Büyük Güzel Yasa Tasarısı Kongre’den Geçti
Başkan Trump’ın uzun süredir üzerinde çalıştığı ve kapsamlı vergi indirimlerini de içeren geniş çaplı harcama tasarısı, uzun tartışmaların ardından Kongre’den geçti. Demokratların yoğun itirazlarına ek olarak bazı Cumhuriyetçi üyelerin de karşı çıktığı yasa tasarısı, geçtiğimiz ay Temsilciler Meclisi’nden geçerek Senato’ya sunulmuştu. Senato’da yapılan sınırlı değişikliklerle kabul edilen tasarı, Perşembe günü Temsilciler Meclisi tarafından tekrar onaylanarak Başkan Trump’ın imzasına sunuldu. ABD sağlık sistemi, vergilendirme yapısı ve enerji politikaları gibi pek çok alanda köklü değişiklikler öngören bu yasa, Trump yönetimi için önemli bir siyasi zafer olarak değerlendiriliyor. Ancak tasarının getireceği uygulamaların toplumsal etkileri önümüzdeki süreçte daha belirgin hale gelecektir. Cumhuriyetçi Parti içerisinde dahi tepkilere yol açan bu tasarı, 2026 ara seçimlerinde Cumhuriyetçi siyasetçiler açısından ciddi siyasi maliyetler doğurabilir.
Geçtiğimiz ay Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan yasa tasarısı, Senato’da yapılan değişikliklerin ardından nihai hâline kavuştu. Trump yönetiminin ikinci dönemine damga vurması beklenen ve Trump’ın “Büyük, Güzel Yasa Tasarısı” olarak nitelendirdiği bu düzenleme, federal harcamalarda ciddi bir artış ve vergi sisteminde köklü değişiklikler öngörüyor. 2017’de yürürlüğe giren vergi indirimlerini kalıcı hâle getiren tasarı, sınır güvenliği, savunma ve enerji üretimi gibi alanlara yönelik bütçeleri de artırıyor. Ancak bu geniş kapsamlı harcamaların maliyeti, Medicaid ve SNAP gibi sosyal yardım programlarında yapılan ciddi kesintilerle karşılanmaya çalışılıyor.
Tasarıda en dikkat çekici başlıklardan biri, temel sosyal yardımların hedef alınması. Düşük gelirli ve yaşlı Amerikalıların sağlık ve gıda ihtiyacını karşılamak için federal ölçekte uygulanan Medicaid ve SNAP gibi programlarda çalışma zorunluluğu ve daha katı uygunluk kriterleri getirilirken, Kongre Bütçe Ofisi (CBO), yalnızca Medicaid kapsamında 11.8 milyon kişinin önümüzdeki on yıl içinde sigorta kapsamı dışında kalabileceğini öngörüyor. Yeni değişiklikler önümüzdeki süreçte var olan sosyal kırılmaları daha da artırarak toplumsal eşitsizliğin derinleşmesine neden olabilir.
Yasa aynı zamanda Trump’ın göç politikalarındaki sert yaklaşımını kurumsallaştırmayı hedefliyor. ABD-Meksika sınırına duvar inşası için 46 milyar dolar, göçmen gözaltı merkezlerinde 100.000 yatak kapasitesi için 45 milyar dolar ve 2029 yılına kadar 10.000 yeni ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimi (ICE) çalışanlarının istihdamı için milyarlarca dolarlık kaynak ayrılmış durumda. Ayrıca sığınma başvurularına 100 dolarlık ücret şartı getirilmesi, bu hakkın kullanımını caydırmaya yönelik sembolik bir adım olarak öne çıkıyor. Yeni tasarısının kabul edilmesiyle Trump yönetiminin önümüzdeki günlerde göçmenlere yönelik sert politikaların artırılması sınır dışı edilme süreçlerinin hızlanması bekleniyor.
Tasarı, Biden döneminde uygulamaya konulan çevre politikalarının da büyük ölçüde geri alınmasına neden oluyor. Elektrikli araçlara ve karbon salımını azaltmaya yönelik teşvikler iptal edilirken, bu değişiklikler iklim politikalarında ciddi bir geri adım olarak değerlendiriliyor. Öte yandan tasarının vergi düzenlemeleri kısmı, seçmen gözünde olumlu karşılanabilecek bazı başlıklar da içeriyor. Çocuk vergi kredisinin cüzi de olsa artırılması ve bazı sektörlerde yapılan ek ödemelere uygulanan vergilerde indirimler yapılması bu kapsamda dikkat çekiyor.
Kongre’nin her iki kanadında da Cumhuriyetçilerin aritmetik çoğunluğu elinde bulundurmasına rağmen, yasa tasarısı yoğun tartışmaların gölgesinde kabul edildi. Senato’daki oylamada Cumhuriyetçi Parti’den üç senatör, özellikle Medicaid kesintileri ve tasarının artıracağı kamu borcunu gerekçe göstererek tasarıya karşı oy kullandı. 50’ye karşı 50 oyla sonuçlanan oylamada, Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in eşitliği bozmasıyla yasa 51 oyla Senato’dan geçti. Ardından Temsilciler Meclisi’nde 218’e karşı 214 oyla kabul edilen yasa tasarısı, büyük oranda parti çizgileri doğrultusunda oylandı.
Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın, partisindeki iç muhalefeti bastırmak için saatler süren ikna çabalarının ardından gelen bu sonuç, Cumhuriyetçilerin aylar süren iç bölünmelere rağmen Trump’a olan bağlılıklarını koruduklarını gösteriyor. Tasarının yasalaşma süreci, yalnızca içeriğiyle değil, Kongre içerisindeki siyasal dengeleri nasıl dönüştürdüğüyle de dikkat çekiyor. Mali disiplin yanlısı Cumhuriyetçiler, tasarının kamu harcamalarını artırmasına itiraz ederken, merkez sağdaki bazı üyeler, Medicaid ve gıda yardımı gibi sosyal programlarda yapılacak kesintilerin kendi seçmenleri üzerindeki olumsuz etkilerinden endişeliydi. Ancak tüm bu çekincelere rağmen, Trump’ın parti üzerindeki etkisi belirleyici oldu. Trump’ın oylamanın son aşamasında kararsız kalan temsilcilere yönelik sert ifadeler kullanarak baskı oluşturma çabası da başarılı bir sonuç verdi.
Yasanın geçmesi, özellikle yaklaşan ara seçimler öncesinde birçok Cumhuriyetçi siyasetçiyi savunmasız bırakabilir. Demokratlar, kamuoyunda oldukça düşük destek gören bu düzenlemenin, “zenginlere vergi indirimi sağlamak uğruna yoksulların sağlık hizmetlerini kesmek” anlamına geldiğini savunuyor. Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries, tasarıya yönelik 8.5 saat süren tarihi konuşmasında, “Bu yasa, çalışan Amerikalıların sağlık sistemine yönelik açık bir saldırıdır” diyerek, düzenlemenin yarattığı sosyal risklere dikkat çekti.
Yasa tasarısının kamuoyundaki karşılığı, Demokratların sert eleştirilerini haklı çıkarır nitelikte. Son anketlere göre seçmenlerin yalnızca %29’u tasarıyı desteklerken, %55’i açıkça karşı çıktığını belirtiyor; %16’lık bir kesim ise kararsız. Cumhuriyetçi seçmenlerin %67’si tasarıya destek verirken, Demokrat seçmenlerin %87’si karşı çıkıyor. Bu rakamlar, özellikle Medicaid ve SNAP gibi sosyal devlet uygulamalarında yapılan kesintilerin geniş bir toplumsal memnuniyetsizliğe yol açtığını ve gündelik yaşamda doğrudan olumsuz etkiler yarattığını gösteriyor.
Aynı zamanda, Trump yönetiminin “verimli devlet” söylemiyle başlattığı tasarruf politikaları da bu yasa tasarısının ardından ciddi biçimde sorgulanmaya başlayabilir. Sosyal harcamalardaki büyük kesintiler, kamu hizmetlerinde verimlilikten ziyade mağduriyet doğurduğu yönündeki algıyı güçlendirebilir. Nitekim Hükümet Verimliliği Departmanı’nın (DOGE) kurucusu Elon Musk’ın da tasarıya sert bir dille karşı çıkması, Cumhuriyetçi Parti içindeki kırılmaları derinleştirebilir. Tasarının yarattığı yeni sosyo-ekonomik fay hatları, önümüzdeki seçim sürecinde seçmen tercihlerini belirleyici bir unsur hâline gelebilir.