Cumhuriyetçi Parti’de Trump-Cheney Kavgası
Eski Başkan Donald Trump ve Cumhuriyetçi Parti’nin Temsilciler Meclisi liderliğindeki üçüncü isim olan Liz Cheney arasındaki anlaşmazlık giderek derinleşiyor. Partinin Trump ile ilgili duruşu netleşmeye başlarken, Cheney, Trump karşı eleştirel tutumunu devam ettiriyor. Trump, 6 Ocak tarihinde düzenlediği mitingde Cheney’yi hedef almış, 2020 seçimlerini kendisinin kazandığını iddia etmeye devam etmişti. Cheney, Trump Beyaz Saray’daki görevindeyken 6 Ocak Kongre binası saldırılarını azmettirdiği gerekçesiyle Trump’ın azledilmesi yönünde oy kullanmıştı. İki isim arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlık son zamanlarda daha da su yüzüne çıkarken Liz Cheney’nin Kongre’deki liderlik pozisyonundan indirilmesi için çabalar başladı.
3 Mayıs Pazartesi günü yazılı bir açıklama yapan Trump, 2020 seçimlerinin bundan sonra bir yalan olarak hatırlanacağını belirtti. Trump Florida’daki malikanesinden yaptığı bu açıklama ile 2020 seçimleri sonrasında seçim sonuçlarını reddeden tavrını sürdürüyor. Trump’ın bu açıklamasına Cheney’nin tepkisi gecikmedi. Cheney, Twitter’dan yaptığı paylaşımda Trump’ın seçimlerin çalındığı yönündeki iddiasının büyük bir yalan olduğunu söyledi. Cheney, Twitter’dan yaptığı açıklamaya ek olarak Washington Post gazetesi için bir köşe yazısı kaleme aldı. Cheney yazdığı yazıda Cumhuriyetçi Parti’nin kritik bir döneme girdiğini belirterek partinin, 6 Ocak Kongre saldırıları sonrasında anayasaya bağlı kalıp kalmayacağına ilişkin bir karar vermesi gerektiği uyarısında bulundu. Cheney, kendisinin bir muhafazakar Cumhuriyetçi olduğunu vurguladı ve muhafazakar değerlerin en önemlilerinden birinin hukukun üstünlüğü ilkesine saygı göstermek olduğunun altını çizdi.
Cheney’in Trump karşıtı tavrının parti içerisinde bölünmelere yol açtığı yönünde eleştiriler var. Cumhuriyetçi Parti içerisinde önemli bir kısım, Trump’ın 6 Ocak Kongre baskınındaki rolüne daha fazla değinilmesini istemiyor. Kansas Senatörü Cumhuriyetçi Roger Marshall, verdiği bir mülakatta 6 Ocak tarihinde bazı Eyaletlerde seçime hile karıştığı iddiasını artık tartışılmaması gerektiğini ve partinin artık bu konuyu kapatarak, yoluna devam etmesi gerektiğini ifade etti. Senatör Marshall, 6 Ocak tarihinde Seçiciler Kurulu oylarının Kongre’de tescil edildiği vakit Arizona Eyaletindeki oylara hile karıştığı yönünde oy kullanmıştı. Fakat Trump’ın seçimlere hile karıştığı iddiasını tekrar gündeme getirmesi Cumhuriyetçilerin henüz bu tip iddiaları sonlandırmadığını ve Cumhuriyetçilerin yoluna devam etmeye hazır olmadığını gösteriyor.
Cumhuriyetçi Parti’nin Temsilciler Meclisi’ndeki en üst düzey ismi olan Kevin McCarthy, uzun zamandır Cheney ve Trump arasında orta yolu bulma çabası içerisindeydi. McCarthy, Cumhuriyetçi Parti’nin Temsilciler Meclisi’nde üstünlüğü yakalayacağı 2022 ara seçimleri sonrasında Temsilciler Meclisi Sözcüsü olmaya ve parti liderliğini devam ettirmeye hazırlanıyor. Bu nedenle McCarthy, Cheney ile parti liderliğini yürütürken, Trump’ı küstürmemek için kendisini Florida’daki malikanesinde ziyaret ediyor ve kendisi ile görüşüyordu. Fakat McCarthy’nin son yaptığı açıklamalarda Trump’ın pozisyonunu benimsediği görülüyor. Mikrofonu açık unutarak kullandığı bir ifadede McCarthy, Cheney’e olan güvenini kaybettiğini söyledi. McCarthy’ye göre Cheney yakın zamanında görevinden alınacak gibi görünüyor.
McCarthy’nin 6 Ocak Kongre baskını sonrasında yaptığı açıklamalara bakılarak Trump’ın halen parti içerisindeki etkisinin devam ettiği söylenebilir. Ayrıca McCarthy’nin Kasım 2020 seçimleri sonrasında yaptığı açıklamalar birbirleri ile açık bir biçimde çelişiyor. Seçimin ertesi günü Trump’ın seçimi kazandığını iddia ettikten sonraki süreçte Trump’ın artık bu ülkenin başkanı olmadığını kabul etmişti. McCarthy, Kongre saldırıları sonrasında ise Trump’ın saldırılardan sorumlu olduğunu vurgulamış, fakat Trump’ın azledilmesi yönünde oy kullanmamıştı. McCarthy, saldırı sonrasındaki süreçte Trump’ın saldırıları azmettirmediğini belirterek daha önce Trump’ı sorumlu tuttuğu açıklama ile çelişmişti.
Trump’ın seçime ilişkin hile iddiaları sadece Cumhuriyetçi Parti içerisinde bölünmelere sebep olmakla kalmıyor. Seçime ilişkin gündeme gelen tartışmalar halkta seçimlerin ideal bir şekilde yapılmadığı algısı yaratıyor. Yapılan bir araştırmaya göre Amerika’da her 10 kişiden üçü Başkan Joe Biden’ın meşru bir şekilde başkan seçildiğini kabul etmiyor. Başka bir araştırmaya göre Cumhuriyetçilerin %70’i 2020 başkanlık seçimlerinin adil bir şekilde yapılmadığını ileri sürüyor. Seçimlere ilişkin endişeleri olan halkın bir kısmı seçimlerde çok kolay bir şekilde hile yapılacağını düşünürken diğer kısmı ise seçimlerde oy kullanmanın zor olduğuna inanıyor. Yapılan araştırmaya göre Amerikalıların %46’sı seçim kanunlarının seçime hile karıştırılmasını engellemekte yetersiz kalmadığını düşünüyor. Yine aynı araştırmaya göre halkın %45’i seçim kanunlarının katı kurallar getirerek oy kullanmayı zorlaştırdığı kanısında. Son başkanlık seçimi sonrasında eyaletlerde sunulan yeni kanun tasarıları bu görüş ayrılığını derinleştirmeye devam ediyor. Seçimin kıyasıya rekabet içerisine geçeceği Arizona, Georgia, Florida, Michigan ve Texas eyaletlerinde oy kullanmak için getirilen şartlar ağırlaştırılmaya çalışılırken, seçimin görece daha az rekabet içerisinde geçeceği Delaware, Kentucky, Virginia ve Washington eyaletlerinde bu şartlar hafifletiliyor.
6 Mayıs 2021 tarihinde seçimin kaderini belirleyecek eyaletlerin başında olan Florida’da seçimde oy kullanmak için daha sıkı şartlar getiren kanun tasarısı Vali Ron DeSantis tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. Florida; Georgia, Montana ve Iowa’dan sonra, Trump’ın başkanlık seçimi sonrasında eyaletlerin seçim kanunlarında değişikliğe gidilmesi çağrısına uyan dördüncü eyalet oldu. Florida’da yeni yasa yürürlüğe girdikten bir gün sonra ise Texas Eyalet Kongresi, benzer bir yasa tasarısı çıkararak seçimde oy kullanmayı zorlaştırma yolunda önemli bir adım attı. Texas Valisi Greg Abbott, Demokratların sert muhalefetine rağmen kabul edilen tasarıyı en kısa sürede imzalayacak.
Cheney ve Trump arasındaki gerilimin artması Cumhuriyetçi Parti’de Trump karşıtı isimlere de yansıdı. Trump’ı sıkça eleştiren ve görevden azledilmesi yönünde oy kullanan, partinin 2012 başkan adayı Mitt Romney, memleketi Utah’da yaptığı bir konuşmada yuhalanarak Romney’in konuşması engellendi. Romney’in Trump’ın seçime hile karıştığına yönelik iddialarını eleştirmesi konuşmayı dinleyen Cumhuriyetçi Parti taraftarları tarafından tepkiyle karşılandı.
Ülke siyasetinde etkinliğini artırmak isteyen Trump, kendine ait yeni bir iletişim platformu kurdu.Yaklaşık dört ay önce, Trump’ın sosyal medya üzerinden açıklama yapması önde gelen sosyal medya kuruluşları tarafından yasaklanmıştı. Trump’a kendi açıklamalarını blog şeklinde yapma imkanı sunan yeni platforma abone olunabiliyor. Twitter’a az da olsa benzeyen bu platform aracılığı ile Trump’ın açıklamaları Facebook’tan paylaşılabiliyor. Trump bu platform ile birlikte kendi taraftarları ile iletişim kurmaya başlayabildi. Fakat bu platformun devam edip etmeyeceğine veya nasıl devam edeceğine ilişkin sorular sorulmaya devam ediyor.
Trump’ın yeni platformu kurulurken Facebook’a giriş yasağının devam edeceği kararlaştırıldı. Facebook’un Denetim Kurulu’nun aldığı kararda Facebook’un 6 Ocak sonrasında Trump’ı yasaklamasında haklı nedenlerinin olduğunu belirtti. Kurul aynı zamanda, verdiği bu kararda yasağın süresiz olarak konulmasını eleştirdi. Sosyal medya şirketlerinin Trump’ı yasaklamaya devam etmesi, ifade özgürlüğüne ilişkin eleştirileri tekrar gündeme getirdi. Sosyal medya şirketlerinin güncel siyasi tartışmalarda yer almaması gerektiği savunuluyor.
Trump ve Cheney arasında tansiyonun yükselmesi sonucunda Cheney’in parti liderliğindeki görevinin sonlandırılması gündeme gelmeye başladı. Cumhuriyetçi Parti’nin iki numaralı ismi Steve Scalise, Cheney’in görevden alınması gerektiğini dile getiren en üst düzey Cumhuriyetçi oldu. Cheney’in Temsilciler Meclisi’ndeki üç numaralı pozisyonundan alınması daha önce de gündem olmuş, fakat o zaman Scalise ve McCarthy gibi üst düzey isimler Cheney’in görevden alınmasını istememiş ve yapılan oylamalarda Cheney’in görevine devam etmesi kararlaştırılmıştı.
Scalise’nin 5 Mayıs günü yaptığı açıklamadan yaklaşık bir hafta sonra parti içerisinde bir oylama yapılarak Trump karşıtı Cheney’in yerine New York Temsilciler Meclisi Üyesi Elise Stefanik’in getirilip getirilemeyeceğine karar verilecek. Hem Trump hem de partinin ikinci ismi Scalise, Stefanik’in partideki üçüncü ismi olması için kendisini desteklediğini ifade etti. Cheney’in görevden alınması çağrısında bulunan Cumhuriyetçiler, Cheney’in Trump karşıtı ifadelerinin partiyi daha da kutuplaştırdığını ve bu durumun 2022 seçimlerinde Cumhuriyetçiler için dezavantaj yarattığını ileri sürüyor. Partideki birçok isim Trump’ın bu iddialarının gözardı edilmesini savunuyor. Neticede Trump’ın 2024’te tekrar aday olması kolay değil.
Öte yandan Cheney Trump’ı göz ardı etse bile Trump onun peşini bırakmayacak gibi görünüyor. Trump kurduğu platformdan Cheney’e saldırmaya devam ediyor ve önümüzdeki seçimlerde Cheney’in ön seçimlerdeki rakibini destekliyor. Trump’ın 6 Ocak saldırıları sonrasında görevden azledilmesi yönünde oy kullanan diğer Cumhuriyetçiler sessizliğini koruyor. Cheney’e destek azalırken, kendisine karşı çıkanların sesi daha gür çıkmaya başlıyor. Cheney’in görevinden alınması, Trump’a sadık kalmanın Cumhuriyetçi Parti’nin temel prensibi haline geldiğini gösteriyor.