Fed’in Faizleri Düşürmesi Bekleniyor
Amerikan kamuoyu yaklaşan başkanlık seçimlerine odaklanırken, önümüzdeki hafta Fed’in faiz indirimine gitmesi bekleniyor. Başkanlık yarışında yapılan anketlerde, seçmenin karar verme aşamasında en çok etkilendikleri unsur olarak öne çıkan ekonomik gelişmeler, Biden yönetimi ve Harris kampanyası için en zorlu sınavlardan biri olmaya devam ediyor. COVID-19 pandemisi sırasında küresel ekonomide yaşanan daralma, Amerikan ekonomisini de olumsuz etkilerken toparlanma süreci beklentilerin gerisinde kaldı. Son bir yıl içinde ekonomik göstergelerde iyileşme ve enflasyonda yavaşlama kaydedilse de, seçmenler hâlâ Biden yönetiminin ekonomi politikalarına tam anlamıyla güven duymuyor.
Fed’in seçimlerden önce faiz indirimi kararı alması Harris kampanyasına ekonomi yönetimi noktasında gelecek eleştiriler karşısında avantaj sağlayabilir. Geçtiğimiz ay piyasalarda yaşanan sert düşüş ve küresel gelişmeler, Fed üzerindeki faiz indirimi baskısını artırdı. Önümüzdeki hafta faiz indiriminin gerçekleşmesine kesin gözüyle bakılırken, Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump, bu kararla Harris kampanyasına dolaylı yoldan destek sağlanacağını iddia ederek Fed’i faiz indirimi yapmaması için uyarmaya devam ediyor.
Ağustos ayı başında küresel hisse senedi piyasaları, ABD’de açıklanan tarım dışı istihdam verisinin beklentileri karşılamamasıyla keskin bir düşüş yaşadı. Bu durum, Fed’in faiz indiriminde geç kaldığı algısını güçlendirdi. Japon borsasında yaşanan sert düşüş ve Ortadoğu’da artan gerilim, resesyon beklentilerini artırarak piyasalarda negatif bir hava yarattı. Bu keskin düşüş, Fed’in acil faiz indirimi yapması gerektiği yönündeki baskıyı daha artırdı.
İşsizlik verilerindeki artışın ardından Wall Street bankaları, Fed’in faiz politikası beklentilerinde değişikliğe giderek faiz indirimlerinin daha erken bir tarihte yapılmasını ön görmeye başladılar. Citigroup, Fed’in Eylül ve Kasım aylarında 50 baz puan, Aralık ayında ise 25 baz puan faiz indirimi yapacağını öngören yeni tahminlerini paylaştı. Citigroup, Fed’in 2025 yılının ortasına kadar faiz indirimlerini düzenli hale getirerek faizi yüzde 3 seviyelerine çekmesini beklediğini açıkladı.
JPMorgan da benzer seviyelerde faiz indirimi ön görürken, Goldman Sachs Fed’in yıl sonuna kadar kalan üç toplantısında da faiz indirimi kararı alınacağını tahmin etti. Ayrıca, Goldman Sachs, ABD ekonomisinde gelecek yıl için resesyon beklentisini yüzde 15’ten yüzde 25’e yükseltti. Bank of America ise önceki raporlarında Aralık ayında bir faiz indirimi beklerken, son tahminlerinde bu beklentiyi Eylül ayına çekti. Bu raporlar, birçok finans kurumunun Fed’in faizleri daha erken ve hızlı bir şekilde düşürmesi gerektiğini savunarak, Fed’in faiz indirimi konusunda geç kaldığı algısını pekiştirdi.
Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası (ECB), refinansman faiz oranını 60 baz puan düşürerek yüzde 4.25’ten 3.65’e, mevduat faiz oranını yüzde 3.75’ten 3.5’e ve marjinal faiz oranını yüzde 4.5’ten 4.25’e indirdi. Bu adım, önümüzdeki hafta faiz indirimine başlaması beklenen Fed ile ECB arasındaki politika farkını daha da açarak faiz indirimi baskını artıran bir diğer unsur oldu. Analistler, Fed’in bu ayki toplantısında 50 baz puanlık bir faiz indirimi olasılığının azaldığını, 25 baz puanlık bir indirimin daha muhtemel olduğunu belirtiyor.
Enflasyon oranlarında beklentiler dahilinde bir yavaşlama görülmesine rağmen, çekirdek enflasyonun sınırlı da olsa direnç gösterdiği ifade ediliyor. Bu durum, Fed’in agresif bir faiz indirimi yapmaktan kaçınarak daha ölçülü bir adım atacağı yönünde bir beklenti oluşturuyor. Bazı ekonomistler ise uzun süre sabit kalan faizlerin aniden 50 baz puan düşmesinin ekonomik göstergeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini, bu nedenle 25 puanlık bir indirimin daha yerinde bir adım olacağını savunuyor.
ABD Çalışma Bakanlığı tarafından açıklanan ağustos ayı ekonomi verilerine göre, enflasyon %2,5 seviyesine gerileyerek son beş aydır devam eden düşüş trendini sürdürdü. Fiyat artışları son üç yılın en düşük seviyesine inmiş durumda, bu da Fed’in faiz oranlarını kademeli olarak düşürme planlarına zemin hazırlıyor. Bu veriler, enflasyondaki düşüşün devam edeceği beklentisini artırırken, aynı zamanda ABD mortgage piyasasında da olumlu bir etki yarattı. 30 yıl vadeli mortgage faiz oranı geçen hafta %6,43’ten %6,29’a gerileyerek Şubat 2023’ten bu yana en düşük seviyeye indi ve mortgage başvuruları %1,4 oranında yükseldi.
ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Lael Brainard, enflasyondaki bu yavaşlamaya dikkat çekerek, “Enflasyon konusunda bir sayfanın kapandığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Para piyasalarındaki fiyatlamalar, Fed’in bu ayki toplantısında 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasının ve yıl sonuna kadar toplamda 100 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirmesinin beklendiğini gösteriyor. Ayrıca, 50 baz puanlık daha agresif bir faiz indiriminin ise Kasım veya Aralık ayındaki toplantılarda yapılacağına ilişkin tahminler güç kazanıyor.
Seçimlere sayılı günler kala Donald Trump, Fed’in muhtemel faiz indirimi açıklamasının seçimlere müdahale anlamına geleceğini iddia ederek, faiz indiriminin seçimlerden önce yapılmaması gerektiğini savundu. Trump, seçimlere yaklaşılan bu süreçte yaşanacak olası ekonomik iyileşmenin Harris kampanyasına yarar sağlayacağını düşündüğü için faiz indirimi politikasına eleştiriler yöneltti. Buna karşılık, Cumhuriyetçi Parti’nin bazı kritik isimleri, faiz indiriminin seçimlerden önce yapılması gerektiğini savunuyor. Louisiana Senatörü John Kennedy ve Pennsylvania Temsilcisi Dan Meuser, Fed’in bir an önce faiz indirimi kararı alması gerektiğini belirttiler.
Trump’ın Fed’e yönelik komplo suçlamalarının uzun bir geçmişi bulunuyor. 2016 yılında, dönemin Fed Başkanı Janet Yellen’ı Demokratları desteklemek amacıyla faizleri düşük tutmakla suçlamıştı. Trump, mevcut Fed Başkanı Jerome Powell’ın aynı şekilde Harris’i desteklemek için hareket edeceğini öne sürüyor. Powell, Trump tarafından atanmış olmasına rağmen, başkanlığı sırasında sık sık Trump’ın eleştirilerine maruz kaldı. Trump, Powell’ı düşük faiz oranlarını sürdürmekte yavaş davranmakla suçladı ve kendi politikalarını baltaladığını iddia etti. Powell ise uzun zamandır seçimlerin Fed’in karar alma süreçlerinde hiçbir rol oynamadığını vurguluyor. Temmuz ayında yaptığı bir açıklamada, “Araçlarımızı asla bir siyasi partiyi, bir politikacıyı ya da herhangi bir siyasi sonucu desteklemek ya da karşı çıkmak için kullanmayız” diyerek tarafsızlık vurgusu yapmıştı.
Geçen yıl boyunca Fed gösterge faiz oranını 11 kez artırarak %5,3 seviyesine yükseltti ve bu oran son 20 yılın en yüksek seviyesi olarak kaydedildi. Fed, son 14 aydır belirgin bir şekilde gerileyen enflasyonla mücadele amacıyla bu seviyeyi korudu. Uzun süredir beklenen faiz indiriminin önümüzdeki hafta gerçekleşmesi bekleniyor ancak Fed’in alacağı faiz indirimi kararının siyasete ve yaklaşan seçimlere etkisi sınırlı kalabilir. Faiz indiriminin gündelik hayata ve ekonomik göstergelere seçimlerden önce hızlı bir şekilde yansıması öngörülmüyor.