Blinken’den Suudi Arabistan Ziyareti
Biden yönetimi, petrol fiyatlarından insan haklarına, İran politikasından bölgesel güvenlik meselelerine kadar birçok konuda derinleşen anlaşmazlıklar nedeniyle gerilimin arttığı bir dönemde Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirmeyi hedeflerken Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Körfez İşbirliği Konseyi ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu toplantılarına katılmak üzere resmi bir ziyaret gerçekleştirdiği Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan ile bir araya geldi.
Blinken ve Veliaht Prens’in yaklaşık 2 saat süren görüşmede İsrail’le ilişkiler, Yemen’deki çatışma, Sudan’daki huzursuzluk ve insan hakları gibi konuları ele aldıkları belirtildi. Görüşmesiyle ilgili Bakanlıktan yapılan açıklamadaYemen’de barışın sağlanmasına yönelik kapsamlı bir siyasi anlaşma da dâhil olmak üzere, Orta Doğu ve ötesinde istikrar, güvenlik ve refahın ilerletilmesine yönelik ortak kararlılıklarını teyit ettikleri belirtildi. Bakan ve Veliaht Prensin özellikle temiz enerji ve teknoloji alanlarında olmak üzere ekonomik işbirliğinin derinleştirilmesi konusunu ele aldıkları kaydedildi. Blinken’in görüşmede, ABD-Suudi Arabistan ikili ilişkilerinin insan hakları konusunda kaydedilen ilerlemelerle güçlendiğini vurguladığı ve Veliaht Prens’e Suudi Arabistan’ın yüzlerce ABD vatandaşının Sudan’dan tahliyesine verdiği destek ve Sudan’daki çatışmaların durdurulmasına yönelik diplomatik müzakerelerde devam eden ortaklığı için teşekkür ettiği belirtildi.
Blinken görüşmenin ardından yaptığı açıklamada “farklılıklarımıza rağmen, benzer çıkarlara sahip olduğumuz potansiyel girişimler konusunda iyi düzeyde bir yakınlaşma oldu” ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanı görüşmede, Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirme potansiyelinin ele alındığını ve bu konuda diyalog zeminini koruma konusunda uzlaşma sağlandığını aktardı. Blinken, ayrıca görüşmede insan hakları konularının ele alındığını söyleyerek bu alandaki ilerlemelerin ikili ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağladığına vurgu yaptı. Blinken Suudi Arabistan’ın iddialı modernleşme gündemindeki diğer reformların yanı sıra, kadınların iş gücüne ve kamu hayatına katılımını arttırmaya ve dinler arası hoşgörüyü genişletmeye yönelik tarihi adımlarını memnuniyetle karşıladıklarını ve desteklediklerini dile getirdi. ABD’nin şiddetle karşı çıktığı Suriye hükümeti ile normalleşme konusuna da değinen Blinken “hepimiz Suriye’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kilit kararıyla uyumlu bir çözüme ulaşmak istiyoruz” diyerek insani yardım erişimini genişletmek, IŞİD’in “yeniden ortaya çıkmamasını” sağlamak, mültecilerin geri dönmesine olanak tanıyacak koşulları yaratmak, “bölgeye büyük zarar veren Captagon kaçakçılığıyla mücadele etmek” ve “İran’ın etkisini azaltmak” istediklerini ifade etti.
Suudi Arabistan, bu hafta fiyatları arttırmak amacıyla petrol üretiminde büyük bir kesinti yapacağını duyurdu. Biden yönetimi, küresel ekonomiye zarar verdiği ve Rusya’nın petrol gelirlerini arttırdığı gerekçesiyle daha önce de bu tür kesintilere şiddetle karşı çıkmıştı. Biden yönetimini Riyad ile yakınlaşmaya zorlayan nedenler arasında petrol üretiminin artırılması ve fiyatların makul bir seviyede tutulması, ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarının korunması, Rusya ve Çin’in bölgedeki etkinliğinin sınırlandırılması ile İran’ın nükleer programıyla ilgili endişelerin artması gibi konuların bulunduğu belirtiliyor. Blinken’in ziyareti, Başkan Joe Biden’in Cidde’de veliaht prensle yaptığı ve çok eleştirilen görüşmesinde yaklaşık bir yıl sonra gerçekleşti. Temmuz 2022’deki ziyaret, Biden’ın seçim kampanyasında Suudi Arabistan’a küresel bir “parya” muamelesi yapma vaadinden uzaklaşarak dünyanın en büyük petrol ihracatçısıyla proaktif bir ilişki kurma yönünde bir dönüşü işaret ediyordu.
Beyaz Saray, geçen ekim ayında Suudi Arabistan’ın fiili lideri olduğu OPEC+ ülkelerinin petrol üretimini azaltma kararı almasında ağırlıklı olarak Riyad yönetimini suçlayarak ilişkileri gözden geçireceklerini açıklamıştı. Biden kararın ardından yaptığı ilk açıklamada OPEC+’ı Rusya ile aynı safta yer almakla suçlamıştı. Kararı “basiretsizlik” olarak değerlendiren Biden petrol üretimini azaltmanın Riyad açısından sonuçları olacağını söylemişti. Kararın petrol üretiminin artırılması için yoğun çaba sarf eden Biden’ı küçük düşürmek ve Demokratların ara seçimlerde başarısız olmasına katkı sağlamak amacıyla hesaplı bir şekilde alındığını değerlendirmesi yapılırken Suudi Arabistan’ın 11 Eylül saldırılarındaki rolünden Cemal Kaşıkçı cinayetine kadar arka plandaki birçok konu yeniden gündeme taşınmıştı.
Petrol zengini ülkenin fiili lideri olan veliaht prens petrole olan bağımlılıklarını azaltarak ticaret, yatırım ve turizm gelirlerini artırmayı amaçlayan büyük bir ekonomik ve sosyal dönüşüm başlatmış durumda. Son yıllarda krallık kadınların araba kullanması yasağını kaldırdı, din polisini geri çekti ve konserlere, eğlencelere ve ünlü ziyaretçilere ev sahipliği yapmaya başladı. Bölgesel bir güç olmaya çalışan Suudi Arabistan, Washington’la ilişkilerini belli bir seviyede tutmaya çalışıyor. ABD’nin rakipleri olan Çin, Rusya ve İran gibi ülkelerle işbirliği yapmaktan çekinmeyen Riyad yönetimi son dönemlerde Yemen’deki savaşı sona erdirmek, Katar’la yaşanan krizi çözmek, ezeli rakip İran’la ilişkileri düzeltmek ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ı 12 yıllık boykotun ardından Arap Birliği’ne geri kabul etmek için geniş kapsamlı diplomatik girişimler başlatmış durumda. Suudi Arabistan kendisini Washington’a bağlı olmayan küresel bir oyuncuya dönüştürmeye çalışırken, Washington’u da Krallıkla olan geleneksel ittifak ilişkilerini yeniden şekillendirmeye zorluyor.