Floyd’u Öldüren Polisin Yargısı ve Polisin Orantısız Şiddeti Devam Ediyor
Ülkede geniş çaplı ‘Siyah Hayatlar Önemlidir’ protestolarına yol açan George Floyd olayında, sanık polis Derek Chauvin’in yargılandığı ceza davası devam ederken siyahilere karşı orantısız polis şiddeti vakaları da durmak bilmiyor. Davada savcılık Chauvin’in, ikinci ve üçüncü derece cinayetten sorumlu olduğunu ispatlamak için çalışırken Chauvin’in avukatları ölümün Floyd’un hastalığı nedeniyle gerçekleştiğini öne sürüyor. Duruşmalarda daha önce medyada yer almayan görüntüler delil mahiyetinde paylaşıldı. Duruşmanın ilk haftasında 19 tanık mahkemede ifade verdi. Duruşmanın ikinci haftasında davada ifade veren tanıklar, Floyd’un ölümüne ilişkin bilimsel sonuçları paylaştı. Uzman tanıkların başında otopsiyi yapan Andrew Baker, Floyd’un kalp hastalığının ve fentanilinin Floyd’un hayatını kaybetmesine neden olduğunu fakat bunların ölüme yol açan asıl sebep olmadığını belirtti. Baker daha önce gerçekleştirdiği otopsi sonucunda Floyd’un ölümünün adam öldürme sonucunda olduğunu belirtmişti. Baker yaptığı otopsi sonucunu mahkemedeki ifadesinde yeniledi. Otopsiyi bizzat yapan Baker’ın diğer sağlık uzmanlarından sonra ifade vermesi eleştiriliyor. Bazı gözlemcilere göre Baker, savcılık tarafından tanık olarak ifade vermek üzere diğer tanıklardan önce çağrılmalıydı. Chauvin’in avukatları tarafından mahkemede tanıklık yapması için David Fowler isimli bir doktora çağrıldı. Adli tıp uzmanı olan Dr. Fowler, Floyd’un polis tarafından yere yatırıldığında ölümüne neden olan şeyin Floyd’un kalp hastalığı olduğuna ilişkin görüş beyan etti. Dr. Fowler polis arabasından çıkan egzoz gazının da Floyd’un ölümüne neden olabileceğinden bahsetti. Bu tanıkların ifadesi sonrasında Chauvin’in yargılandığı davada duruşmalar sona erdi. En son Chauvin, sanık olarak mahkemede ifade vermek istemediğini mahkemeye bildirdi. Mahkeme jürisi toplanarak Chauvin’in Floyd’un öldürülmesi suçundan sorumlu tutulup tutulmayacağına karar verecek.
Chauvin’in yargılandığı bu davayı ülkedeki birçok polis teşkilatı yakından takip ediyor. Özellikle polislere hangi durumda güç kullanması gerektiği konusunda eğitim veren yetkililer, mahkemede verilen ifadelerin detaylarını iyi bir şekilde öğrenmeye çalışıyor. Bazı yetkililere göre Chauvin davası, söz konusu eğitimlerde kullanılacak önemli bir konu olacak. Polis teşkilatlarının bu davada öğrendiği konular arasında şüphelinin yüzü dönük bir şekilde yere yatırılmasının onun ölümüne sebep olabileceği tehlikesi yer alıyor. Birçok polis teşkilatı yetkilisinin, şüphelinin bu şekilde yere yatırılmasının hayati riskinin olduğunu sonradan öğrendiği aktarılıyor. Öğrenilen diğer bir konu ise şüphelinin konuşmasına rağmen nefes alamamasına ilişkin. Floyd ölmeden önce nefes alamadığını söylemişti. Birçok polis konuşan kişinin aynı zamanda nefes alabildiğine inanıyordu. Fakat Floyd davası ile konuşan bir şüphelinin nefes almıyor olabileceği anlaşılmış oldu.
Chauvin’in yargılandığı dava devam ederken Floyd’un öldürüldüğü eyalet olan Minnesota’da başka bir polis, 20 yaşında siyahi bir genci vurarak ölümüne sebep oldu. 11 Nisan tarihinde Daunte Wright kullandığı arabanın plakasının süresi sona erdiğinden dolayı durduruldu ve Wright, kaçmak isterken beyaz polis memuru olan Kim Potter tarafından silahla vuruldu. Wright, her ne kadar polislerden uzaklaşmayı başarsa da başka bir araca çarparak olay yerinde hayatını kaybetti. Adli tıp raporuna göre Wright’ın ölüm nedeni polis tarafından göğsünden vurulmasıydı. Wright’ı vuran polis memuru tutuklanarak mahkeme önüne çıkarıldı. Savcılık tarafından ikinci derece adam öldürme suçu ile itham edilen Potter, Floyd’u öldüren polis Chauvin’in yargılandığı mahkeme binasından yaklaşık 15 kilometre ötedeki diğer bir mahkeme binasında yargılanacak. Çalıştığı polis teşkilatında yaklaşık 26 yıl görev yapan 48 yaşındaki Potter’ın, daha önce dedesini bıçakla öldürmeye çalışan bir şüphelinin polis tarafından öldürülmesi olayında talimatları veren kişi olduğu belirtildi. Potter’ın, Wright’ın öldürülmesi sonrasında görevinden istifa etmek istediği açıklandı. Brooklyn Center Belediye Başkanı Mike Elliott, istifayı henüz kabul etmediğini ve Potter’ın kovulması gerektiğini söyledi. Brooklyn Center Polis Teşkilatı Başkanı da yaşanan olaylar sonrasında istifa ettiğini açıkladı.
Olayın ardından Minnesota eyaletinin Minneapolis şehrinde protestolar başladı. Şehirdeki trafiği kapatan protestoculara polis, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi ile müdahale etti. “Daunte için adalet istiyoruz” sloganları atan kalabalık, gösterilerin şiddete dönüşmesini istemediğini belirtti. Bölgede görevli olan Brooklyn Center Polis Teşkilatı, protestocuların yaklaşık 20 işletmeye izinsiz girdiklerini aktardı. Bölgede güvenliğin sağlanması için Ulusal Muhafızlar konuşlandırıldı. Protestolar ilerleyen günlerde Minneapolis’in Brooklyn Center bölgesinden çıkarak diğer bölgelere yayıldı. Polis 40’a yakın protestocuyu gözaltına aldı. Protestoların genel olarak barışçıl nitelikte olduğu ifade ediliyor. Bir sene içerisinde iki siyahinin polis tarafından haksız bir şekilde öldürülmesi sonucunda bölge halkı kendi güvenliği hakkında ciddi endişe duyuyor. George Floyd’un ve Daunte Wright’ın ailesi çocuklarının polis tarafından öldürülmesinin yasını beraber tutuyor. Wright’ın annesinin, “bizim için hiçbir zaman adalet olmayacak” ifadelerini kullanması özellikle siyahi toplumun yargı kurumlarına inancının zayıf olduğunu gösteriyor.
Minneapolis’de başlayan protestolar, 2020 yılında Floyd’un polis tarafından öldürülmesi sonrasında başkent Washington da dahil olmak üzere ülke genelinde gerçekleştirilen protestoları hatırlatıyor. Başkent Washington’da ırk eşitsizliği protesto edilmiş ve Ulusal Muhafızlar bu protestolara müdahale etmişti. Müdahalelerden birinde Ulusal Muhafızlar’a bağlı olan bir askeri helikopter, protestocular üzerinde alçak uçuş yapmış ve bunun üzerine Ulusal Muhafızlar Birliği, bu alçak uçuş hakkında soruşturma başlatmıştı. 14 Nisan tarihinde askeri yetkililer tarafından yapılan açıklamada soruşturmaya dair önemli bilgiler yer aldı. Soruşturma sonucuna göre söz konusu uçuşun protestoculardan 30 metreden az bir yükseklikte yapıldığı ve bu nedenle askeri gücün kötüye kullanıldığı belirtildi. İsminin yayınlanmasını istemeyen bir askeri yetkiliye göre helikopter ile protestocular arasındaki mesafe 15 metreden daha azdı.