Cumhuriyetçiler Yeni Seçim Yasasının Oylanmasını Engelledi
22 Haziran akşamı Senato’daki Cumhuriyetçiler, yeni seçim kanunu tasarısının oylanmasını engelledi. Yeni kanun tasarısında oylamaya geçilmesi yönünde oy kullanan senatör sayısı altmışı geçmediği için tasarı ilerleme kat etmedi. Demokratlar yeni tasarının oylamaya açılmasını isterken, Cumhuriyetçilerin tamamı tasarının oylanmasına yeşil ışık yakmadı. Cumhuriyetçi senatörlerin bu engelleyici tutumu Senato’nun çalışma usulüne ilişkin bazı kurallarda değişiklik yapılması çağrısını güçlendirdi. Demokratlar Senato’da bir tasarının oylamaya geçmesi için 60 senatörün oy kullanması şartının kaldırılması ve tasarıların salt çoğunlukla doğrudan kabul edilmesi gerektiğini düşünüyor.
Eyaletlerin 2020 başkanlık seçimi sonrasında seçime katılımı zorlaştıran düzenlemeler getirmesi sonucunda Washington’daki Demokratlar bir federal kanun tasarısı hazırlamaya başlamıştı. H.R.1 olarak ilk önce Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen bu federal kanun ile eyalet yönetimi tarafından yürütülen seçim sürecine bazı federal standartlar getirmek istenmişti. Bu kanun tasarısı Kongre’deki Demokrat Parti liderliğinin yasama gündeminin en üst sırasında yer alıyordu. 2022 yılında yapılacak ara seçimler öncesinde herhangi bir federal kanun kabul edilmediği takdirde Demokratlar Kongre’nin her iki kanadındaki üstünlüğünü ve eyalet yönetimlerini kaybedebilir. Demokratlar, yeni seçim yasasının Cumhuriyetçilerin ülkede yapılan her seçimi kendi lehine çevirmesini engelleyecek nitelikte olduğunu söylüyor. Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer 22 Haziran akşamı yapılan oylamalardan sonra yeni seçim kanunun kabul edilmesi için her yolu deneyeceğini belirtti.
Yeni seçim kanunun oylamaya geçilmeden Cumhuriyetçiler tarafından engellenmesi Senato’nun genel olarak birçok yasa tasarısına karşı engelleyici rol oynadığını bir kez daha hatırlatıyor. Senato’daki 60 üyenin yasa tasarısının oylanması için olumlu oy kullanması şartı, bu zamana kadar birçok tasarının Senato Genel Kurulu’na gelmesini engelledi. Kutuplaşmış Washington siyaseti ile bu kural daha çok kullanılıyor. Kongre’de herhangi bir partinin çoğunlukta olup olmadığına bakılmaksızın parti üyelerinin tamamının tasarıya karşı çıkması ile tasarının geçme ihtimali sıfıra iniyor.
Demokrat Parti, her ne kadar yeni seçim kanunu tasarısının kabul edilmesinde başarısız olsa da parti içerisindeki bütünlüğü sağlama açısından başarılı oldu. West Virginia Senatörü Demokrat Joe Manchin, söz konusu tasarısının eski haline evet oyu vermeyeceğini söylemişti. Manchin ile partinin Senato’daki lideri Schumer arasında gerçekleşen görüşmeler sonunda tasarı üzerinde birtakım değişiklikler yapıldı ve Manchin tasarıyı desteklemek için ikna oldu. Manchin’in oyu ile bütün Demokratların desteğini arkasına alan parti liderliği, Cumhuriyetçi Parti’ye karşı güçlü bir duruş sergilemiş oldu. Cumhuriyetçiler, birçok meselede Manchin’i kendi taraflarına çekerek, Demokratların yasama planlarını bozguna uğratmak istiyordu.
Tasarının oylamaya geçilmesi engellendikten sonra Schumer, yaptığı açıklamada Cumhuriyetçilerin yeni seçim kanunu tasarısını oylamaya açmayarak Donald Trump’ın yanında durduğunu söyledi. Cumhuriyetçilere yüklenen Schumer, Cumhuriyetçi Parti’nin seçime katılımını düşürmek için çalıştığını öne sürdü. Cumhuriyetçilerin yeni seçim kanunun oylanması sürecini başlatmayı engelleyeceği daha önceden biliniyordu. Schumer’ın yine de bunu Senato gündemine getirmesinin temel amacının eyaletlerde oy kullanma sürecini zorlaştıran yasa tasarılarından Cumhuriyetçileri açıkça sorumlu tutmak istemesiydi. Demokrat Parti liderliğinin sonucu bilmesine rağmen Kongre genel kurulunu toplaması ve tasarı üzerinde oylamaya geçilmesi için bir ön oylama yapmasının siyasi bir şovdan ibaret olduğu belirtiliyor.
22 Haziran tarihinde yapılan oturumu Başkan Yardımcısı Kamala Harris yönetti. Senato’nun aynı zamanda resmi başkanı olan Harris, bu oturumda yaptığı açıklamada Beyaz Saray’ın yeni kanun tasarısına yönelik desteğini bir kez daha hatırlattı. Harris yeni tasarının Amerikan halkının oy kullanma hakkını koruyacak nitelikte olduğunu söyledi. Harris’in bu açıklamasının öncesinde Beyaz Saray’ın Bütçe ve Yönetim Ofisi, resmi bir açıklama yapmış ve bu açıklamasında “Demokrasi Amerika’da, Burada, Tehlikede” diyerek tasarıyı “güçlü bir şekilde” desteklediğini belirtmişti. Oylama sonrasında Başkan Joe Biden da bir açıklama yaparak Demokratların birlik içerisinde hareket ettiğini hatırlatarak mücadelenin devam ettiğinin altını çizdi.
Eski Temsilciler Meclisi Üyesi John Lewis’in isminin verildiği bu tasarı ile oy kullanma imkanı genişletilmek isteniyor. Örneğin bu tasarı seçim tarihinden önce oy vermek için birçok eyalette belirlenen zaman diliminden daha fazla zaman tanıyor. Tasarı vatandaşların herhangi bir neden sunmadan posta yolu ile oy kullanması imkanı sunuyor. Tasarı kabul edildiği takdirde oy kullanmak için önceden kaydolmaya gerek kalmayacak. 2020 başkanlık seçimi sonrasında Trump, seçime itiraz etmiş ve ABD’nin birçok yerinde oylar tekrar tekrar sayılmıştı. Yeni tasarı seçime itiraz sürecine ilişkin olarak da bir düzenleme getiriyor ve itirazların belirli bölgelerde kurulacak bağımsız komisyonlar tarafından değerlendirilmesini emrediyor. Tasarıda buna ek olarak, Kongre seçimleri için yapılan kampanyalarda uygulanan finans ve etik kurallarına bazı düzenlemeler getiriyor.
Cumhuriyetçiler ise federal yönetimin eyalet seçim kanunlarına müdahale etmemesi gerektiğini düşünüyor. Cumhuriyetçiler, seçimlerin nasıl yürütülmesi gerektiğine ilişkin federal hükümetin bir sorumluluğu olmaması gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle Cumhuriyetçilerin Washington’da hazırlanacak herhangi bir seçim kanununa destek vereceğine ihtimal verilmiyor. Senato Azınlık Lideri Cumhuriyetçi Mitch McConnell yaptığı açıklamada Demokratlar tarafından hazırlanan seçim yasasının, eyaletler tarafından yürütülen seçim sistemine bir saldırı olduğunu söyledi. Demokratların desteklediği tasarıda öngörülen hükümlerle eyalet tarafından yürütülen bazı seçim kuralları arasında ciddi farklar var. Demokratlar son dönemde Cumhuriyetçi yönetimlerin kabul ettiği ve seçmenin sandığa gitmesini zorlaştıracak düzenlemelerin etkisini en aza indirmeyi hedeflerken bazı eyaletlerde yıllardır uygulanan kuralları değiştirebilir. Örneğin Connecticut, Mississippi, Missouri, New Hampshire ve South Carolina eyaletlerinde seçim gününden önce oy kullanılması mümkün değil. Eğer Demokratların yeni seçim kanunu tasarısı kabul edildiği takdirde bu eyaletlerde sandıkların oy kullanmak için 15 gün önceden açılması söz konusu olacak.