Biden’dan İran’a Karşı İsrail’e Destek
İsrail’in Suriye’deki İran konsolosluğuna saldırmasının ardından ABD bölgede yüksek alarm durumuna geçtiğini duyurdu. ABD’li yetkililer istihbarat raporlarına dayalı bir açıklama yayınlayarak, İran veya vekil güçlerin kısa süre içinde İsrail’e misillemede bulunma ihtimalinin yüksek olduğunu kaydetti. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Şam’daki saldırının İran topraklarına yapılmış sayıldığını söyleyerek karşılık verileceğini açıklarken Başkan Biden, İsrail’i korumak için ellerinden geleni yapacaklarını duyurdu.
İran’ın Şam’da bulunan konsolosluk binasına 1 Nisan’da düzenlenen saldırıda aralarında üst düzey İranlı askeri liderlerin de bulunduğu 13 kişi ölmüştü. Öldürülenler arasında, İran Devrim Muhafızlarının ülke dışındaki kolu Kudüs Gücü’nün önemli isimlerinden General Muhammed Rıza Zahidi de bulunuyordu. Zahidi, ABD’nin 2020 yılında Kasım Süleymani’yi öldürmesinden bu yana öldürülen en üst düzey Devrim Muhafızları subayı oldu. İsrail saldırının sorumluluğunu üstlenmiş değil ancak saldırının arkasında İsrail’in olduğu genel kabul görüyor.
Washington yönetimi Şam’daki diplomatik tesise yapılan saldırıya derhal mesafe koyarken Başkan Biden, Netanyahu ile arasındaki görüş ayrılıklarına rağmen İsrail’e yönelik herhangi bir saldırının ABD’nin sert tepkisiyle karşılaşacağı mesajını verdi. Biden son zamanlarda Netanyahu’nun Gazze’deki savaş yönetimini giderek daha fazla eleştirmeye başlamış hatta ABD yardımını İsrail’in sivilleri korumak için daha fazlasını yapması koşuluna bağlamakla tehdit etmişti. Ancak son yaptığı açıklamada İran ve Hizbullah’tan gelebilecek tehlikeler karşısında İsrail’e verilen Amerikan desteğinin koşulsuz olduğunu vurguladı.
Biden yönetimi çatışmaların başından beri savaşın bölgeye yayılmasını engellemek için yoğun çaba sarf ediyordu. Ancak İsrail, yeni agresif yaklaşımının daha geniş çaplı bir bölgesel gerilimi tetikleme riskine rağmen İran’ın komşu ülkelerdeki askeri etkisini azaltmaya kararlı görünüyor. Büyükelçilik saldırısı, İsrail ve İran arasında direkt çatışma ihtimalini artırarak iki ülke arasında uzun süredir devam eden gerilimin nasıl tehlikeli bir aşamaya geldiğini göstermiş durumda.
İsrail yönetimi İran tarafından saldırıya uğramaları halinde karşılık verecekleri sözünü verirken ABD’li yetkililer, Biden yönetiminin İran’a İsrail’in Şam’a düzenlediği saldırıyla ilgisi olmadığını ve ABD güçlerine ya da varlıklarına saldırması halinde İran’ı sorumlu tutacağını belirten mesajlar ilettiğini söylüyor. Yetkililer, ABD’nin bölge ülkeleriyle de temasa geçerek İran’ı gerilimi tırmandırmaktan kaçınmaya teşvik etmelerini istediğini belirtiyor. İranlı yetkililer ise Tahran’ın ABD’yi “Netanyahu’nun tuzağına düşmemesi” konusunda uyardığını kaydediyor.
İran Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in saldırıyla uluslararası hukuku ve Viyana Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini ve “saldırganın cezalandırılması amacıyla meşru müdafaanın bir gereklilik olduğunu” açıkladı. Tahran’ın nasıl bir misilleme saldırısında bulunacağı bilinmiyor. İran’ın İsrail’i doğrudan vurmasının çatışmanın daha da tırmanması riskini doğuracağı belirtilirken askeri uzmanlar İran’ın büyük çaplı bir çatışma için yeterli askeri kapasiteye sahip olmadığını ileri sürüyor. Uzmanlar, İran’ın Lübnan’daki Hizbullah aracılığıyla İsrail’e yoğun ama küçük çaplı saldırılarda bulunma ihtimalinin daha yüksek olduğuna inanıyor. Uzmanlar ayrıca İran’ın İsrail’i bir siber saldırı ile hedef alabileceğini de göz önünde bulunduruyor.
Amerikan medyasında çıkan haberlere göre İran, gerilimi tırmandırmamak için İsrail saldırısına sınırlı karşılık vereceğinin sinyalini vermiş durumda. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile yaptığı görüşmede İran’ın İsrail’e karşılık vermeye kararlı olduğunu ancak bunu “uygun” ve sınırlı bir şekilde yapacağını söyledi. Ancak İran’ın “sınırlı tepkiyi” nasıl tanımladığının belirsiz olduğu kaydediliyor.
İsrail saldırısının, Washington ile Tel-Aviv arasında zaten yüksek olan gerilimi daha da tırmandırdığı ve iki ülke arasındaki iletişim kopukluğunu net bir şekilde gösterdiği belirtiliyor. Pentagon yetkilileri, İsrail’in Suriye’de İran’a ait bir tesisi vurmadan önce ABD’ye haber vermemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını ve bunun Ortadoğu’daki Amerikan güçlerine yönelik riskleri artırdığını söyledi. Pentagon’un önceden haberdar edilmesi halinde ABD personelinin savunmasını artırabileceğini ve askeri unsurlarını uygun şekilde konumlandırabileceğini kaydeden yetkililer, Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant’a bu konuda şikayette bulunduğunu söylerken Pentagon’dan yapılan açıklamada Austin’in “ABD’nin İsrail’in bir dizi bölgesel tehdide karşı savunmasına verdiği desteği yinelediği” belirtildi.
Her ne kadar ABD’li yetkililer İsrail hükümetinin Gazze’deki savaşı yönetme biçiminden duydukları hoşnutsuzluğu açıkça dile getirmiş olsalar da, ABD’nin İsrail’in yanında duracağını ve kendini savunmasına yardımcı olacağını söylüyorlar. Başkan Biden’ın İsrail’e verdiği desteği yinelemesinin ardından Ortadoğu’daki en üst düzey askeri komutanı Orgeneral Michael E. Kurilla’yı İsrail’e gönderdi. Yetkililer, komutanın İran’ın yakın zamanda gerçekleştirmesi beklenen misilleme eylemi konusunda üst düzey yetkililerle koordinasyon sağlamak ve Gazze’deki savaşı görüşmek üzere İsrail’e gittiğini söyledi.
Uluslararası baskılara rağmen İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırıma varan saldırıları devam ederken İran destekli Husilerin Kızıldeniz’deki faaliyetleri, Lübnan’da bir Hamas liderinin öldürülmesi, İran’da meydana gelen bombalı saldırılar ve son olarak Şam’daki saldırı Ortadoğu’da genişleyecek bir bölgesel çatışma riskini artırıyor. Bu olayların ABD ve İran’ı da içine alan daha geniş bir Ortadoğu çatışmasını tetiklemesinden endişe duyuluyor. Tüm dünya Gazze’deki savaşının daha geniş bir çatışmaya dönüşmesini istemezken yaşanan gelişmeler bu riskin giderek arttığını gösteriyor.