Blinken İsrail ve Filistin’i Ziyaret Etti
Dışişleri Bakanı Blinken Gazze’de sağlanan ateşkesin ardından Ortadoğu turuna çıkarak İsrail ve Filistin’e ziyarette bulundu. Blinken, ziyareti kapsamında ilk olarak İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu ve diğer üst düzey devlet yetkilileriyle görüştükten sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Muhammed Iştiyye ile bir araya geldi. Şiddetin bir daha patlak vermemesi, Gazze’de insani ihtiyaçların karşılanması ve imar çalışmalarının yeniden başlaması için uluslararası toplumu harekete geçirme sözü veren Blinken, yardımların “Hamas’ın eline geçmemesini sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarına” özellikle vurgu yaptı.
Bölgeye ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Blinken ilk olarak İsrail’de Başbakan Netanyahu ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Blinken, ziyaretinin “ABD’nin İsrail’in güvenliğine desteğini vurgulamak, Batı Şeria ve Kudüs’te gerilimin düşürülmesi için geniş kapsamlı çalışmalar yürütmek, Gazze’ye acil insani yardımların ulaştırılmasını sağlamak, Filistin halkı ve yönetimiyle ilişkileri ilerletmek” amacı taşıdığını söyledi. Netanyahu’ya ABD Başkanı Joe Biden’ın mesajını aktardığını belirten Blinken, “Washington, İsrail’in kendini savunma hakkına tam destek veriyor” ifadesini yineledi.
Başbakan Netanyahu ise Blinken ile Hamas’ın yeniden silahlandırılmasına yönelik önlemleri görüştüklerini belirterek “Eğer Hamas ateşkesi bozar ve İsrail’e saldırırsa, vereceğimiz karşılık gerçekten çok sert olur” dedi. ABD’nin İran ile nükleer anlaşmaya geri dönülmesine ilişkin müzakerelerin de görüşmelerde ele alındığını da aktaran Netanyahu, “Umarız ABD, İran ile nükleer anlaşmaya geri dönmez çünkü bunun İran’ın nükleer silah elde etmesinin önündeki yolu açacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Netanyahu, ayrıca İsrail’in Arap ve İslam dünyasıyla normalleşmesini genişletme ve mevcut normalleşme anlaşmalarının güçlendirilmesi konusunu masaya yatırdıklarını söyledi.
Blinken Channel 12 kanalına verdiği mülakatta iki devletli çözümün, İsrail-Filistin sorunu için sadece en iyi seçenek değil, uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm için tek yol olduğuna inandıklarını vurguladı. Blinken, İki taraf için de olumlu şartların yerine getirilmesi gerektiğine dikkat çekerek her iki tarafla da işbirliği yapılmaz ve Filistinlilerin haysiyetle ve umutla yaşaması için bir yol bulunamazsa çatışma döngüsünden çıkılamayacağını savundu.
Blinken, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, ABD’nin Filistin yönetimi ile yeniden ilişki kurma taahhüdünün altını çizmek için bu ziyareti gerçekleştirdiğini ifade etti. Blinken, Filistin halkıyla etkileşime geçmek ve onları desteklemek için Doğu Kudüs’te ABD Konsolosluğu’nun tekrar açılacağını duyurdu. Trump yönetimi tarafından 2018 yılında kapatılan konsolosluğun yeniden açılması Başkan Biden’ın yeniden iki devletli çözüm çizgisine dönüşünün en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Blinken, Gazze’ye acilen yardım sağlamak ve kurtarma çabalarını hızlandırmak için Birleşmiş Milletler, uluslararası toplum, Filistin yönetimi, Filistin halkı ve İsrail Hükümeti ile de ortak çalışma yürüttüklerini belirtti. Blinken, Gazze ve Batı Şeria’daki insani yardımlara destek için 38 milyon dolarlık ek bir paketle ABD’nin Filistinlilere yönelik mali yardımlarının 360 milyon dolara ulaşacağını duyurdu. Blinken ayrıca, Biden yönetiminin Filistin’e gelecek yıl için 75 milyon dolarlık ek kalkınma ve ekonomik yardım sağlama konusundaki öneriyi Kongre’ye bildireceğini belirtti. Blinken, Gazze’ye acil yardım olarak da 5,5 milyon dolarlık bir destek sağlanacağını açıkladı.
Biden yönetimi Nisan ayı başlarında, Filistin halkı için ekonomik gelişme ve insani yardım konularında mali destek sağlayacaklarını duyurmuş, Gazze Şeridi ve Batı Şeria’nın kalkınması için 75 milyon dolar, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansının (USAID) barışın tesisi programları için 10 milyon dolar ve BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) programları için 150 milyon dolar olmak üzere toplam 235 milyon dolarlık bir yardım paketi açıklamıştı.
Eski Başkan Trump, ABD’nin yıllardır süren Ortadoğu politikasını ters yüz etmiş damadı ve danışmanı Jared Kushner’ın liderliğinde yürütülen “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırılan girişimle İsrail odaklı bir siyaset izlemişti. Trump yönetimi bölgedeki diğer Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi üzerine yoğunlaşarak Filistin sorununu ikincil plana itmişti. Trump, ABD’nin BM bünyesinde 1949’da kurulmuş olan UNRWA aracılığıyla Gazze ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler için her yıl yapmış olduğu 200 milyon doları aşan mali yardımı da kestiğini ilân etmişti.
Blinken’in Ortadoğu ziyareti İsrail ve Hamas arasında sağlanan ateşkesin kalıcı olması için Biden yönetimi tarafından çatışmaların başından beri izlenen diplomasinin son adımı olarak nitelendirilebilir. Politico’nun değerlendirmesine göre Biden yönetimi İsrail ve Hamas arasında 2012 ve 2014 yıllarında yaşanan iki çatışmadan edindiği tecrübelere dayanarak farklı bir strateji geliştirdi. 2012 yılındaki çatışmalar 8 gün, 2014 yılındaki çatışmalar ise 50 gün sürmüştü. Obama yönetimi Clinton ve Kerry gibi üst düzey isimleri ateşkes sağlamakla görevlendirmişti.
Devreye girdiğinde işlerin daha da karmaşık bir hal aldığını gören Washington yönetimi bu kez yoğun ama sessiz ve gizli yürütülen diplomatik temaslar yapmaya karar verdi. İsrail’in Birleşmiş Milletlerin tarafsızlığına inanmadığını bilen Biden yönetimi BM önerilerini engelledi ve BM’yi devreden çıkararak arka planda yoğun bir diplomasi trafiği gerçekleştirdi. ABD’li yetkililerin arabulucu olduğu durumlarda Hamas’ın daha talepkar olduğunu ve ateşkese yanaşmadığını düşünen Biden yönetimi, İsrail ve Hamas arasında arabulucu gibi davranmak istemedi ve Hamas’la diyalog kurulmasında Mısır’ın devreye girmesini sağladı.
Ateşkes sağlanmasını tarafların inisiyatifine bıraktıklarını açıklayan Biden yönetimi, iki tarafın da ateşkese sıcak bakmasıyla devreye girerek süreci hızlandırdı. İlk aşamada çatışmalara kayıtsız kaldığı yönünde yoğun eleştiri alan Biden yönetimi, basın önünde ateşkeste önemli katkısı olduğu, çatışmaların sadece 11 gün sürdüğü ve ateşkesin kalıcılığının sağlanması için çalıştığı gibi tezleri öne çıkarıyor.