlaşmaya dayalı kılavuz çizgileri belirlemeliyiz, farklılıklarımız konusunda açık ve dürüst olmalıyız, ortak çıkarlarımız konusunda özellikle iklim değişikliği gibi küresel meselelerde birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı. İki ülke yetkilileri geçen hafta, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde ortak bir açıklama yaparak iklim değişikliğiyle mücadele konusunda işbirliği yapacaklarını duyurmuştu.
Çin devlet medyasının yaptığı habere göre, Başkan Şi iki taraf arasındaki görüş ayrılıklarına rağmen işbirliğinin önemine vurgu yaptı ve yanlış anlamaları önlemek için yeni diyalog mekanizmalarının kurulması gerektiğini belirtti. Jinping, Çin ve ABD’nin dünyanın en büyük iki ekonomisi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimî üyeleri olarak bir yandan iç meselelerini en iyi şekilde yürütüp diğer yandan da dünya barışına ve kalkınmasına katkı sağlaması gerektiğinin altını çizerken “Çin ve ABD birbirine saygı duymalı, birlikte barış içinde yaşamalı ve kazan-kazan iş birliğini hedeflemeli” ifadelerini kullandı. Çin-ABD ilişkilerinin olumlu bir şekilde yürütülebilmesi için uzlaşma sağlamak ve etkili adımlar atmak üzere Başkan Biden ile çalışmaya hazır olduğunu dile getiren Şi, bunun iki ülke halklarının çıkarı ve uluslararası toplumun beklentilerine uygun olduğunu vurguladı. Görüşmede ülkesinin Tayvan konusundaki hassasiyetinin altını çizen Şi, sabırlı olduklarını ve Tayvan ile barışçıl yollarla yeniden birleşmenin gerçekleşmesini umduklarını belirtirken, “Tayvan’ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçler bizi kışkırtırsa, sınamaya kalkarsa ve kırmızı çizgiyi ihlal ederse kararlı tedbirler almak zorunda kalırız” uyarısında bulundu.