Delta Varyantı Endişe Yaratıyor
ABD’de özellikle aşı oranı düşük bölgelerdeki Delta varyantına bağlı yeni vaka sayılarındaki artış endişe verici boyutlara ulaşarak kapalı mekanlarda maske mecburiyetini tekrar gündeme getirdi. Ülkede Covid-19 nedeniyle hastaneye kaldırılanların ortalama sayısı 55 bini geçerken bu sayı bir önceki haftaya göre yüzde 27 oranında arttı. Artan vakaların önemli bir kısmının çocuklarda görülmesi aileleri düşündürüyor. 22-29 Temmuz tarihleri arasında Covid-19’a yakalanan çocuk sayısında yüzde 84 oranında bir artış görüldü. Artan vakalarla Amerikalıların tekrar kısıtlamaların olduğu başka bir döneme girebileceği tartışılıyor. Uzman doktorlar çocuklarda görülen vaka sayılarının henüz zirveye ulaşmadığını ve vaka sayılarının daha da artacağını belirtiyor.
Başkan Biden artan vakalar sonrasında maske kullanmaya tekrar başlayarak bunu bütün halka tavsiye ediyor. Uzun süredir halkı aşı olmaya çağıran Biden, maske kullanımını ve aşı olmayı okullarda ve kapalı alanlarda zorunlu olmasını yasaklayan eyalet yönetimlerini hedef alıyor. Cumhuriyetçi eyalet yönetimleri, maske ve aşının zorunlu kılınmasını engelleyen bazı adımlar atmış ve bu durum Biden yönetiminin yeni maske ve aşı politikası ile çelişmeye başlamıştı. Başkan Biden yaptığı konuşmada doğrudan Florida ve Texas eyaletleri yönetimlerine seslenerek bu eyaletlerdeki vaka artışının ne kadar büyük olduğuna dikkat çekti. Eyalet yöneticilerine ‘önümüzden çekilin’ ifadesini kullanan Biden, ülkede maske kullanımının yaygınlaştırılmasına karşı çıkarılan engellerin kaldırılması çağrısında bulundu.
Covid-19 vakalarında ve hastaneye kaldırılan kişi sayısındaki önemli artışın sebebi vatandaşların aşı olmak istememesi. Aşının uzun süredir pandemi ile mücadeledeki tek çıkış yolu olduğu Amerikan kamuoyunda sıkça belirtiliyordu. Yetişkinlerin aşı olmak istememesi son dönemde çocuk vaka sayılarının artmasında da önemli rol oynuyor. Yapılan bir araştırma aşı oranının görece düşük olduğu Florida eyaletinde yeni vakalar çocuklarda haftalık 378 olurken aşının daha yaygın yapıldığı Massachusetts eyaletinde bu rakamın sadece 35 olduğu görülüyor. Araştırma düşük aşı oranlarının çocuklarda görülen vaka sayısını 10 kata kadar artırabileceğini gözler önüne seriyor. Artan vakalar önümüzdeki yeni eğitim döneminde okulda yüz yüze eğitime başlamayı düşünen milyonlarca çocuğu etkileyebilir. ABD’de şu an yüz yüze eğitim görecek çocukların aşı olsa da olmasa da okulda maske takmaları tavsiye ediliyor.
Aşı konusunda en keskin adımlardan birini atmaya hazırlanan New York Belediye Başkanı Bill de Blasio aşı olmayanların restoranlara ve spor salonlara alınmayacağını duyurdu. Yapılan duyuruya göre vatandaşların aşı belgeleri restoran ve spor salonlarına girişlerde sorulacak. Getirilen yeni aşı zorunluluğunun şehirdeki işletmelere etkisi tartışılıyor. Bazıları pandemi açısından daha güvenli olacağını düşünürken bazıları ise bu zorunluluğun kapalı alanlarda vakit geçirecek kişi sayısını azaltacağını düşünüyor. New York şehrinde aşıları tamamlanmış kişi sayısı şehir nüfusunun yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyor. New York Belediyesi aşı belgesinin kapalı mekanlarda gösterilmesi zorunluluğundan önce, aşı olan New York sakinlerine 100 dolar hibe verme kararı almıştı.
Virüsün delta varyantının yayılması sonrasında federal hükümet kurumlarının verdiği tepki tekrar mercek altına alınıyor. Pandemi ile mücadelede öne çıkan kurum olan Hastalık Kontrolü ve Önlenmesi Merkezleri’nin (CDC) yaptığı açıklamaların birbirleriyle çeliştiği ve bu çelişkili mesajların halkta kafa karışıklığı yarattığı söyleniyor. Beyaz Saray Danışmanı Anthony Fauci maske kullanımı zorunluluğunun getirilmesinin tekrar düşünüldüğünü söylerken CDC Direktörü Rochelle Walensky’nin maske kullanımını kişisel tercih olarak değerlendirmesi, Amerikan halkına gönderilen çelişkili mesajların bir örneğini oluşturuyor. CDC’nin yetersiz toplanan veriler üzerinde çalışması ve verilerin çoğunluğunu yurtdışından aktarmasının ülkede Delta varyantının bu denli yayılacağını öngörememesi ile sonuçlandığı eleştirileri öne çıkıyor. CDC’nin 2021 yılında İngiltere’den ve Singapur’dan gelen verileri dikkatli bir şekilde değerlendirememesi, kurumun 2020 yılında pandeminin başlangıcında Wuhan’dan gelen ilk verileri inceleyememesine benzetiliyor.
Öte yandan ABD’nin pandemi ile global arenada yürütülen mücadelede üstlendiği liderlik rolü açısından bazı problemler ortaya çıkıyor. ABD fakir ülkelere aşı bağışında bulunma kararı almıştı fakat bağışlanan aşıların gerektiği gibi ihtiyaç sahibine ulaştırılamaması uluslararası arenada pandemi ile mücadelenin akıbetini zora sokuyor. Covax isimli aşı programı kapsamında uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri bağışlanan aşıların fakir ülkelerde dağıtımını yapıyor. Biden yönetimi bu program kapsamında dağıtılmak üzere 500 milyon Pfizer aşısı satın almıştı. 3,5 milyar dolar tutarındaki bu bağışın bireylere ulaşması için ulaşım masraflarının da karşılanması gerekiyor. Biden yönetimi ve Pfizer arasında gerçekleşen bu anlaşmaya Covax dahil edilmediği için Covax’ın kendisi bu masrafları karşılamak için ek çalışmalar yürütüyor. Biden yönetiminin Covax programı dışında aşı satın alarak bu aşıları hibe etmesi Covax programının işleyişine ve prestijine zarar veriyor.