Biden ve Şi ABD-Çin İlişkilerini Rayına Oturtmaya Çalışıyor
Başkan Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD’nin San Francisco kentinde düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) toplantısı öncesinde yüz yüze bir görüşme gerçekleştirerek ikili ilişkileri masaya yatırdı. İki lider en son geçen yıl Kasım ayında Endonezya’nın Bali Adası’nda düzenlenen G20 Zirvesi marjında bir araya gelmişti. Yaklaşık dört saat süren görüşmede liderlerin ikili ilişkiler, uluslararası konular ve ekonomi alanında görüş alışverişinde bulunduğu belirtildi. Liderlerin iki ülke arasındaki gergin ilişkilerini istikrara kavuşturma sözü verdiklerinin altı çizilirken, yasadışı fentanil ile mücadele ve askeri iletişimi yeniden tesis etmeye yönelik anlaşmaya vardıkları duyuruldu. Görüşmenin oldukça verimli geçtiği belirtilirken iki ülke arasındaki ekonomik rekabet ve küresel güvenlik tehditleri konusundaki derin farklılıkların devam ettiğine dikkat çekiliyor.
Görüşmenin amacının “iki ülkenin karşılıklı olarak birbirini anlaması” olduğunu söyleyen Biden, Şi’ye hitaben, “Her zaman olduğu gibi, yüz yüze görüşmenin yerini hiçbir şey tutamaz. Birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz. Her zaman aynı fikirde olmadık. Ama görüşmelerimiz her zaman içten ve açık oldu” şeklinde konuştu. Biden “Lider lidere birbirimizi gerçekten anlamamız son derece önemli” dedi. Başkan Şi ise Çin-Amerika ilişkilerinin hiçbir zaman pürüzsüz olmadığına dikkat çekerek, iki ülkenin birbirine sırt çevirmesi gibi bir seçenek bulunmadığını kaydetti.
“Dünya iki ülkenin de başarılı olmasına olanak tanıyacak kadar büyük” diyen Şi güncel ekonomik şartların altını çizerek “Büyük ülkeler arasında rekabetin modern dönemin baskın eğilimi olmadığı görüşündeyim. Bu yaklaşım, Çin, Amerika ve genel olarak dünyanın sorunlarını çözemez. Bir ülkenin başarısı diğer için bir fırsattır” şeklinde konuştu. Şi iki ülkenin “Dünya için ağır bir sorumluluk taşıdığına” dikkat çekti. “Birbirimize saygı gösterdiğimiz, barış içinde birarada var olduğumuz sürece farklılıkların ötesine geçmek için tam beceriye sahip olacağız” ifadesini kullanan Şi, Biden’a “Siz ve ben Çin ve Amerika ilişkilerinin başında bulunuyoruz. Derinlemesine görüş alışverişi yapmayı sabırsızlıkla bekliyorum” şeklinde konuştu.
Beyaz Saray, Biden ve Şi’nin ikili ve küresel meseleleri samimi ve yapıcı bir şekilde ele aldıklarını, farklı düşünülen konularda görüş alışverişinde bulunduklarını ve potansiyel işbirliği alanlarını değerlendirdiklerini kaydetti. Biden’ın, ABD ve Çin’in rekabet halinde olduğunu vurgulayarak, kendi ülkesine yatırım yapmaya ve dünyanın dört bir yanındaki müttefikleri ve ortaklarıyla uyum içinde olmaya devam edeceğini belirttiği ve ABD’nin her zaman kendi çıkarlarını, değerlerini, müttefiklerini ve ortaklarını savunacağını vurguladığı ifade edildi. Biden’ın ABD ve Çin’den rekabetlerini sorumlu bir şekilde yöneterek çatışmaya, karşı karşıya gelmeye ya da yeni bir Soğuk Savaşa dönüşmesini engellemelerini beklediğini yinelediği belirtildi.
Liderlerin Fentanil gibi sentetik uyuşturucular da dahil olmak üzere küresel yasadışı uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığıyla mücadele için ikili işbirliğinin yeniden başlatılmasını ve narkotikle mücadelede sürekli iletişim ve kolluk kuvvetleri koordinasyonu için bir çalışma grubu kurulmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirtildi. Gelişmiş yapay zekâ sistemlerinin risklerini ele alma ve ABD-Çin hükümet görüşmeleri yoluyla yapay zekâ güvenliğini geliştirme ihtiyacını teyit ettikleri ifade edildi.
Biden ve Şi’nin ordular arası iletişimin yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya vardıkları belirtildi. İki liderin üst düzey asker-asker iletişiminin yanı sıra ABD-Çin Savunma Politikası Koordinasyon Görüşmeleri ve ABD-Çin Askeri Denizcilik İstişare Anlaşması toplantılarının yeniden başlaması konularında da mutabık kaldıkları ifade edildi. Anlaşma ile birlikte Savunma Bakanı Lloyd Austin Çinli mevkidaşı ile iletişime geçebilecek. Benzer görüşmeler askeri komuta zincirinde yukarı ve aşağı doğru gerçekleşecek. Çin, geçtiğimiz yıl dönemin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesi ve “casus balonu krizi” gibi nedenlerle askeri iletişimi kesmişti.
Biden, ABD’nin birbirine bağlı, müreffeh, güvenli ve dirençli özgür ve açık bir Hint-Pasifik’e verdiği desteğin altını çizdi. Başkan, ABD’nin Hint-Pasifik müttefiklerimizi savunma konusundaki kararlılığını bir kez daha teyit etti. Başkan, ABD’nin seyrüsefer ve uçuş özgürlüğü, uluslararası hukuka bağlılık, Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi’nde barış ve istikrarın korunması ve Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan tamamen arındırılması konularındaki daimî kararlılığını vurguladı.
Biden’ın ABD’nin müttefik ve ortaklarıyla birlikte Ukrayna’nın Rus saldırganlığına karşı savunmasını desteklemeye devam edeceğini ve Ukrayna’nın bu savaştan demokratik, bağımsız, egemen ve müreffeh bir ulus olarak çıkmasını ve gelecekteki saldırganlıklara karşı kendini caydırıp savunabilmesini sağlayacağını bir kez daha teyit ettiği kaydedildi. İsrail-Hamas çatışmasıyla ilgili olarak da Başkan’ın İsrail’in “teröre karşı kendini savunma hakkına verdiği desteği yinelediği” ve tüm ülkelerin çatışmanın tırmanmasını ve genişlemesini önlemek için nüfuzlarını kullanmalarının önemini vurguladığı ifade edildi. Biden’in insan haklarının evrenselliğinin ve tüm ulusların uluslararası insan hakları taahhütlerine saygı gösterme sorumluluğunun altını çizdiği ve Sincan, Tibet ve Hong Kong da dâhil olmak üzere Çin’in insan hakları ihlallerine ilişkin endişelerini dile getirdiği kaydedildi.
İki liderin önümüzdeki kritik on yılda iklim kriziyle mücadele çabalarını hızlandırmak için birlikte çalışmanın öneminde uzlaştığı belirtildi. Liderlerin emisyonların azaltılmasına yönelik ulusal eylemler, COP 28’e yönelik ortak yaklaşımlar ve somut adımları hızlandırmak için İklim Eyleminin Geliştirilmesi Çalışma Grubu’nun faaliyete geçirilmesi de dâhil olmak üzere, ilgili iklim özel temsilcileri arasında yapılan olumlu görüşmeleri memnuniyetle karşıladıkları kaydedildi. Dünyanın en büyük iki sera gazı salınımcısı arasındaki işbirliği, iki hafta sonra Dubai’de başlayacak olan BM iklim görüşmelerinin başarısı için hayati önem taşıdığı belirtiliyordu.
Toplantının ardından basın mensuplarına konuşan Biden görüşmeyi “yapıcı ve verimli” olarak değerlendirdi ve “iletişim hatlarını açık tutacaklarını” dile getirdi. Önemli ilerlemeler kaydettiklerini belirten Biden, iki ülkenin uzun yıllardan sonra narkotikle mücadele konusunda yeniden işbirliğine başladıklarını duyurdu. Fentanilin 18-49 yaş arasındaki Amerikalıların ölüm sebepleri arasında ilk sırada bulunduğunu hatırlatan Biden, varılan antlaşma ile kimyasallar ve hapların Çin’den batı yarım küreye akışını önemli ölçüde azaltmak için harekete geçtiklerini dile getirdi. Çin ile askeri alanda da “açık, net ve doğrudan iletişime geri döndüklerini” belirten Biden, bu gelişmenin “kritik bir önem taşıdığına” vurgu yaptı. Biden ayrıca, ABD ve Çin’in “yapay zekayla ilgili risk ve güvenlik konularını tartışmak için” uzmanlarını bir araya getireceğini belirtti.
Görüşmede küresel konulara da değindiklerini belirten Biden, başta Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze’de yaşananlar olmak üzere bir dizi küresel mesele hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti. Tayvan konusuna da değindiklerini kaydeden Biden, barışın devamlılığının önemini vurguladığını ve bölge ticaretinde Amerikan işletmelerini ve işçilerini dezavantajlı konuma düşüren durumlara karşı olduklarını söyledi. “Bugün attığımız olumlu adımları memnuniyetle karşılıyorum” diyen Biden, Çin ile “üst düzey diplomasiyi korumaya ve sürdürmeye” devam edeceklerini söyledi.
Biden’ın bir gazetecinin kendisine yönelttiği “Başkan Şi’yi hala diktatör olarak görüyor musunuz?” sorusuna “O, bizimkinden tamamen farklı bir yönetim biçimine dayanan bir ülkeyi yöneten bir adam olması anlamında bir diktatör” şeklinde yanıt vermesi, Pekin yönetiminin tepkisini çekti ve genel olarak olumlu geçtiği düşünülen görüşmeye gölge düşürdü. Çin Dışişleri Bakanlığı, Biden’ın sözlerini kınayarak açıklamanın “son derece yanlış” ve “sorumsuzca bir siyasi manipülasyon” olduğunu kaydetti. Biden geçen haziran ayında da benzer bir yorumda bulunduğunda Çinli yetkililer “son derece saçma ve sorumsuz” buldukları ifadelere tepki göstermişti.
Amerikan medyası Biden’ın görüşme sırasında Şi’den küresel gerilimleri yatıştırmak için nüfuzunu kullanmasını, İsrail ve Hamas arasındaki çatışmanın genişlememesi için İran’a baskı yapmasını istediğini ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline askeri destek vermemesi için baskı yaptığını kaydediyor. Şi’nin ise bu konularla ilgili net bir cevap vermediği için Çin’in Tahran’a bir mesaj gönderdiği yorumları yapılıyor. İki liderin ilişkilerdeki en hassas konu olan ve daha geniş bir çatışmaya dönüşme potansiyeli yüksek olan Tayvan konusunda “açık fikirli” ve “hararetli olmayan” bir görüşme gerçekleştirdiği belirtilirken Biden’ın ABD’nin “Tek Çin” politikasını ve herhangi bir çözümün barışçıl olması gerektiğine olan inancını yeniden teyit ettiği ifade edildi. Bununla birlikte, ABD’nin, Çin’in Tayvan’ı ana kara ile yeniden birleştirmek için güç kullanma girişimine karşı caydırıcı bir unsur olarak adayı silahlandırmaya devam edecekleri kaydediliyor. Biden’ın ayrıca Pekin yönetimini gelecek yıl Tayvan’da yapılacak seçimlere karışmaktan kaçınmaya çağırdığı belirtiliyor.