Blinken Ortadoğu Turuna Çıktı
Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, 29-31 Ocak tarihleri arasında Mısır, İsrail ve Filistin’i kapsayan üç günlük bir Ortadoğu ziyareti gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Blinken’in diplomatik temaslarında ikili ve bölgesel ilişkilerin yanı sıra Rusya’nın Ukrayna işgali, Ortadoğu’da normalleşme süreci, İran nükleer programı ve İsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözüm arayışı gibi konuların ele alındığı kaydedildi. Blinken’ın ziyareti bölgede gerilimin tırmandığı bir döneme denk gelmesi hasebiyle ayrıca önem taşıyor. Washington ziyaret öncesinde İsrail-Filistin arasındaki güvenlik durumunun kötüleşmesinden endişe duyuyordu.
Ortadoğu turu kapsamında ilk olarak Mısır’a giden Blinken, Cumhurbaşkanı Abdulfettah el- Sisi ve Dışişleri Bakanı Semih Şukri ile bir araya geldi. Görüşmede, ikili ilişkiler, siyasi ve güvenlik konuları ile önemli küresel ve bölgesel meseleler ele alındı. ABD ve Mısır arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmek istediklerini belirten Blinken, bu çerçevede Sudan ve Etiyopya ile yaşanan anlaşmazlıklar ve Libya’daki durum gibi bölgesel konuların yanı sıra özellikle Filistin ve İsrail arasında istikrarı sağlamak, sükuneti korumak ve durumu kontrol altına almak için Kahire ile mevcut iş birliği ve koordinasyonun artırılacağını ifade etti.
Blinken’ın Mısır ziyaretini memnuniyetle karşıladığını ifade eden Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Filistin’de son günlerde yaşanan gelişmelerin, sakinliğin sağlanması ve tek taraflı uygulamaların önüne geçilebilmesi için siyasi çözüm arayışının önemini gösterdiğini söyledi. Sisi ülkesinin Filistin halkının haklarının koruduğunu, adil ve kapsamlı bir çözüme yönelik tutumunda kararlı olduğunu kaydetti.
Mısır ve Sudan ile Etiyopya arasında anlaşmazlığa neden olan Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (Hedasi) meselesine de değinen Sisi, ABD’nin Hedasi Barajı krizinin çözümündeki rolünün önemini vurguladı. Etiyopya hükümetinin, Nil Nehri suları üzerinde büyük bir baraj inşa etmesi Mısır ve Sudan’ın itirazları nedeniyle bölgesel bir krize dönüşmüştü. Üç ülke 10 yılı aşkın bir süredir Hedasi Barajı konusunda anlaşmazlık yaşıyor. Mısır ve Sudan baraj nedeniyle ülkelerine gelen Nil suyunda azalma olmasından endişe duyuyorlar. Kahire yönetimi barajın doldurulması ve faaliyete geçirilmesine ilişkin yasal bir uzlaşmaya varılmasının gerekliliğini savunuyor ve ortak çıkarlar çerçevesinde tüm tarafların su ve kalkınma haklarının korunması gerektiğini belirtiyor. Başkan Biden COP 27 zirvesi marjında görüştüğü Sisi’ye Mısır’ın su güvenliği ve nehir haklarının korunmasını desteklediğini dile getirmişti.
Mısır ziyaretinin ardından İsrail’e geçen Blinken, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Başbakan Benyamin Netanyahu ve Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile görüştü. Blinken, Netanyahu hükümetinin Kasım ayındaki seçimlerden sonra iktidara gelmesinden bu yana bölgeye ilk ziyaretini gerçekleştirmiş oldu. Netanyahu ile görüşmesinin ardından yapılan ortak basın açıklamasında konuşan Blinken, ABD’nin iki devletli çözüm konusundaki desteğini yinelerken iki tarafa da sükûnetin yeniden tesisi için acil adımlar atmaları çağrısında bulundu. Netanyahu’ya “iki devletli barış vizyonundan” uzaklaşılmaması gerektiğini söylediğini belirten Bilinken, aksi yaklaşımların İsrail’in uzun vadeli güvenliğine ve demokratik bir Yahudi devleti olma kimliğine zarar vereceği uyarısında bulundu.
Biden yönetimi göreve geldiği günden beri İsrail-Filistin anlaşmazlığına kalıcı çözüm sağlamada tek yolun “iki devletli çözüm” olduğunu savunuyor. Ancak son günlerde artan şiddet olayları ve sivil ölümlerle barıştan uzaklaşılması Biden’ın İsrail’e olan güçlü desteğini iletme amacıyla Kudüs’e gelen Blinken’ın ziyaretine gölge düşürmüş durumda. Son bir ayda İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle 35’den fazla insan hayatını kaybetti. Ocak ayı, Batı Şeria’da 2015 yılından bu yana yaşanan en kanlı ay oldu. Son araştırmalar İsrail-Filistin sorununda iki devletli çözüm seçeneğine olan kamuoyu desteğinin gerilediğini gösteriyor.
İsrail’in bölgesel ilişkileri konusuna da değinen Blinken, İsrail’in bölgedeki Arap ülkeleriyle normalleşme anlaşmalarını genişletmesi için birlikte çalışacaklarını ve Washington’un önceliğinin İsrail’in bölgeye daha fazla entegre olmasının sağlanması olduğunu dile getirdi. İbrahim Anlaşmaları sürecinin etkili olduğunu kaydeden Blinken, bu ilerlemenin İsrail ve Filistin ilişkilerinin yerine geçemeyeceğine vurgu yaptı. Terörle mücadele konusunda “her zaman İsrail’in yanında olduklarını” yineleyen Bilinken, İran konusunda da “ortak mücadele” mesajı verdi.
Basın açıklamasında iki devletli çözüm hususunda görüş belirtmeyen Netanyahu ise konuşmasında İran konusuna ağırlık vererek İran’ın nükleer silahlara sahip olmaması gerektiği konusunda genel bir fikir birliği olduğunu söyledi. İran’daki gösterilere atıfla Tahran yönetimini eleştiren Netanyahu, İran’ın “saldırganlığı kendi sınırlarının ötesine taşıdığını” ileri sürdü ve asla nükleer silah edinmemesi gerektiğini savundu. İbrahim Anlaşmaları ile İsrail ve birçok Arap ülkesi arasında yapılan barışı daha da derinleştirmeye çalıştıklarını aktaran Netanyahu, “Barış çemberini genişletmenin nihayet Arap-İsrail çatışması hakkındaki dosyanın kapatılmasına ve Filistin ile uygulanabilir bir çözüme ulaşmamıza da yardımcı olacağına inandığımı söylemeliyim” ifadelerini kullandı.
İsrail’den sonra Filistin’e geçen Blinken, Batı Şeria’da Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas’la bir araya gelerek İsrail-Filistin ilişkilerini, iki devletli çözüm, Filistin halkı ve liderliği ile ABD arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi gibi konuları görüştü. İsrail-Filistin krizinde “masum Filistinlilerin ölümünden duyduğu üzüntüyü” dile getiren Blinken, şiddeti durdurmanın ve gerilimi düşürmenin önemine vurgu yaparak “iki devletli çözümü baltalayacak her türlü harekete karşı” uyarıda bulundu.
İsrail güçlerinin geçen hafta işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği baskın bölgede gerilimi tırmandırmıştı. 9 Filistinlinin öldürüldüğü baskına misilleme olarak Doğu Kudüs’teki bir Yahudi yerleşim birimine düzenlenen saldırıda 7 İsrailli hayatını kaybetmişti. Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki İsrail yerleşimleri uluslararası hukuka göre yasadışı kabul ediliyor.
Filistin halkıyla ilişkileri güçlendirmek ve hayatlarını iyileştirmeye yardımcı olmak için somut adımlar attıklarını belirten Blinken, BM Filistinli Mültecilere Yardım Dairesi (UNRWA) vasıtasıyla 890 milyon dolarlık destek sağladıklarını kaydetti. UNRWA’ya 50 milyon dolar daha bağışlayacaklarını açıklayan Blinken, Başkan Biden’ın temmuz ayındaki ziyaretinde Doğu Kudüs Hastane Ağı için 100 milyon dolar bağış sözü verdiğini hatırlattı. Blinken ayrıca Filistinlilere hizmet veren konsolosluğun yeniden açılacağını da sözlerine ekledi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise Batı Şeria’da şiddetin tırmanmasından İsrail’i sorumlu tuttu. Abbas, İsrail’in uluslararası hukuku ve anlaşmaları ihlal eden tek taraflı eylemlerini tamamen durdurması gerektiğini söyledi. Abbas ayrıca “ABD yönetimi ve uluslararası toplumla birlikte, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarına sahip Filistin Devleti topraklarındaki İsrail işgalini sona erdirmek için siyasi diyaloğu yeniden tesis etmeye hazır olduklarını” dile getirdi.