Biden’dan Asya Turunda Tayvan Gafı
Başkan Biden, resmi temaslarda bulunmak üzere Güney Kore ve Japonya’yı kapsayan beş günlük Asya turuna çıktı. Görevine geldikten sonra ilk kez Asya ziyaretini gerçekleştiren Biden, başta Japonya ve Güney Kore olmak üzere bölge ülkeleri ile güvenlik ve ekonomik ilişkileri güçlendirmeyi hedefliyor. Ziyareti sırasında ABD’nin yanı sıra on iki bölge ülkesinin katılımıyla “Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi” (IPEF) başlattıklarını duyuran Biden ayrıca Tokyo’da düzenlenen Dörtlü Güvenlik Diyaloğu “Quad” Liderler Zirvesi’ne katıldı. Biden’ın Tokyo’daki konuşmasında resmi politik söyleminin dışına çıkarak “Çin’in Tayvan’a saldırması durumunda Tayvan’ı savunmak için askeri olarak müdahil olabilecekleri” yönünde açıklamada bulunması Pekin yönetiminin tepkisini çekerken Çin’e karşı temkinli siyaset izleyen bölge ülkelerini de zor durumda bıraktı.
Asya gezisinde ilk olarak Güney Kore’nin Başkenti Seul’e uğrayan Biden burada Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol tarafından ağırlandı. ABD-Güney Kore ikili ilişkileri ve ekonomik işbirliği konularında görüşen liderler birlikte Samsung firmasının yarı iletken çip üretim tesisini gezdi. Yüksek teknoloji ürünler için gerekli olan yarı iletken çiplerin üretimi küresel tedarik zincirindeki sıkıntıları aşma ve Çin ile rekabette avantaj kazanmada stratejik önem taşıyor. Biden tesiste bir konuşma yaparak Rusya ve Çin gibi kendileriyle ortak değerler taşımayan ülkelere bağımlı kalınmaması için kritik tedarik zincirlerinin güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.
Geleceğin Hint-Pasifik bölgesinde şekilleneceğini söyleyen Biden ABD ile benzer düşüncedeki ortakların birbirlerine yatırım yapması gerektiğini kaydetti. Biden’ın ziyaret ettiği tesis, Samsung’un ABD’nin Teksas eyaletinde inşa etmeyi planladığı 17 milyar dolarlık yeni bir fabrika için model olarak görülüyor. Biden ayrıca Güney Koreli otomobil üreticisi Hyundai firmasının başkanı Eusiun Chung’la birlikte basın açıklaması yaptı. Hyundai ABD’de yeni bir elektrikli araç ve batarya üretim tesisi kurma planı üzerinde çalışıyor.
Görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen Biden ve Yoon, Kuzey Kore meselesine de değinerek artan nükleer füze tehditlerine karşı daha kapsamlı askeri tatbikatlar düzenleme ve Pyongyang’ı caydırmak için daha fazla ABD gücü konuşlandırılabileceği konusunda anlaştı. Basın mensuplarına konuşan Biden, Güney Kore ile ABD ittifakının hiç bu kadar güçlü olmadığını vurgularken, “Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan tamamen arındırılması için çalışacaklarını ve bölgesel güvenliğin zorluklarıyla mücadele etmek için yakın ilişkimizi güçlendirmeyi ve birlikte çalışmayı taahhüt ettik” ifadelerini kullandı.
Kore ziyaretinden sonra Japonya’nın başkenti Tokyo’ya geçen Biden burada İmparator Naruhito ve Başbakan Fumio ile görüştü. Ziyaret kapsamında ABD-Japonya ikili ilişkilerin geliştirilmesi, bölgesel ve küresel sorunların çözümünde işbirliğinin artırılması konuları görüşüldü. Biden ve Kişida yaptıkları ikili görüşmede ağırlıklı olarak ekonomik ve güvenlik meselelerini ele aldı. Görüşme sonrası yapılan ortak açıklamada ABD-Japonya ittifakının Hint-Pasifik bölgesinde istikrar ve barışın korunmasında köşe taşı konumunda olduğu belirtilirken, liderler özellikle Çin’in “uluslararası hukuku ihlal eden tehditkâr ve saldırgan siyaseti” ile Kuzey Kore’nin nükleer ve balistik füze programı gibi güvenlik sorunlarına karşı beraber çalışma sözü verdi. Biden, Japonya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeliği girişimine destek vereceğini duyurdu. Ziyaret kapsamında ayrıca iki ülke arasında geçen yıl imzalanan “Rekabetçilik ve Dirençlilik Ortaklığı – CoRe” kapsamında atılacak adımlar açıklandı.
Biden, Tokyo ziyaretinde ABD’nin yanı sıra 12 ülkenin katılımıyla “Refah için Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi– (IPEF)” adı verilen yeni bir uluslararası ekonomik pakt kurduklarını açıkladı. Hint-Pasifik bölgesinde ticaretin önündeki engelleri azaltmayı amaçlayan oluşuma Biden dışında, Avustralya, Brunei, Endonezya, Filipinler, Güney Kore, Japonya, Hindistan, Malezya, Singapur, Tayland, Vietnam ve Yeni Zelanda liderleri imza attı. Çin’in bölgedeki etkisini kırmayı amaçlayan IPEF anlaşması, yüksek standartlarda ticaret, ekonomilerin dijitalleşmesi, tedarik zincirlerinin geliştirilmesi ve altyapı yatırımlarının kolaylaştırılması gibi konuları kapsıyor.
Katılımcı ülkelerin anlaşmayla ilişkin yayınladığı ortak açıklamada, “Bu çerçeveyle ekonomilerimizde direnç, sürdürebilirlik, kapsayıcılık, ekonomik büyüme, adalet ve rekabetçilik gibi alanlarda ilerleme kaydetmeyi hedefliyoruz. İnisiyatifin bölgede işbirliği, istikrar, refah gelişmişlik ve huzur gibi alanlara katkıda bulunmasını umuyoruz” ifadeleri kullanıldı. IPEF üyesi ülkelerin toplam ekonomik büyüklükleri küresel GSMH’nın yaklaşık yüzde 40’lık bölümünü temsil ediyor. IPEF girişimi ABD’nin eski Başkan Trump döneminde çekildiği Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) Anlaşması’nın alternatifi olarak değerlendiriliyor.
Biden Japonya ziyaretinin son gününde Tokyo’da düzenlenen Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad) liderler zirvesine katıldı. Quad ittifakını oluşturan ABD, Avustralya, Japonya ve Hindistan’ın liderleri zirve çerçevesinde bir araya gelerek Hint-Pasifik Pasifik ülkelerini doğrudan ilgilendiren Kuzey Kore’nin yarattığı güvenlik sorunu ve Çin’in bölgede artan askeri varlığı gibi konuların yanı sıra Rusya’nın Ukrayna işgali gibi küresel meseleleri ele aldı. Biden toplantıda yaptığı konuşmada, “uluslararası düzen, ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenliği, uluslararası hukuk ve insan hakları daima savunulmalıdır” ifadelerini kullandı. Zirveye ev sahipliği yapan Japonya Başbakanı Kişida Ukrayna’da yaşanan durumun barış ve istikrarı korumak için uluslararası işbirliğinin önemini bir kez daha gösterdiğini belirterek, “Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan tutumu, Birleşmiş Milletler ilkelerine doğrudan bir meydan okumadır. Aynı durumun Hint-Pasifik bölgesinde de yaşanmasına izin vermemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Biden’in Japonya ziyareti sırasında Çin’in Tayvan’a saldırması durumunda ABD’nin askeri olarak müdahil olacağı yönünde açıklamalarda bulunması ziyaretin en çok tartışılan konularından biri oldu. Biden, Tokyo’da Başbakan Kişida ile düzenlediği ortak basın toplantısında bir gazetecinin, “Saldırıya uğrarsa ABD, Tayvan’ı savunur mu?” sorusuna “Evet, bu bizim taahhüdümüz. Biz, tek bir Çin olmasını kabul ettik. İmzamızı attık ve bunun gereği olan bütün anlaşmaları kabul ettik. Fakat Tayvan’ın güç kullanılarak alınması bölgede tüm dengelerini bozar ve Ukrayna’da olanlara benzer şeyler yaşanır” yanıtını vermişti. ABD’nin resmi Tayvan politikası ile çelişen ve Çin yönetiminin tepkisini çeken Biden’ın bu beyanatına üst düzey bir ABD’li yetkili açıklık getirerek, Başkan’ın sözlerinin ABD’nin Tayvan ile ilgili “stratejik muğlaklık” olarak tanımlanan politikasında bir değişiklik olduğu anlamına gelmediğini kaydetti.