Demokrat Parti’de Liderlik Arayışı
2024 Başkanlık seçimlerinde hem başkanlığı hem de Kongre çoğunluğunu kaybederek büyük bir hezimet yaşayan Demokratlar, 2026 ara seçimlerinde durumu avantaja çevirmek için çalışmalarını sürdürüyor. 2028 Başkanlık seçimleri için parti içindeki yeni lider arayışı devam ederken, geçtiğimiz hafta eski Başkan Biden’ın agresif bir kansere yakalandığının açıklaması, Demokratların uzun süredir eleştirdikleri Biden’a karşı tutumlarını yumuşatmış gibi görünüyor. Ancak kendisine yönelik destek açıklamaları olsa da, partinin içinde bulunduğu krizin sorumlusu olarak hala Biden öne çıkıyor. Bu bağlamda, Demokrat Parti önümüzdeki süreçte yeniden güç kazanması ve toparlanması için birleştirici bir isme ihtiyaç duyuyor.
Biden’ın 2024 başkanlık seçimlerinde, sağlık problemleri ve hakkındaki eleştirilerle karşı karşıya kaldığı dönemde, kendisini Trump’ı yenebilecek tek aday olarak göstererek yeniden aday olması, Demokrat Parti için oldukça zararlı bir süreç haline gelmişti. Seçime kısa bir süre kala Demokratlardan gelen baskılar sonucunda adaylıktan çekilen Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i destekleyerek seçim sürecinde onun önünü açtı. Ancak, organik bir aday belirleme sürecinin yaşanmaması ve kısa sürede hazırlanan kampanya, Harris’in etkili bir seçim grafiği çizmesine engel oldu.
Demokratlar daha sağlıklı bir ortamda 2026 ve 2028 seçimlerine girebilmek için Biden’ın daha detaylı bir açıklama yapması gerektiği düşünüyor. Biden, 120 gün önce görevi devretmiş ve o dönemde 2029 yılına kadar, yani 86 yaşına kadar görevde kalabileceğini belirtmişti. Ancak kanserin erken teşhis edilip edilmediği, sağlık testlerinin yeterli olup olmadığına dair hala sorular mevcut. Biden’ın ofisinden yapılan açıklamaya göre, kanserin tespiti geçtiğimiz hafta yapılmış olsa da semptomların ne zaman görülmeye başladığına dair detaylı bir açıklama yapılmadı. Başkanlık görevi boyunca rutin sağlık taramalarında kanserin tespit edilip edilmediği bilinmiyor. Başkan Trump geçtiğimiz aylarda benzer bir test yaptırıp sonuçlarını kamuoyuyla paylaşarak hakkında ortaya atılabilecek iddiaları engellemişti. Biden’ın hastalığının bilinmesine rağmen gizlenmesi ihtimali ise Demokrat Parti’nin seçmen nezdinde güvenini sarsabilir.
ABD siyasi tarihinde sağlık sorunlarını gizleyen başka başkanlar da olmuştu. 1893 yılında Grover Cleveland, başkanlık görevini sürdürürken geçirdiği ciddi bir kanser ameliyatını kamuoyundan gizlemişti. Başkan Woodrow Wilson da 1919’da geçirdiği felci kamuoyundan gizlemiş ve bu durum daha sonra öğrenildiğinde tepki çekmişti. Biden’ın kabinesinde Savunma Bakanı olarak görev yapan Lloyd Austin de geçirdiği operasyonu gizli tutması nedeniyle eleştirilmiş ve bu durumun ulusal güvenlik zafiyeti oluşturduğu belirtilmişti.
Biden’ın bıraktığı miras ve 2024 seçimlerindeki hezimetin ardından, Demokrat Parti’nin önümüzdeki seçimlere hazırlığı zor bir süreçten geçiyor. Trump etrafında şekillenen Cumhuriyetçi Parti karşısında, Demokratlar’ın dağınık görüntüsü dikkat çekiyor. Bu karmaşa, 2026 ara seçimlerinde Demokratların Kongre’de Cumhuriyetçi çoğunluğu kırma çabalarını zorlaştırabilir. Parti içinde potansiyel başkan adayları arasında pek çok isim zikredilse de bu süreçte ön plana çıkacak liderin kim olacağına dair soru işaretleri sürüyor.
Demokrat Parti’nin heyecan verici figürlerinden biri, Alexandria Ocasio-Cortez (AOC) olarak öne çıkıyor. Genç yaşının ve Hispanik kökeninin bazı seçmen grupları için bir engel teşkil edebileceği kaygıları bulunsa da, AOC sosyal medyadaki büyük etkisi ve güçlü bağış toplama başarısıyla dikkat çekiyor. Sosyalist görüşleriyle tanınan AOC, Bernie Sanders’ın mirasını devralmaya aday bir isim olarak değerlendirilebilir. Bu sebeplerle, Ocasio-Cortez ön seçimlerde en güçlü adaylardan biri olarak görülüyor.
Bir diğer dikkat çeken aday ise, Pennsylvania Valisi Josh Shapiro. Pennsylvania gibi stratejik bir eyaletin valisi olarak, geniş bir seçmen kitlesine hitap etme potansiyeline sahip olan Shapiro, özellikle merkez sol seçmenler için cazip bir aday olarak ön plana çıkıyor. Michigan Valisi Gretchen Whitmer ise 2024’te güçlü bir kürtaj hakları savunucusu olarak dikkatleri üzerine çekti. Aynı zamanda işçi sınıfı ve orta sınıf seçmenler arasında güven kazanmış bir isim olarak öne çıkıyor. Ancak Whitmer’in Beyaz Saray’da Trump ile verdiği poz, seçimlerde karşısına çıkabilecek önemli bir dezavantaj olarak görülebilir.
California Valisi Gavin Newsom, hitabeti ve Demokratlar arasındaki popülerliği ile dikkat çeken bir diğer aday. 2024 Başkanlık seçimlerinden önce de Biden’ın yerine aday gösterilmesi gereken isimlerden biri olarak düşünülen Newsom, basına verdiği demeçler ve katıldığı tartışmalardaki başarılı performansıyla Demokratların beğenisini kazanmıştı. California’daki afetlere karşı gösterdiği liderlik ona büyük bir avantaj sağlasa da, “liberal Californialı” kimliği bazı eyaletlerde bir engel oluşturabilir ve Cumhuriyetçiler tarafından seçim kampanyasında aleyhine kullanılabilir.
Maryland Valisi Wes Moore, geçtiğimiz haftalarda 2028 seçimlerinde aday olmayacağını açıklaması ve genç yaşına rağmen güçlü bir lider olarak dikkat çekiyor. Maryland’in ilk siyah valisi olarak seçilen Moore, parti içerisindeki tecrübesizliği nedeniyle dezavantajlı bir konumda bulunuyor. Diğer adaylara kıyasla daha geri planda kalsa da önümüzdeki yıllarda Demokrat Parti için önemli bir figür olabilir. Kamala Harris’in ismi potansiyel adaylar arasında yer alsa da 2024 seçimlerinde yaşadığı başarısızlık Harris’in yeniden gündeme gelmesine engel olabilir. Diğer adaylara kıyasla daha fazla bilinen bir figür olması itibariyle avantajlı görülse de bu durum ters bir etki de oluşturabilir. Bu noktada Demokratların denenmemiş bir isim üzerinde yoğunlaşamları daha makul bir strateji olarak görülebilir.