Gıda Krizinde Çözümsüzlük Devam Ediyor
İklim krizi, ekonomik şok dalgaları ve Covid-19 salgınının devam eden etkilerinden dolayı her geçen gün daha fazla hissedilen küresel gıda güvenliği sorunu üç ayı aşkın bir süredir devam eden Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle daha da vahim bir hal almaya başladı. Dünyanın önde gelen tahıl ihracatçılarından olan Rusya ve Ukrayna’da üretilen tahılın dünya pazarlarına ulaştırılmasında sorunlar yaşanırken uzmanlar savaşın uzamasının dünya çapında bir gıda krizine neden olabileceği uyarısında bulunuyor.
Rusya’nın Ukrayna’ya uyguladığı blokaj, Karadeniz’deki mayınlar ve muhtelif askeri engellemeler nedeniyle buğday ihracatının kesintiye uğraması gıda fiyatlarını yükseltirken dünya çapında kıtlık, açlık ve kitlesel göç endişelerini de arttırıyor. Bunlara ek olarak dünyanın en büyük buğday üreticisi Çin’in ısrarla takip ettiği “sıfır vaka politikası” küresel tedarik zincirinde “dalga etkisi” yaratarak aksama ve kırılmalara sebebiyet verirken bir diğer büyük üretici Hindistan’ın aşırı sıcaklar nedeniyle üretimin düşeceğini ve bu nedenle buğdayda ihracat yasağı kararı aldığını açıklaması da krizi daha da derinleştirecek etmenler arasında sayılıyor.
Gıda güvenliğiyle ilgili bir toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Blinken Ukrayna savaşı nedeniyle artan tarım ürünlerinin tedarik sorunu üzerine değerlendirmelerde bulundu. Blinken, Kremlin yönetimini gıda krizini “kasti olarak körüklemekle” ve yaptırımlara karşı “şantaj“ için kullanmakla suçladı. Dünyada gıda krizi yaşanırken, Rusya’nın abluka altında tuttuğu Odessa’daki yaklaşık 20 milyon ton buğdayın çıkışını engellediğini söyleyen Blinken, “Rus kuvvetleri, Ukrayna’nın en verimli tarım arazilerini ele geçirdi. Ekili alanlara patlayıcılar yerleştirdi ve hayati tarımsal altyapıyı yok etti” şeklinde konuştu.
New York Times’ta yayınlanan bir habere atıfta bulunan Blinken, “Rusya’nın Ukrayna’nın ihraç edilecek tahıllarını çaldığına ve kendi ürünlerini stoklamaya başladığına dair inandırıcı raporlar mevcut” ifadelerini kullandı. Haberde, Washington’un geçen ay 14 ülkeyi Rusya’dan çalıntı tahıl satın alınmasına karşı uyardığı belirtiliyor. Daha önce Kiev yönetiminin de dile getirdiği iddiaya göre Rusya savaşın başından bu yana 100 milyon dolar değerindeki 500,000 ton Ukrayna buğdayını çalarak önce kontrolü altında tuttuğu Kırım’a nakletti. Habere göre Ruslar gizli bir şekilde nakletmeye çalıştıkları buğdayı uygun fiyatlarla satmaya çalışıyor.
Biden yönetiminin gıda krizinin çözümüne yönelik beş maddelik bir küresel eylem planı hazırladığını dile getiren Blinken, bu programın toplantıya katılan üst düzey gıda ve tarım işletmeleri, uluslararası kuruluşlar ve STK temsilcileriyle işbirliği ve koordinasyon halinde gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Plana göre öncelikli olarak acil ihtiyaçların giderilmesi için ihtiyaç duyan ülkelere ve uluslararası kuruluşlara 5,5 milyar doları aşan gıda güvenliği destek paketi ve ilave insani yardımlar yapılacak. İkinci olarak Biden yönetiminin ABD’de gübre üretimi artırmak ve maliyetleri düşürmek için 500 milyon dolarlık yatırım yapmasına benzer şekilde küresel gübre ihtiyacının karşılanması için diğer ülkelerle birlikte çalışılacak.
Blinken, üçüncü önerilerinin ise ABD’nin “Geleceği Besle“ girişimi çerçevesinde tarımsal üretim kapasitelerini artırmak ve etkili tarım sektörleri oluşturmak için birçok ülkeyle işbirliği yapmak olduğunu açıkladı. Dördüncü öneri de çok taraflı gelişim bankaları aracılığıyla küresel ölçekte mali yardımları artırarak krizin makroekonomik şoklarını azaltmayı kapsıyor. Blinken kriz ve altında yatan nedenler devam ettiği müddetçe bu konuyu Amerikan diplomatik gündeminin öncelikleri arasında en üst sıralarda tutmaya devam edeceklerini söyledi.
Ukrayna savaşının başladığı günlerden bu yana iki ülke arasındaki sorunların çözümü için aktif diplomasi yürüten Türkiye, gıda krizini aşmak için de bazı girişimlerde bulundu. Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Ankara’da bir araya gelerek gıda krizinin çözümü için bir “gıda koridoru” açılması konusunu ele aldı. Görüşmede somut bir netice alınamazken, Rus bakanın durumun Batı tarafından abartılarak “facia” olarak tanımlandığı ve Ukrayna tahılının dünya piyasasının sadece yüzde 1’ine denk geldiği için küresel bir gıda krizini tetikleyecek büyüklükte olmadığını ileri sürmesi dikkat çekti.
Rusya’nın Ukrayna’nın buğday ihracatını engellediğini reddeden Lavrov, gıda krizinin sorumlusu olarak da Batılı ülkeleri gösterdi. Rusya’ya uygulanan yaptırımların krizi tetiklediğini savunan Lavrov, Odesa ve diğer limanlarda döşenmiş mayınların temizleme sorumluluğunun Ukrayna’da olduğunu savundu. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ise Rusya’nın denizden Ukrayna’ya saldırmak için tahıl koridorunu kullanma ihtimaline karşı garantilere ihtiyacı olan Ukrayna’nın bölgeyi mayın temizleyemeyeceğini aktardı.
Ukrayna’da tutulan tahılın ihraç edilebilmesi için bir güvenlik koridoru oluşturmaya çalışan Türkiye, bir süredir Rusya, Ukrayna ve BM yetkilileriyle müzakereler yürütüyordu. Çavuşoğlu daha önce yaptığı bir açıklamada BM’nin Türkiye, Rusya ve Ukrayna’dan oluşan dörtlü bir temas grubu oluşturulması için teklifte bulunduğunu, tarafların teknik düzeyde bir toplantı gerçekleştirmek için anlaştıklarını açıklamıştı.
BM çatısı altında yapılacak çalışmada deniz mayınlarının temizlenmesi, gemilerin güzergahının belirlenmesi, sigortası ve güvenliği gibi konular ele alınacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu doğrultuda Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile telefonda görüşerek iki liderin de “tahıl koridoru” konusundaki iş birliğine olumlu baktığını aktarmıştı. Türkiye’nin çabalarına diplomatik destek açıklaması yapmaktansa Rusya’yı suçlamakla yetinen Washington’un gıda krizinde çözüm üretememesi dikkat çekiyor.