G7 Zirvesi’nde Ukrayna’yla İkili Güvenlik Anlaşması
İtalya’da yapılan G7 Zirvesi marjında bir araya gelen Başkan Biden ve Cumhurbaşkanı Zelenski, ABD ve Ukrayna arasındaki savunma işbirliğini şekillendirecek 10 yıllık ikili güvenlik anlaşması imzaladı. ABD anlaşma kapsamında Ukrayna’ya askeri eğitim ve destek sağlayacak. Anlaşmanın hem NATO’nun güvenliği hem de Ukrayna’nın savunma zemini için önemli olduğu belirtiliyor. Anlaşma Kasım ayındaki seçimleri eski Başkan Donald Trump kazansa bile, gelecekteki ABD yönetimlerinin Ukrayna’yı destekleyeceğini taahhüt etmeyi amaçlıyor. İkili anlaşma, Ukrayna’nın saldırıya uğraması halinde ABD’nin askeri bir karşılık vermesini gerektirmiyor.
Başkan Biden, amaçlarının Ukrayna’nın savunma ve caydırıcılık kapasitesini uzun vadede artırmak olduğunu belirtti. “Ukrayna’nın gelecekteki saldırganlıklara karşı kendi kendini savunma yeteneğine kavuşmuş olmasını istiyoruz” diyen Biden, ABD’nin Ukrayna’ya asker göndermeyeceğine dikkat çekerek silah, mühimmat ve eğitim desteği vereceklerini kaydetti. Savunma anlaşmasının bir barış taahhüdü olduğunu ve bunun Birleşmiş Milletler Anlaşması’na ve ülkelerin egemenliği ilkesine uygun olduğunu vurgulayan Biden, Rusya’nın saldırganlığına karşı Ukrayna’ya destek vermeye devam edeceklerinin altını çizdi. Anlaşma ABD’nin Ukrayna’ya asker göndermesi gibi bir taahhüt içermiyor. Yardım Rus hedeflerini vurmak üzere kullanılacak silah tedariği de içermeyecek.
Anlaşmanın Amerikan Kongresi tarafından onaylanmadığı için kalıcı yasal bir bağlayıcılığı bulunmuyor. Trump’ın yeniden seçilmesi halinde Başkan anlaşmadan geri çekilebilir. Trump’ın seçimleri kazanma ihtimalinin artmasıyla anlaşmanın geleceği belirsizliğini koruyor. Trump birçok açıklamasında Ukrayna’nın mücadeleye devam etmesine şüpheyle yaklaşmış, bir noktada Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı 24 saat içinde sona erdireceğini söylemiş ve Avrupa’nın Kiev’i destekleme yükünü daha fazla üstlenmesi için baskı yapmıştı.
Anlaşma, geçen yıl Vilnius’ta düzenlenen 2023 NATO Liderler Zirvesi’nden sonra başlayan ve aylarca süren müzakerelerin ardından geldi. Kiev yönetimi NATO’ya hızlı bir şekilde üye olmak isterken buna sıcak bakmayan Biden yönetimi, Ukrayna’ya uzun vadeli destek yaratmanın bir yolu olarak ikili güvenlik anlaşması önermişti. NATO zirvesinde yapılan görüşmelerde Ukrayna’nın ittifaka kabulü için bir zaman çizelgesi üzerinde anlaşmaya varılamamıştı ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Ukrayna’nın NATO üyeliği için henüz vaktin gelmediğini belirterek, “müttefiklerin savaş devam ederken Ukrayna’nın birliğe tam üye olmasını uygun bulmadıklarını” söylemişti.
Zirvede Ukrayna’nın NATO üyeliği için net bir yol haritası belirlenmese de G-7 ülkeleri ortak deklarasyon yayınlayarak Ukrayna’ya “uzun vadeli askeri destek sağlama” sözü vermişti. Ukrayna’ya yeni bir güvenlik çerçevesi sunan G-7 ülkeleri, Rusya’ya karşı mücadelesinde desteğe devam etme, kendini savunabilecek bir ordu kurmasını sağlama, istihbarat paylaşımında bulunma, Rusya’nın tekrar saldırması halinde acil adımlar atma ve Moskova’yı komşusuna yönelik gelecekteki saldırılarından caydırmaya yardımcı olma taahhütlerinde bulunmuştu.
Başkan Biden, Ukrayna’nın kısa süre içinde NATO üyesi olmasına sıcak bakmayan liderler arasında bulunuyor. NATO’nun Ukrayna’yı üyeliğe kabul edebilmesi için Rusya ile savaşın sona ermesi gerektiğini söyleyen Biden, Ukrayna’nın doğru yönde ilerlediğini ve birliğe tam üyeliğin de ileride gerçekleşeceğini savunuyor. Savaşın başından beri Ukrayna’ya büyük askeri ve mali yardımda bulunan Biden, bir yandan Ukrayna’nın Rusya’ya karşı kendini savunmasını sağlamaya çalışırken diğer yandan Rusya’nın savaşı tırmandırmasına engel olacak bir denge politikası güdüyor.
İkili anlaşmanın haricinde G7 ülkeleri de Ukrayna’nın desteklenmesi için 2024 yılı sonuna kadar 50 milyar dolar kredi verme konusunda anlaştıklarını duyurdu. Rusya’nın yaptırımlar kapsamında dondurulan varlıklarından gelen faiz gelirinin, Ukrayna’ya sağlanacak kredi için teminat olarak kullanılması öngörülüyor. Liderlerin vardığı anlaşmanın G7 toplantısının sonuç bildirgesine eklenmesi bekleniyor.
Ukrayna’ya sağlanacak 50 milyar dolarlık kredi anlaşmasının detayları henüz netleşmiş değil. Fonun yıl sonuna kadar teslim edilmesi bekleniyor. Kredi finansmanının dondurulan Rusya Merkez Bankası varlıklarından elde edilen karların faizinden sağlanması planlanıyor. Paranın büyük bir kısmı ABD hükümetinden kredi şeklinde sağlanacak ve bu kredi, Rusya’nın dondurulan yaklaşık 278 milyar euroluk varlıklarından elde edilecek kârlarla desteklenecek. Söz konusu paranın büyük çoğunluğu Avrupa Birliği ülkelerinde tutuluyor.
Liderler tarafından siyasi bir karar alınmış olsa da anlaşmanın teknik ve hukuki detaylarının çözülmesi gerekiyor. Yetkililer uzun süredir Rusya’nın dondurulmuş varlıklarına el koymanın ve Ukrayna’ya göndermenin yasallığını tartışıyor. Ukrayna için istediği 60 milyar dolarlık yardım paketi Kongre’de tartışılırken yardımın bir kısmını dondurulmuş Rus devlet varlıklarının ABD ve uluslararası hukuka uygun olarak el konulmasını öngören REPO Yasası’nı devreye sokarak temin edilebileceği gündeme gelmişti.
Amerikalı yetkililer daha önce bu fikre şüpheyle yaklaşmış, başka bir egemen ülkenin büyük miktarlardaki parasına el koymanın emsali olmadığı ve bu hamlenin öngörülemeyen yasal ve ekonomik sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunmuşlardı. Rus varlıklarının sadece 5 milyar dolar kadarı ABD kurumlarının elindeyken 300 milyar dolardan fazla Rus merkez bankası varlığı ise Batı ülkelerinde saklanıyor. Varlıklar dondurulmuş durumda ancak hala Rusya’ya ait.