Biden ve Trump Ateşkesin Kredisini Paylaşamıyor
İsrail ve Hamas’ın 15 aydır devam eden savaşın ardından ateşkes ve esir takası konusunda anlaşmaya vardığı duyuruldu. Başkan Biden, anlaşmayı “Amerikan diplomasisinin zaferi” olarak niteleyip arabulucu olan Mısır ve Katar’a teşekkür ederken 20 Ocak’ta başkanlık görevini devralacak Seçilmiş Başkan Trump ise anlaşmaya kendi etkisi sayesinde varıldığını ileri sürüyor. 19 Ocak Pazartesi günü yürürlüğe gireceği bildirilen anlaşma üç aşamadan oluşuyor. Buna göre İsrail, Gazze’den çekilecek ama Gazze’nin İsrail’le sınırı boyunca 1 kilometrelik bir tampon bölge oluşturulacak. Ayrıca İsrail anlaşmanın ilk aşamasında Gazze’nin Mısır sınırında ve Refah sınır kapısında askeri kontrolü sürdürecek.
Katar ve Mısır’ın arabuluculuğunda varılan anlaşma, Gazze’deki kalıcı ateşkesi sağlamak ve yeniden inşa sürecine başlamak için önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Anlaşma, her biri 42 gün süren üç aşamalı bir planı kapsıyor. Anlaşmaya giden süreçte uluslararası toplumun uzun süredir devam eden baskıları ve her iki tarafın da daha fazla kan dökülmesini engelleme arayışı etkili olduğu belirtiliyor. İsrail, 15 ay boyunca yürüttüğü askerî harekâtlarda önemli ölçüde ilerleme sağladığına inandığını kaydediyor. Hamas ise Gazze’de yaşanan ağır sivil kayıpların ardından bir süre önce dolaylı diplomasi kanallarını kullanmaya başlamıştı. Her iki tarafın da esir takası konusunda taviz vermek zorunda kaldığını belirtilirken uzmanlar bu tavizlerin kısa vadeli bir çözüm olduğuna inanıyor.
Gazetelerde yayımlanan anlaşma metnine göre İsrail-Hamas ateşkes anlaşması üç ana aşamadan oluşuyor. İlk aşama, Mayıs 27, 2024 tarihinde belirlenen rehine ve mahkûm değişimi ile ilgili anlaşmanın uygulanması için nihai bir konsensüs sağlamaya odaklanıyor. Bu aşamada, askeri operasyonların durdurulması ile sürdürülebilir bir sakinlik ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması amacıyla müzakerelere devam edileceği belirtiliyor. İlk aşamada özellikle kadın, çocuk, yaralı ve 50 yaş üstü esirlerin takasına öncelik verileceği ifade ediliyor.
İsrail tarafının, Hamas’ın elindeki rehinelerin durumuna ilişkin kesin bilgiler elde edemediği ve bu nedenle takas listelerinin belirlenmesinde bazı belirsizlikler yaşandığı ileri sürülüyor. Hamas yetkililerinin de rehinelerin sağlık koşulları ve savaş şartlarından kaynaklanan zorluklar nedeniyle teslim sürecini aşamalı bir biçimde gerçekleştirmeyi önerdiği belirtiliyor. Gözlemciler ise bu önerinin uluslararası arabulucular tarafından da makul bulunduğunu söylüyor.
Ateşkesin ilk aşamasından sonra da devam edeceği garanti edilmiyor. Yayımlanan anlaşma metnine göre ikinci aşamada İsrail güçlerinin Gazze sınırındaki yoğun nüfuslu bölgelerden doğuya doğru geri çekilmesini öngörüyor. İsrail güçleri, sınırın güneyinde ve batısında İsrail tarafının belirleyeceği ve her iki tarafın üzerinde mutabık kaldığı haritalar temelinde belli bölgelerde asker konuşlandırabilecek ve müzakerelerin devam etmesine bağlı olarak belirli bir zaman diliminde geri çekilme tamamlanacak. Katar Başbakanı El-Sani’nin açıklamalarına göre anlaşmanın ikinci ve üçüncü aşamalarının ayrıntıları birinci aşamanın uygulanması sırasında kesinleşecek.
Üçüncü aşama ise her iki taraftan ölenlerin cesetleri ve kalıntıları kendilerine ulaşıldıktan ve teşhis edildikten sonra değiştirilmesi öngörülüyor. Gazze’de yeniden yapılandırmanın başlanması ve bölgeye giriş-çıkışlar için sınır kapılarının yeniden açılması planlanıyor. Mısır, Katar ve Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere çok sayıda ülke ve kuruluşun gözetiminde, Gazze’nin yeniden inşa planının, konutlar, sivil tesisler ve altyapıyı da içerecek şekilde 3 ila 5 yıllık bir süre için uygulanması planlanıyor.
Anlaşmanın uygulanmasında en kritik konuların başında ateşkesin kalıcı olup olmayacağı geliyor. 15 aydır devam eden çatışmanın çok ağır sonuçları olmasına rağmen nihai bir barış antlaşmasının daha kapsamlı müzakereler gerektireceği öne sürülüyor. İsrail cephesinden, Hamas’ın silah bırakması ve Gazze’nin uzun vadede silahsızlandırılması için daha geniş bir çerçevede uzlaşmaya varılması gerektiği, ancak mevcut ateşkesin öncelikle insani gerekliliklere odaklandığı vurgusu yapılıyor. Bazı kaynaklar bu konunun sonraki aşamalara bırakıldığını aktarıyor.
Hamas yetkilileri ise ateşkesin kalıcı olabilmesi için Gazze’nin ekonomik abluka ve sınır kapıları konusundaki taleplerinin dikkate alınması gerektiğini dile getiriyor. Hem Katar hem de Mısır, bu süreçte altyapı projeleri ve insani yardım koridorlarının oluşturulmasını kapsayan bir plan üzerinde çalışıldığını bildiriyor. Dolayısıyla, kalıcı bir barış sürecine evrilmesi beklenen müzakerelerin gidişatının, Gazze’nin yeniden imarı ve toplumsal yaraların sarılmasıyla doğrudan ilintili olduğu düşünülüyor.
İsrail kamuoyunda ise ateşkesin olumlu karşılandığı ancak ülkenin güvenlik ihtiyaçlarının göz ardı edilmemesi gerektiği yönünde değerlendirmeler yapıldığı aktarılıyor. Bazı aşırı sağ politikacıların, Hamas’ın tümüyle etkisiz hale getirilmeden masaya oturulmasını eleştirdiği duyuluyor. Buna rağmen, İsrail yönetiminin savaşın uzun sürmesinin hem uluslararası tepkiyi artırdığına hem de ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yarattığına dikkat çektiği iddia ediliyor. Ateşkes ve esir takasının, iç politikadaki kutuplaşmayı da bir nebze yumuşattığına dair yorumlar var. Bazı medya organları bu gelişmeyi “tarihi bir uzlaşı fırsatı” olarak tanımlıyor.
Öte yandan Biden ve Trump cephesinden gelen açıklamalar, ateşkesin hayata geçirilmesinde kimin daha büyük rol oynadığına dair bir tartışma başlatmış durumda. Biden, nihai metnin aslında mayıs ayında sunduğu önerinin temel unsurlarını barındırdığını, bu nedenle mevcut anlaşmanın kendi yönetiminin başarısı olduğunu dile getiriyor. Oval Ofis’ten yaptığı veda konuşmasında planın büyük oranda kendi ekibi tarafından geliştirildiğini belirten Biden anlaşmanın Trump yönetimi tarafından uygulanacağı için Trump ekibinin de tüm görüşmeler boyunca bilgilendirildiğini kaydetti.
Trump ise tarihi ateşkesin ancak Kasım’daki seçim zaferi sayesinde gerçekleşebildiğini ve kendisinin “barışı sağlayacak lider” olarak görüldüğünü iddia ediyor. hem Biden yönetimi hem de Trump ekibi Doha’daki müzakerelere katılan Trump’ın Ortadoğu elçisi Steve Witkoff ile Biden’ın elçisi Brett McGurk’ün ortak çalışmasından övgüyle söz ediyor. Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, iki ekip arasında “tek bir takım” gibi hareket edildiğini söylerken, Biden anlaşmanın gelecekte bağımsız bir Filistin devleti kurulmasına giden yolu açabileceğini ima ederek bölgedeki normalleşme sürecinin önemine vurgu yaptı.
Ateşkes ve esir takasının hemen ardından tarafların masaya oturacağı ikinci aşamada birçok zorlu başlığın gündeme geleceğini öngörülüyor. Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazze’nin yönetimi, sınır geçişlerinin kalıcı şekilde açılması ve dış yardımların hangi şartlarda yapılacağı gibi konuların müzakere sürecinde belirleyici olacağı ifade ediliyor. İsrail ordusunun Gazze’deki bazı bölgelerden çekilmesine karşılık, tampon bölge ve güvenlik koridoru talebinin ne ölçüde kabul göreceği belirsizliğini koruyor. Tüm bu belirsizliklere rağmen, 15 aydır süren savaşın durması ve esirlerin serbest bırakılması önemli bir başlangıç olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar bu adımın uzun vadede barış ihtimalini güçlendirebileceğini aktarıyor. Bu kapsamda, bölgedeki altyapının yeniden inşası, sivillerin güvenliğine dair teminatlar ve uluslararası kuruluşların denetimdeki rolünün de gelecekteki görüşmelerin önemli başlıkları arasında yer alması bekleniyor.