Enflasyon Yükselmeye Devam Ediyor
Alınan tüm önlemlere rağmen, ABD tüketici enflasyonu Eylül ayında, %8,2 ile son 40 yılın en yüksek seviyesine çıkarak fiyat baskısının hala sürdüğünü gözler önüne serdi. Geçen hafta açıklanan enflasyon rakamları göz önünde bulundurulduğunda Fed’in gelecek ay yapacağı faiz artışının en az 75 baz puanı olacağı öngörülüyor. Fiyat artışlarında gıda ve enerji harcamaları dışında, en çok öne çıkan kalemler, konut, tıbbi hizmetler, havayolu ücretleri olarak kaydedildi. Yükselen enflasyon karşısında, Sosyal Güvenlik Kurumu, 2023 yılında gerçekleşecek yardımların %8,7 artacağını duyurdu.
Uluslararası dalgalanmalardan en çok etkilenen iki kalem olan enerji ve gıda fiyatları hariç tutularak hesaplanan çekirdek enflasyonda konut maaliyetlerinin bu denli ön plana çıkması ve çekirdek enflasyonun yaklaşık %40’ını oluşturması medyada yoğun olarak ele alındı. Çalışma İstatistikleri Bürosu, önlemlerin kiraları piyasa fiyatlarının bir yıl gerisinde tuttuğunu raporladı. Bu da konut maliyetlerinin en az bir yıl daha yükselişte olacağını gösteriyor. Ülkede barınma maliyetinin en yüksek olduğu eyaletlerden California emlak piyasasına ilişkin önlem alma girişimlerine başladı. California Üniversitesi öğrencilerinin arabalarda ve sınıflarda uyuduğu haberleri manşetlerde yer alırken eyaletin uzun zamandır yüksek yaşam maliyeti ve evsizlik oranlarıyla mücadele etmesi çeşitli boyutlarıyla tartışılıyor. Ortalama ev fiyatının yaklaşık 900 bin dolar olduğu eyalet, önceden perakende satış, ofis veya otopark için ayrılmış arazileri konut inşaatına açmayı planlıyor.
Gıda fiyatları Ağustos ayında bir önceki yıla göre %13,5 artarak Mart 1979’dan bu yana en yüksek yıllık artışı gerçekleştirdi. Büyük gıda firmalarının yetkilileri ve ekonomi uzmanları 2022’nin geri kalanında, gıda fiyatlarında bir iyileşme olmayacağını düşünüyor. Önümüzdeki yıl için tahminler fiyatların düşmemekle beraber görece daha ılımlı olacağı yönünde. Gıda fiyatlarının yükselmesinde rol oynayan faktörlerden bazıları istikrara kavuşmuş olsa da bu gelişmelerin tüketiciye yansıması kısa vadede mümkün olmayacak. Michigan State Üniversitesi’nden David Ortega, özellikle Ukrayna Savaşı’na ilişkin belirsizliklerin fiyatlarda yaşanan düşüşün uzun sürmesinin en önemli sebeplerinden olduğunu belirtiyor. Pazar araştırması şirketi IRI gıda enflasyonunun gelecek yıl %5 ila %10 arasında artmasını beklediğini açıkladı.
Fed yetkilileri yüksek enflasyona ilişkin endişelerini belirterek faiz arttırmadaki kararlılıklarının altını çizdiler. İşsizlik endişelerini artıran bu stratejinin ekonomik aktiviteyi yavaşlatması öngörülüyor. Yetkililerin ulusal ekonomi konusunda yalnızca enflasyona odaklanma politikası kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Fed yakın zamana kadar faiz oranlarını daha az agresif şekilde arttırarak işsizliği tetiklemeden enflasyonla mücadele edilebileceğine inanıyordu ancak ‘yumuşak iniş’ argümanının artık inandırıcılıktan uzak olduğu söylenebilir. 1-2 Kasım’daki toplantıda faiz artırımına kesin gözüyle bakılırken gelecek yıl için fazilerde beklenen pik noktası 4,6 olarak hesaplanıyor.
Beklenenden uzun süren yüksek enflasyon, ülkede bu durumun, Amerikan ekonomisinin kalıcı bir özelliği olacağı endişesi yaratıyor. Çalışanların beklentilerinin maliyetlerin her yıl artacağı şeklinde olması durumunda ücret artış talepleri de bu nispette olabilir ve bu durum enflasyonu kalıcı hale getirebilir. Nitekim Fed yetkilileri son toplantı tutanaklarında ‘enflasyonun tahmin ettiklerinden daha yavaş düştüğünü ve fiyat baskısının oldukça geniş bir ürün yelpazesinde’ olduğunu kabul ettiler. Bu da enflasyonun derinleştiğinin bir işareti olarak yorumlanıyor.
Kışın yaklaşmasıyla ısınma maliyetlerinin yüksekliği gazetelerde yer almaya başladı. Yaz aylarında seyahat ve klima masraflarını yükselten enerji fiyatları, kışın da ısınma meselesiyle gündeme geldi. Tahminlere göre Ekim’den Mart’a kadar doğalgazla ısınan bir evin ortalama ısınma maliyeti, geçen yıla göre %28 artarak 931 dolar olacak. OPEC+’ın petrol üretimini kısıtlama kararını takiben enerji fiyatlarındaki yükselişin seçmenler üzerinde etkili olması, Beyaz Saray’ı da bu konuda harekete geçirdi. Seçimlere 3 hafta kala Biden yönetimi Stratejik Petrol Rezervi’nden 15 milyon varilin ek olarak satışa çıkacağını duyurdu. Bu strateji yaz ayında da akaryakıt fiyatlarını nispeten kontrol altında tutmaya yardımcı olmuştu.
ABD ekonomisinin en çok sıkıntıda olan sektörlerinden biri çocuk bakım ve yatılı bakım tesisleri. Bu endüstrilerin her ikisi de pandemi öncesine göre yaklaşık %10 daha az personel çalıştırıyor. Şubat 2020’den bu yana yaklaşık yarım milyon kişi işini kaybetti. Bakım çalışanlarına duyulan ihtiyacın çok fazla artmasına rağmen çalışanların çoğu ücretleri yetersiz bulduğu için bu pozisyonlarda yer almaya istekli değil. Okul öncesi eğitim maliyetinin kimi kolejlerin masraflarını geçmesine rağmen çocuk bakım personeli hayvan bakıcılarından daha az kazanıyor. Bakım sektöründeki zaafiyetler Amerikan siyaseti için de önemli bir sorun. Biden’ın Daha İyisi için Yeniden İnşa planının ilk halinde yer alan çocuk bakım desteği meselesi, Cumhuriyetçilerin itirazları neticesinde plandan çıkarılmıştı.