Biden’dan Çin Mallarına Ek Gümrük Vergisi
ABD-Çin arasında devam eden ticaret savaşı, Başkan Biden’ın bu hafta yaptığı resmi açıklamalarla yeni bir boyut kazandı. Biden, Çin’in kendi firmalarına yoğun sübvansiyonlar sağlayarak uluslararası piyasalarda ‘haksız rekabet’ elde ettiğini ve ülke içindeki aşırı üretimden kaynaklanan arz fazlasını ABD pazarına yönlendirdiğin ifade etti. Başkan Biden, Amerikan ürünlerinin bu haksız rekabetten olumsuz etkilenmemesi için Çin üretimi elektrikli otomobiller başta olmak üzere piller, bilgisayar çipleri ve temel tıbbi malzemeler gibi kritik önem taşıyan ürünlere yönelik yüksek oranda gümrük vergisi uygulama kararı aldığını açıkladı.
Yeni düzenlemeler kapsamında, Çin’den Amerika’ya ithal edilen ve yıllık değeri yaklaşık 18 milyar dolar tutarındaki ürünlere uygulanan gümrük vergileri ciddi oranda artırılıyor. Söz konusu artışın en büyük etkisi elektrikli otomobil piyasasında yaşanacak. ABD, Çin’den ithal edilen elektrikli otomobillere uyguladığı %25 seviyesindeki gümrük vergisini yeni düzenleme ile birlikte %100 seviyesine çıkardı.
Başkan Biden’ın Çin’den ithal edilen ürünlere yönelik son hamlesi göreve geldiği günden bugüne yaşanan değişimi ortaya koydu. Biden 2021 yılında göreve başladığında, selefi Donald Trump döneminde Çin ürünlerine getirilen ek gümrük vergilerinin en azından bir bölümünü kaldıracağına dair vaatlerde bulunmuştu. Ancak, Biden şu sıralar, özellikle ülkenin sanayi kentlerinde yaşayan ve seçimlerde belirleyici rol oynayacak seçmenlerin desteğini alabilmek amacıyla, Çin’e karşı sert bir duruş sergilemeyi tercih etti.
Beyaz Saray Ulusal Ekonomik Konseyi direktörü Lael Brainard, “Çin’in haksız ticari uygulamalarının Michigan, Pennsylvania ve ülkenin dört bir yanındaki pek çok topluluğu olumsuz etkilediğinin farkındayız. Bununla birlikte, Başkan Biden’ın hayata geçirdiği kapsamlı yatırım programları sayesinde, söz konusu bölgelerde yeni fırsatların ortaya çıkmaya başladığına tanık oluyoruz” ifadelerini kullandı. Analistler, Biden yönetiminin hayata geçirmeyi planladığı yeni vergilerin büyük ölçüde sembolik nitelikte olduğunu ve zorlu bir seçim döneminde Demokrat Parti’nin Beyaz Saray’daki iktidarını güvence altına almayı amaçladığını söyledi.
Biden Çin’e yönelik son hamlesiyle yaklaşan başkanlık seçimlerinde popülaritesini artırmayı hedefliyor. Uygulanan yeni vergilerin ekonomik etkilerinden ziyade siyasi etkileri ön plana çıkıyor. ABD Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu tarafından yakın zamanda hazırlanan bir rapor, uluslararası ticaret alanında uygulanan ambargoların, her ne kadar “değer istihdam artışlarına” yol açmasa da, siyasi açıdan belirli kazanımlar sağlayabileceğini ifade etti. Raporda ulaşılan sonuçlara göre, Amerikan seçmenlerinin Çin’in misillemede bulunarak karşılık vermesi neticesinde ortaya çıkan “ekonomik maliyetlere rağmen” hükümetin ilave gümrük vergisi politikalarına olumlu bir yaklaşım sergilediğinin altını çiziyor. Rapor Amerika’daki siyasi mutabakatın serbest ticarete karşı ne kadar değiştiğinin bir kez daha altını çiziyor.
Biden, Çin ile ticari ilişkilere getirdiği yeni kısıtlamaları, ülke içinde belirli sektörlere yönelik stratejik yatırımlarla birlikte destekledi. Söz konusu yatırımlar, kamu harcamalarının artırılması ve vergi indirimlerinin sağlanması suretiyle, özellikle eski başkan Trump döneminde pek ilgi görmeyen elektrikli otomobiller gibi temiz enerji alanlarında faaliyet gösteren firmaların yeni üretim tesisleri kurmalarını teşvik etmeyi amaçlıyor. Biden’ın benimsediği bu yaklaşım, özellikle seçim sonuçlarının kaderini etkileyebilecek “salıncak eyaletlerde” yaşayan sendikaların ve ayrıca iklim politikalarına duyarlılığı yüksek seçmenin desteğini kazanmasına olanak sağlayabilir. Öte yandan, Trump Biden’ın iklim politikaları nedeniyle zor bir süreçten geçen büyük enerji şirketleriyle temaslarına devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Florida’da enerji şirketlerinin temsilcileriyle bir araya gelen Trump, enerji patronlarının desteğini isterken seçildiği takdirde Biden’ın enerji politikalarını iptal edeceğini açıklamıştı.
Başkan Biden’ın hayata geçirdiği yeni ekonomi politikalarının, esasen yaklaşan seçimlere yönelik bir araç olarak kullanıldığı düşünülüyor. Yeni vergilerin ülke ekonomisine doğrudan bir katkı sağlaması beklenmiyor. Ekonomistler yakın zamanda açıklanan gümrük vergilerinin kısa vadede gayri safi yurtiçi hasıla, enflasyon oranları ve para politikalarında kayda değer bir etki yaratmasının mümkün olmadığını ifade ediyor.
Öte yandan, konuya ilişkin görüş bildiren bazı akademisyenler, Çin tarafından oluşturulan ve önemli bir bölümü temiz enerji sektörüne yönelik olan küresel tedarik zincirinin, Biden yönetiminin yeni vergilendirme politikası nedeniyle sekteye uğrayabileceğini savunuyor. Bu durumun üretim maliyetlerinde artışa yol açabileceğini düşünülürken karbon emisyonu ile mücadele kapsamında uygulanan politikalara zarar verebileceği ifade ediliyor. Buna ek olarak, ABD iç pazarında düşük karbonlu teknolojilerin piyasadaki fosil yakıt kullanan rakiplerine kıyasla rekabet gücünü zayıflatabileceği ve bu alanda öngörülen gelişmeleri engelleyebileceği düşünülüyor.
Biden’ın Çin’e karşı vergilendirme politikasının ABD’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına yaptığı yatırımları sekteye uğratma ihtimali de bulunuyor. Hem rüzgâr ve güneş enerjisi ekipmanları hem de elektrikli araçların üretiminde kullanılan ileri teknoloji bileşenlerin önemli bir bölümü Çin’den tedarik ediliyor. Washington yönetiminin Pekin’e yönelik uyguladığı yaptırımlar nedeniyle bu alanlarda faaliyet gösteren Amerikan şirketlerinin üretim ve tedarik süreçlerinde aksamalar yaşanacağı ve maliyetlerin artacağı öngörülüyor. Bu durum, ülkenin düşük karbonlu ekonomiye geçiş hedeflerini geciktirebileceği gibi, yeşil dönüşüm yolunda küresel liderliğini de olumsuz etkileyebilir. ABD’nin son dönemde dış ticaret politikalarında sıklıkla başvurduğu korumacı yaklaşımın gerek ekonomik gerekse politik açıdan belirsizlikler ve riskler barındırdığı açıkça görülüyor. Yaklaşan başkanlık seçimleri her alanda olduğu gibi enerji ve uluslararası ticaret alanında da yeni hamleler yapmayı zorunlu hale getiriyor.