Biden’ın İsrail’in “Meşru Müdafaa Hakkı” Açıklaması Tepki Çekti
Başkan Biden’ın İsrail yönetimi tarafından Filistinlilere uygulanan şiddeti “meşru müdafaa hakkı” olarak nitelemesi büyük tepki çekti. Biden, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’yla bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek İsrail ve Filistinliler arasında tırmanan gerilimi konuştu. Görüşme sonrasında Beyaz Saray’da gazetecilere verdiği demeçte olaylarla ilgili olarak, “bunun er ya da geç sona ermesini umuyorum ancak kendi topraklarına binlerce roket düşerken, İsrail’in meşru müdafaa hakkı var” ifadelerini kullandı. Yetkililerin açıklamalarına göre İsrail’in düzenlediği orantısız saldırılar sonucunda Gazze’de, 31 çocuk ve 20 kadın hayatını kaybetti, 950’den fazla kişi de yaralandı. İsrail hükümetinden yapılan açıklamada, roket saldırıları sonucu 6 İsraillinin öldüğü belirtilmişti.
Başkan Biden ve Başbakan Netanyahu’nun gerçekleştirdiği telefon görüşmesi ile ilgili Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada Başkan Biden’ın Hamas ve diğer “terörist grupların” Kudüs ve Tel Aviv’i de kapsayan roket saldırılarını kınadığı belirtildi. İsrail’in güvenliğine ve İsrail’in sivilleri korurken kendisini ve halkını savunma konusundaki meşru hakkına sarsılmaz desteğini ilettiği belirtildi. Biden’ın bölgede sürdürülebilir bir barış sağlanması için ABD’nin desteğini de ilettiği belirtilen açıklamada, “Dünyanın dört bir yanından gelen inançlı insanlar için bu kadar önemli bir şehir olan Kudüs’ün bir barış yeri olması gerektiğine olan inancını paylaştı. Başbakan Netanyahu’yu, ABD’nin Mısır, Ürdün ve Katar’ın yanı sıra Filistinli yetkililerle olan diplomatik angajmanı hakkında bilgilendirdi” ifadeleri yer aldı.
Açıklamaya göre iki lider, ilgili dışişleri bakanları, savunma bakanları ile yetkilileri ve ulusal güvenlik danışmanlarının tutarlı katılımını içeren ekipleri arasındaki yakın istişareyi sürdürme ve gelecek günlerde bizzat temas halinde kalma konusunda anlaştı. İsrail’den yapılan açıklamada da Başbakan Netanyahu’nun Biden’a, Hamas’ın ve Gazze Şeridi’nde faaliyet gösteren diğer terörist grupların askeri yapılanmalarına yönelik saldırıları sürdüreceklerini ilettiği kaydedildi. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz de ülkesinin vatandaşlarını koruma hakkı ve görevine yönelik herhangi bir eleştiriyi kabul etmeyeceğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken konuyla ilgili yaptığı açıklamada sükunetin sağlanması için yoğun çaba sarf ettiklerini ve taraflarla diyalog halinde olduklarını belirtti. Çatışmalarda sivil can kayıplarından ve özellikle de çocukların hayatını kaybetmesinden endişe duyduklarını belirten Blinken, Filistinli militan gruplardan İsrail’e yönelik roket saldırılarının sona ermesi gerektiğini yinelerken ABD’nin İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu net bir şekilde dile getirdiğinin de altını çizdi. Beyaz Saray sözcüsü Jen Psaki de düzenlediği basın toplantısında Mısır, Tunus ve diğer bölge ülkelerinin gerilimin azaltılmasında kısa vadede rol oynayabileceğini belirtti.
Başkan Biden’ın İsrail’in şiddet eylemlerini “meşru müdafaa” olarak nitelendirmesine kendi partisinden üyeler de dahil Kongre’nin her iki kanadından da ağır eleştiriler geldi. Özellikle Alexandria Ocasio-Cortez, Marc Pocan ve Jamaal Bowman Biden’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi. Biden’ın açıklamasına büyük tepki gösteren kişilerden biri Temsilciler Meclisi’nin New Yorklu üyesi Alexandria Ocasio-Cortez oldu. Ocasio-Cortez Biden’ı “işgalcilerin tarafını tutmakla” suçlarken Twitter üzerinden yayınladığı mesajında Biden’ı olayları tarihsel bağlamında ele almamakla ve Filistinlileri suçlu göstermekle eleştirdi. Cortez ayrıca Biden’ın bu tutumunu Washington yönetiminin bazı insan hakkı ihlallerini görmezden geleceğinin işareti olarak değerlendirdi. Bazı medya kuruluşları da eskiden tarafsız ve dürüst şekilde arabuluculuk rolü üstlenen ABD’nin tarafsızlık özelliğini kaybettiğini dile getirdi.
Vermont Senatörü Demokrat Bernie Sanders ise New York Times’da bir makale yayınlayarak İsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarına karşı ABD’nin tarafsız bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini ifade etti. Hamas tarafından fırlatılan roketlerin kabul edilemez olduğunu söyleyen Sanders, yaşanan sorunların bu roketlerle başlamadığının altını çizerek Filistinlilerin yıllardır tahliye tehdidi altında yaşadığını hatırlattı. Netanyahu hükümetinin Filistinlileri ötekileştirerek iki devletli çözüm olasılığını engellemek için yasa dışı yerleşim politikalarının peşinde koştuğunu belirten Sanders, “İsrail, barış ve adalet yerine, o topraklarda eşitsiz ve demokratik olmayan kontrolünü sağlamlaştırıyor” değerlendirmesinde bulundu. Joe Biden’ın elinde dünyaya adalet ve demokrasi temelli bir yaklaşım sergileme şansı olduğuna işaret eden Sanders, Başkan Biden’a “rotamızı değiştirmeli ve sivillerin korunmasına ilişkin uluslararası hukuku destekleyen ve güçlendiren tarafsız bir yaklaşım benimsemeliyiz” çağrısında bulundu.
ABD Temsilciler Meclisi’nde farklı eyaletlerden 25 temsilci Dışişleri Bakanı Blinken’a mektup yollayarak Kudüs’teki Şeyh Cerrah mahallesindeki Filistinlilerin yerlerinden edilmesi konusunda İsrail’e diplomatik baskı yapması çağrısında bulundu. Illinois eyaleti temsilcilerinden Demokrat Marie Newman ile Wisconsin eyaleti temsilcilerinden Demokrat Mark Pocan’ın öncülüğünde hazırlanan mektupta, “İsrail’in Kudüs’teki Bustan ve Şeyh Cerrah mahallelerinden yaklaşık 2 bin Filistinliyi yerlerinden etme planına karşı derin kaygımızı ifade etmek için bu mektubu yazıyoruz” ifadelerine yer verildi. Diğer yandan 140’dan fazla progresif grup ortak bir bildiri yayınlayarak Başkan Biden’dan İsrail hükümetini kınamasını ve Filistinlilerin maruz kaldığı baskının savaş suçu mertebesine ulaştığını belirtmesini talep ettiler.
Kudüs’te uzun bir aradan sonra gerilim yeniden tırmanmaya başladı ve büyük şiddet olayları patlak verdi. Geçen hafta Cuma günü namaz kılmak için Mescid-i Aksa’ya giden on binlerce Filistinli, provokasyon olarak değerlendirdikleri 10 Mayıs “Kudüs Günü” yürüyüşünde İsrailli grupların Harem-üş Şerif’e girmemesi için üç günlük nöbete başladı. İsrail polisinin müdahalesi sonucu başlayan çatışmalarda Filistinliler taş ve sopalar kullanırken İsrail polisi tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanarak çok sayıda kişinin yaralanmasına neden oldu.
Gazze Şeridi’ndeki Filistinli direniş grupları, İsrail polisinin işgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi’nden çekilmesi için bir süre tanımış ancak çekilme gerçekleşmeyince İsrail’e çok sayıda roket fırlatılmıştı. Gazze’den İsrail topraklarına atılan roketlerin çoğu Demir Kubbe Hava Savunma Sistemi tarafından imha edildi. Başbakan Netanyahu, Tel Aviv’i hedef alan roket saldırılarından sonra “Gazze Şeridi’ndeki militanların çok ağır bir bedel ödeyeceğini” söyledi. Açıklamanın ardından İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne yönelik “Surların Muhafızı” adı verilen askeri operasyon başlatıldığını duyurdu. İsrail ordusunun 4000’e yakın askerle başlattığı kara harekatında Gazze’de bulunan farklı hedefler İsrail güçlerince top atışlarının yanı sıra hava ve denizden de eş zamanlı olarak yoğun biçimde bombalandı.