Blinken ve Austin İlk Resmi Ziyaretlerini Uzakdoğulu Müttefiklerine Gerçekleştirdi
Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, göreve gelmeleri sonrasında ilk yurtdışı ziyaretlerini ABD’nin Uzakdoğulu müttefikleri Japonya ve Güney Kore’ye gerçekleştirdi. Blinken ve Austin’in 15-19 Mart tarihlerini kapsayan dört günlük ziyaretinin ilk durağı Tokyo oldu. İki bakan Japonya’dan sonra Güney Kore’ye geçerek diplomatik temaslarda bulundu. Ziyaretin amacı, Uzakdoğu’daki Amerika’nın müttefikleriyle ortaklıkları geliştirmek ve etki alanını giderek güçlendiren Çin’e ve nükleer tehdit teşkil eden Kuzey Kore’ye karşı bölgedeki işbirliğini pekiştirmek olarak açıklandı. Ziyaret, Amerika, Japonya, Avustralya ve Hindistan’dan oluşan Dörtlü Grup (Quad) liderlerinin geçen hafta düzenlediği zirvenin ardından gerçekleşti.
Blinken ve Austin’in Uzakdoğu ziyaretlerinin ilk durağı Tokyo’da Japonya Dışişleri Bakanı Toshimitsu Motegi ve Savunma Bakanı Nobuo Kishi ile görüştü. Biden yönetiminin ilk deniz aşırı seyahatinde Japonya’yı seçmesinin tesadüf olmadığını belirten Blinken, iki ülke arasında mevcut “güçlü ve hayati” ekonomik ilişkilere vurgu yaptı. “Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri olarak, iklim değişikliğiyle mücadele, siber güvenlik ve küresel sağlık sorunlarıyla başa çıkma gibi zamanımızın kilit meselelerinde ve vatandaşlarımızın hayatlarını gerçekten etkileyen konularda derin bir işbirliği içindeyiz” ifadelerini kullanan Blinken, Çin’in ‘baskıcı ve saldırgan politikaları’ konusuna da değindi.
Blinken, Pekin yönetimine sert eleştirilerde bulunarak, “Çin, Hong Kong’daki özerkliği sistematik olarak aşındırmak, Tayvan’daki demokrasiyi alt etmek, Şincan ve Tibet’te insan haklarını kötüye kullanmak ve Güney Çin Denizi’nde uluslararası hukuku ihlal eden deniz iddialarını ileri sürmek için baskıcı ve saldırgan yöntemler kullanıyor” şeklinde konuştu. Blinken, Çin’in “baskıcı ve agresif” eylemleri karşısında Amerika’nın gerektiğinde karşılık vereceğinin altını çizdi. Savunma Bakanı Austin de Çin’in son yirmi yılda ordusunu büyük bir hızla modernize ettiğini belirterek, “rekabet açısından sahip olduğumuz avantajlar zayıfladı” ifadesini kullandı. ABD’nin hâlâ önde olduğunu ancak Çin ile arasındaki askeri güç farkını yeniden arttırması gerektiğini vurgulayan Austin, amaçlarının ABD ve müttefiklerine karşı tehdit oluşturabilecek Çin veya herhangi bir başka ülkeye karşı rekabet üstünlüklerini korumak olduğunu açıkladı.
Bakanlar düzenledikleri “2+2 Zirvesi” sonrası ortak basın toplantısında konuştu. Japon Savunma Bakanı Kishi, Doğu Çin Denizi’ndeki tartışmalı Senkaku adaları yakınları dahil Japonya’nın güneybatısındaki bölgede, Öz Savunma Kuvvetleri ile ABD ordusunun ortak tatbikatlar düzenlediğini anımsatarak, “Bu tatbikatları sürdürmek, Japonya ile ABD’nin beraber hareket ettiğini göstermek istiyoruz” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Joe Biden’ın bölgede Japonya ve Güney Kore ile istişare halinde ülkesinin Kuzey Kore’ye yönelik politikasını “baştan sona gözden geçirdiğini” belirten Blinken, yeni programın birkaç hafta içinde hazır olacağını söyledi. Blinken, Kuzey Kore’nin alıkoyduğu Japon vatandaşları sorununun çözümünde Tokyo ile işbirliğinin süreceğini dile getirdi. ABD-Japonya tedarik zinciri, temiz enerji, Covid-19’dan sonra ekonomik iyileşme ve pandeminin nasıl önleneceği gibi konular bakanların gündeme aldığı konular arasında yer aldı. İki ülke, karbondan arındırma, temiz enerji teknolojilerini genişletme ve 2050’ye kadar net sıfır sera gazı emisyonu elde etme taahhütlerini yinelediler.
Toplantının ardından yapılan ortak basın açıklamasında, iki ülke ittifakının “Hint-Pasifik bölgesinin barışı, güvenliği ve refahının temeli olmaya devam edeceği” belirtildi. Japonya’nın ittifakı daha da güçlendirmek ve ulusal savunma gücünü artırmak için kabiliyetlerini artıracağı, ABD’nin de nükleer güç dahil tüm imkanlarıyla Japonya’nın savunmasına destek verme yönündeki sağlam taahhütlerine sadık olduğunun altı çizildi. Doğu Çin Denizi’ndeki tartışmalı Senkaku adalarında Japonya’nın kontrolüne zarar verecek ya da statükoyu değiştirecek tek taraflı faaliyetlere karşı çıkılan açıklamada, Çin’in, ülkenin sahil güvenliğine, kendisine ait olduğu iddia ettiği kara sularında kurallara uymayan yabancı gemilere karşı silah kullanma yetkisi veren Yeni Sahil Güvenlik Yasasına yönelik “ciddi endişeler” taşındığı vurgulandı.
Açıklamada, “Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrar çağrısı yapıyoruz. Güney Çin Denizi’nde Çin’in ‘hukuk dışı’ denizcilik iddiaları ve faaliyetlerine karşı çıkıyoruz. Kuzey Kore’nin tamamen nükleerden arındırılmasına yönelik taahhütleri teyit ediyoruz. Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi ile Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları ihlallerine yönelik ortak endişeler paylaşıyoruz. Japonya’nın güneyindeki Okinawa adasında yer alan Futenma hava üssünün, ada üzerinde yerinin değiştirilmesini kapsayan mevcut plana bağlı kalıyoruz. Uzay ve siber güvenlik gibi yeni alanlarda iki ülke işbirliğinin önemini vurguluyoruz” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, ayrıca bu yıl içinde benzer bir zirvenin yeniden düzenlenmesi kararı da yer aldı.
Çin’in Doğu ve Güney Çin denizlerindeki hak iddiaları Japonya için önemli bir güvenlik kaygısı oluştururken, Amerika’yla ilişkilerinde de başlıca sorunlardan biri haline gelmiş durumda. Hint-Pasifik bölgesi ABD Savunma Bakanlığı açısından öncelikli alan konumunda bulunuyor. Çin’in yanı sıra askeri yapılanmasını güçlendiren nükleer silah ve füzeler geliştiren Kuzey Kore’nin de bölge için tehdit oluşturduğu belirtiliyor. Dışişleri Bakanı Blinken bölgenin giderek “küresel jeopolitik merkez” olma özelliği kazandığını vurgularken “21 yüzyıl tarihinin büyük kısmının burada yazılacağı” öngörüsünde bulunuyor.
Diğer taraftan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, düzenlediği basın toplantısında, ABD’li ve Japon bakanların Pekin yönetimine karşı eleştiri ve endişelerini dile getiren ortak açıklamalarına tepki gösterdi. ABD ve Japonya temaslarının Asya-Pasifik ülkeleri arasındaki güven ve işbirliğinin artması, bölgenin barış ve istikrarına katkı sağlaması gerektiğini düşündüklerini belirten Zhao, bu iki ülkenin temas ve işbirliğinin üçüncü tarafları hedef almaması ve üçüncü tarafın çıkarlarına zarar vermemesi gerektiğine inandıklarını söyledi. Zhao, “ABD-Japon ortak açıklaması Çin’in dış politikasına saldırıyor, Çin’in iç işlerine ciddi şekilde müdahale ediyor ve Çin’in çıkarlarına zarar veriyor. Çin tarafı bundan büyük rahatsızlık duymaktadır ve bu duruma karşı çıkmaktadır” şeklinde konuştu.
Blinken ve Austin Japonya ziyaretinin ardından Güney Kore’ye geçtiler. İki bakan, Seul’de Güney Kore Dışişleri Bakanı Chung Eui-yong ve Savunma Bakanı Suh Wook ile görüştü. 2 + 2 formatındaki bakanların toplantısı sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ABD-Güney Kore ittifakının güçlendirilmesi, işbirliğini artırılması, barış huzur ve güvenliğin artırılması gibi konuların yanı sıra Tokyo’da olduğu gibi ağırlıklı olarak Çin ve Kuzey Kore ile ilgili meseleler ele alındı. Blinken yaptığı açıklamada, ABD ve Güney Kore ittifakını bir kez daha teyit ettiklerini belirterek iki ülke arasındaki ittifakı “sarsılmaz, güçlü, köklü dostluk, karşılıklı güven ve ortak değerler” ifadeleriyle tanımladı. İki ülke arasındaki ittifakın sadece iki ulus arasında değil aynı zamanda Hint-Pasifik ve dünyanın refah ve barış güvenliğinin temel taşı olduğunu vurgulayan Blinken, “Bakan Austin ve ben bir kez daha ABD’nin ittifaka bağlılığını teyit etmek ve onu inşa etmek için buradayız. Hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları ile özgür ve açık Hint-Pasifik için ortak vizyonumuzu başarmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kuzey Kore hakkında da konuşan Blinken, “Kuzey Kore’deki otoriter rejim kendi halkına karşı uyguladığı sistematik ve geniş çaplı istismar politikalarına devam ediyor. Biz temel hak ve hürriyetleri savunmalı ve bunları baskı altına alanlara karşı durmalıyız” değerlendirmesinde bulundu. Pekin yönetimini de eleştiren Blinken, “Çin’in, saldırgan ve zorbaca yöntemler kullanarak Hong Kong’daki özerkliği aşındırdığı, Tayvan demokrasisinin altını oyduğu, Sincan ve Tibet’te insan haklarını ihlal ettiği ve uluslararası hukuku ihlal ederek Güney Çin Denizi’nde hak iddiasında bulunduğunu”savundu.
Bakan Chung ise Güney Kore ile ABD ittifakının dünya genelinde ve Kuzeydoğu Asya’da refah ve barışın temel taşı ve diplomasinin temeli olduğunun altını çizdi. ABD Başkanı Joe Biden ve Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae’in yakın zamanda ikili ilişkileri geliştirmek için bir zirvede bir araya geleceğini aktaran Chung, Güney Kore-ABD ortaklığının daha güvenilir, karşılıklı fayda temelinde ve kapsamlı şekilde gelişmesini umduğunu kaydetti.
Bakan Austin de mevkidaşı Suh ile görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada, iki ülke ittifakının Kuzeydoğu Asya’nın barış, refah ve güvenliğinin temel taşı olduğunu vurgulayarak iki ülkenin askeri hazırlık durumunun en yüksek önceliği taşıdığını belirtti. “Hem Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti hem de Çin’den beklenmedik sınamalar göz önünde bulundurulduğunda ABD-Güney Kore ittifakı hiç bu kadar önemli olmamıştı” ifadesini kullanan Austin, ABD’nin Güney Kore’nin savunmasına bağlılığını bir kez daha teyit etmek üzere bu ziyareti yaptıklarını dile getirdi. Mevkidaşı ile askeri hazırlık durumunun en öncelikli konu olduğu konusunda mutabık kaldıklarını vurgulayan Austin, ortak hazırlık seviyesinin gerekirse bu gece iki ülkenin savaşa girmeye hazır olmasını temin edecek seviyede olması gerektiğini kaydetti.
Güney Kore Savunma Bakanlığından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamaya göre, iki bakan “Kore Yarımadası’nın nükleerden arındırılması ve daimî barışın tesisine yönelik bağlılığını teyit ettiklerinin” altını çizdi. Austin, Seul-Tokyo ilişkilerinin iyileşmesi yoluyla Kore Yarımadası’nda ve yarımadanın etrafındaki ortak tehditlere cevap vermenin hayati olduğunu ifade ederken, Suh da Seul hükümetinin bir aksama olmadan Japonya ile işbirliği planlarını teşvik edeceğini belirtti. İki taraf Kuzey Kore’nin nükleer ve füze tehditlerine yanıt vermek ve Kuzey Doğu Asya’da işbirlikçi güvenlik yapısını şekillendirmek için Japonya ile üçlü güvenlik işbirliğinin önemi konusunda fikir birliğine vardı.
Bakan Austin silahlı kuvvetlerin savaş zamanı harekât kontrolü (OPCON) uygulamasının ABD’den Güney Kore’ye devredilmesi için çalışmaların başarıyla yürütüldüğünü ancak öngörülen devir teslimin daha fazla zaman alacağını belirtti. Güney Kore ve ABD anlaşmasına göre Kore Yarımadası’nda bir savaş söz konusu olursa, ABD ordusundan bir generalin Güney Kore Silahlı Kuvvetlerinin kontrolünü üstlenmesini gerektiren OPCON anlaşması iki ülke arasında üzerinde çalışılan bir konu. 2006 yılında devir teslim kararı alınmasına rağmen askeri harekat kontrolünün Güney Kore’ye devredilmesi hususunda çalışmalar tamamlanmış değil. Gelinen noktada “şartlara bağlı harekât kontrol” prensibi kabul edilmiş durumda. Dışişleri Bakanı Blinken Güney Kore temaslarının ardından Alaska’ya giderek Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile görüştü. Savunma Bakanı Austin ise Hindistan’a geçti.