Cumhuriyetçi Parti’de Hint Kökenli İkinci Aday Adayı
Biyoteknoloji girişimcisi Vivek Ramaswamy bu hafta Cumhuriyetçi parti için başkan adaylığı yarışına gireceğini duyurdu. 37 yaşındaki Ramaswamy adaylığını internette yayınladığı bir video ile açıkladı. Lansman videosunda özgür düşüncenin önemine ve pandemi dönemi önlemlerine değinen isim, “Bana sorarsanız, Amerikan demokrasisinin sağlığının en iyi ölçüsü, gerçekte ne düşündüklerini toplum içinde söylemekte özgür hisseden insanların oranıdır” dedi. Açıklamasında Martin Luther King’in ‘I Have a Dream’ konuşmasına gönderme yapan Ramaswamy, ırkçılığı tersinden ele alarak sol ideolojiye mal etti ve kimlik siyasetini ırkçılığın bir taşıyıcısı olmakla suçladı. Ramaswamy, Demokrat sol progresif grupların aktivist siyaset anlayışı şeklinde tarif edebileceğimiz ‘woke’ duruşunu tehdit olarak gören Cumhuriyetçilere hitap etmeye çalışıyor.
Ramaswamy’nin özgeçmişini detaylı inceleyecek olursak eğitimini Harvard ve Yale’de aldığı ve 2014 yılında kurduğu Roivant Sciences şirketi bünyesinde sağlık ve teknoloji sektörlerinde varlık gösterdiği görülüyor. Ohio’da doğan Hint asıllı işadamının Woke Ltd.: Büyük Şirket Amerikasının Sosyal Adalet Sahtekarlığının İçyüzü (Woke, Inc.: Inside Corporate America’s Social Justice Scam) ve Kurbanların Ulusu (Nation of Victims) adlı kitapları mevcut. Fox News’da iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik eleştirilerinden dolayı övgüyle söz edilen Ramaswamy’nin henüz rakiplerine göre toplumsal bilinirliği çok düşük seviyede.
Cumhuriyetçiler arasındaki popülerliğini woke ideolojiye karşı mücadelesiyle artırmaya çalışan Ramaswamy, ülkede ‘inanç, vatanseverlik, sıkı çalışma ve aile’ kavramlarının yerine ‘Kovidizm, iklimcilik ve cinsiyet ideolojisinin geçtiğini ve bunun sorgulanamaz bir seviyede olduğunu iddia ediyor. Psikolojik kölelik olarak tanımladığı bu yeni halin Amerika’daki ifade özgürlüğü kültürünü yok eden bir korku kültürüne çevirdiğini belirterek bununla savaşacağını vadediyor.
Hindistan’dan göç eden bir ailenin çocuğu olmasına karşın muhafazakar bir siyaset yürüten Ramaswamy, Amerika’daki çeşitlilik ve farklılık ‘takıntısını’ yoğun şekilde eleştirerek liberal düşüncenin aksine Amerika’yı güçlü kılan şeyin ‘çeşitlilik’ değil bunların arasında toplumu birleştiren idealler olduğunun altını çiziyor. Bu eleştirisine uyumlu bir şekilde pozitif ayrımcılığı ortadan kaldırmak için mücadele sözü veren isim, Wall Street Journal’de kaleme aldığı Niye Başkanlık Yarışına Giriyorum? başlıklı yazısında Amerika’nın onu büyük yapan ‘özgürlük’ ve ‘liyakat’ ilkelerini gözden kaçırdığını belirtiyor. Ülkenin bir ulusal kimlik krizinin ortasında olduğunu not eden Ramaswamy, Amerikalı olmanın ne anlama geldiğini cevaplamanın gittikçe zorlaştığını ifade ediyor.
Kampanyasını sadece siyasi değil aynı zamanda bir kültürel hareket olarak başlattığını duyuran isim, kendi aile hikayesinden de gururla söz ediyor. Ailesinin ABD’ye yasal olarak girdiğini ve çok çalışarak binlerce insana istihdam sağlayan işler kuran çocuklar yetiştirdiğinin altını çizen işadamı, yasadışı göç olgusuna önemli eleştiriler getiriyor. Özellikle ekonomik alanda pozitif ayrımcılığı ortadan kaldıracağını söyleyen Ramaswamy, en iyi şirketlerin artık beyaz ve Asya kökenli nitelikli adayların başvurularını reddederek siyahi ve Hispanik adayları işe almayı tercih ettiğini ve bu durumun da kızgınlık ve küçümseme yarattığını belirtiyor. Genç işadamının yazısında değindiği diğer bir konu da demokrasi. Seçilmiş insanların hükümet etmesinin demokrasinin temel prensibi olduğunu söyleyen Ramaswamy, Baş Sağlık Danışmanı Anthony Fauci veya Adalet Bakanı Merrick Garland gibi seçilmemiş bürokratların yetkilerinin sınırlı olması gerektiğini savunuyor.
Dış politika konusunda muhafazakar siyaset çizgisini devam ettiren Ramaswamy, ülkeye yönelik en büyük dış tehdidi komünist Çin’in yükselişi olarak tanımlıyor. ABD’nin ekonomik bağımsızlığını kazanması gerektiğini savunan iş adamı ülkenin ABD’yi kısıtlayıp Çin’i dokunulmaz hale getiren ‘iklim dininin’ taleplerini reddederek küresel enerji liderliğini geri kazanması, Tayvan’ın arkasında durması ve 16 yaşından küçüklerin TikTok kullanmasının yasaklanması gerektiğini savunuyor.
Batı dünyasında Hint asıllı politikacıların yükselişi bir süredir gündemde. Muhafazakar Parti lideri Rishi Sunak’ın İngiltere Başbakanı olması şimdilik görülen en yüksek başarı olarak sayılabilir. ABD’de ise Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığı için yarışacak en az iki Hindistan asıllı isim var: eski South Carolina Valisi Nikki Haley ve iş adamı Vivek Ramaswamy. Kampanyanlarının başında olan iki ismin işleri oldukça zor zira rakipleri olan isimler Donald Trump ve henüz adaylığını resmen açıklamayan Ron DeSantis kamuoyunda oldukça popüler.