Gümrük Tarifeleri Piyasaları Vurdu
ABD Başkanı Trump’ın Çarşamba günü açıkladığı ve neredeyse tüm dünya ülkelerini kapsayan yeni gümrük vergisi politikası, yalnızca küresel piyasaları değil, ABD borsasını da olumsuz etkiledi. Bu hafta açıklanan ve beklentilerin oldukça üzerinde gelen istihdam rakamlarına rağmen, söz konusu vergi politikası ABD borsası üzerinde derin bir etki oluşturdu. Enflasyonun hâlâ hedeflenen seviyelerin üzerinde seyrettiği bir dönemde alınan bu karar, Trump’ın ekonomi yönetimine duyulan güvenin sorgulanmasına neden oluyor. Kongre’de hem Demokratlar hem de bazı Cumhuriyetçi üyeler karara itiraz etse de mevcut tablo gümrük vergisi uygulamasından yakın zamanda vazgeçilmeyeceğini gösteriyor.
Trump’ın açıkladığı gümrük vergisi planına piyasaların tepkisi son derece sert oldu. Teknoloji hisselerinin ağırlıkta olduğu Nasdaq Bileşik Endeksi, Wall Street’te en az yüzde 20’lik bir düşüş yaşandığında kullanılan “ayı piyasası” tanımına girdi. Perşembe günü yüzde 6’lık değer kaybıyla 2020’den bu yana en kötü performansını sergileyen endeks, Cuma günü de yaklaşık yüzde 3 oranında düşüşünü sürdürdü. S&P 500 Endeksi ise Perşembe günü neredeyse yüzde 5, Cuma günü ise yüzde 4 değer kaybederek, COVID-19 pandemisinden bu yana en sert gerilemesini yaşadı.
Banka hisseleri de bu süreçte ciddi kayıplar verdi. Bank of America ve Goldman Sachs, Perşembe günkü düşüşlerin ardından Cuma günü de yaklaşık yüzde 8 oranında değer kaybetti. Bankalar gümrük vergilerinden doğrudan etkilenmese de vergilerden etkilenen sektörlerin büyüklüğü bankaları da zor durumda bıraktı. Birçok sektörü etkileyecek gümrük vergisi politikasından en çok etkilenecek sektörlerden biri de araba piyasası olarak değerlendiriliyor. Birçok farklı üründe tüketici fiyatlarının yıl içinde ciddi artış göstereceği öngörülüyor.
Trump’ın yeni gümrük vergileri, küresel piyasalarda da öngörülenden çok daha olumsuz bir etki yaratarak küresel çapta satış dalgasını tetikledi. JPMorgan ekonomistleri, tarifelerin yürürlükte kalması halinde küresel bir resesyon ihtimalini yüzde 60 olarak güncellediğini açıkladı. Trump’ın ticaret dengesizliklerini düzeltme ve üretimi ABD’ye geri getirme hedefiyle aldığı bu riskli karar, ekonomiyi düşük büyüme, artan işsizlik ve hızlanan enflasyonun birleşimi olarak tanımlanan “stagflasyon” tehlikesine sürükleyebilir.
Başkan Donald Trump’ın gümrük vergisi planı yalnızca ekonomik bir risk taşımıyor; aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da önemli sorunlara yol açabileceği yönünde ciddi endişeler dile getirliyor. Planın öngörüldüğü şekilde hayata geçirilmesi durumunda, Pentagon’un yıllar içinde inşa ettiği küresel tedarik zincirleri sekteye uğrayabilir, Amerikan silahlarının maliyeti artabilir ve Çin’e karşı oluşturulan İngiltere ve Avustralya ile yürütülen denizaltı üretim projeleri gibi uluslararası güvenlik iş birlikleri bu süreçten olumsuz etkilenebilir. Eğer savunma alanı bu uygulamalardan muaf tutulmazsa, söz konusu politikanın Amerikan yapımı silahların üretimini geciktireceği ve hem ulusal savunmayı hem de ABD’nin müttefikleriyle olan askeri iş birliklerini zayıflatabileceği değerlendiriliyor.
Trump, gümrük vergilerini ticaret dengesizliklerini giderecek ve kaybedilen ekonomik geliri ABD’ye geri kazandıracak “dönüştürücü” bir hamle olarak lanse ediyor. Ancak bu yaklaşım, ABD’yi yeniden küresel bir endüstriyel merkez haline getirme ve Çin’in ekonomik etkisini azaltma yönündeki diğer hedeflerle çelişme potansiyeli taşıyor. Beyaz Saray tarafından yayımlanan kararnamede, ABD’nin “temel girdiler konusunda ithalata aşırı bağımlılık olmaksızın üretim yapması gerektiğini” vurgulasa da, bu hedefin yalnızca belgede yer almasının pratikte karşılık bulması kolay gözükmüyor.
Trump’ın yeni gümrük vergisi uygulaması Demokratların sert eleştirilerine neden olurken, Cumhuriyetçi kanatta yalnızca sınırlı sayıda isim açık muhalefet sergilemeye istekli göründü. Cumhuriyetçi senatörlerin çoğu, Başkan Trump’a doğrudan karşı çıkmaktan kaçınırken, Arkansas Senatörü John Boozman, partili senatörlerin başkana “zaman tanıması gerektiğini” belirterek iç çatlağın önüne geçmeye çalıştı. Başkan Yardımcısı JD Vance ise, piyasaların şu anki koşullardan daha kötü senaryolarla da karşı karşıya kalabileceğini savunarak, bu süreci “büyük bir geçiş dönemi” olarak nitelendirdi.
Demokratlar ise yeni vergi planını engellemek amacıyla yasal yolları araştırıyor. Çarşamba akşamı Senato’da yapılan oylamada, Kanada’ya uygulanan %25’lik gümrük vergisini geri almayı hedefleyen iki partili bir tasarı 51’e karşı 48 oyla kabul edildi. Bu oylamada dört Cumhuriyetçi senatör Demokratlara katılarak tasarıya destek vermesi dikkat çekti. Demokratlara destek veren Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, gümrük vergilerinin ekonomik doğasına dair sert eleştirilerde bulunarak “Gümrük vergileri yalnızca birer vergidir. Yabancı hükümetleri değil, Amerikalı aileleri cezalandırır. İthalata vergi koyduğumuzda, bakkaliye ürünlerinden elektronik eşyalara kadar birçok kalemin fiyatını artırmış oluruz. Toplanan her dolar doğrudan tüketicilerin cebinden çıkar.” ifadelerini kullanarak Trump’ın gümrük vergisi politikasına itiraz etti. Söz konusu tasarının Temsilciler Meclisi’nden geçmesi beklenmiyor. Ancak ilerleyen dönemde ekonomik göstergelerin kötüleşmesi, özellikle enflasyonun yükselmesi durumunda, bu tablo değişebilir. Demokratların stratejisi, vergi uygulamalarının ekonomide yaratacağı olumsuz etkilerin toplumda yaratacağı baskı yoluyla Cumhuriyetçileri ikna etmek olacaktır. Ancak, kısa vadede Trump’ın kararının engellenmesi olası görünmüyor.
Son yapılan bir kamuoyu araştırmalarına göre, Amerikalıların büyük bir çoğunluğu gümrük vergilerinin tüketici fiyatları üzerinde olumsuz etkileri olacağını düşünüyor. Ekonomistlerin yaygın görüşü, bu tür vergilerin esasen tüketicilerden alınan dolaylı vergiler olduğu yönünde. Nitekim ankete katılanların %70’i — Cumhuriyetçilerin %62’si de dahil olmak üzere — gümrük vergilerindeki artışın bakkaliye ürünleri ve diğer temel tüketim mallarının fiyatlarını yükselteceğine inanıyor. Katılımcıların %53’ü gümrük vergilerinin ekonomiye yarardan çok zarar getireceğini düşünürken, yalnızca %31’i bu görüşe katılmadığını belirtti. Ayrıca, ithalata vergi konmasının Amerikalı işçilere fayda sağlayacağına inananların oranı %31’de kalırken, %48’i bu iddiayı reddediyor. Bu şartlar altında önümüzdeki süreçte yaşanabilecek enflasyon artışları Trump yönetimi üzerindeki baskıyı daha da artırabilir.
Gümrük vergilerine ilişkin tartışmalar sürerken, Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı Mart ayı istihdam verileri, Trump yönetiminin elini bir ölçüde güçlendirdi. Şubat ayında 117 bin olan istihdam artışı, Mart ayında 228 bine yükseldi. Trump, her ne kadar bu veriler önceki ayı kapsıyor olsa da, istihdamdaki artışı gümrük vergisi politikalarının savunulması için bir gerekçe olarak öne çıkardı. Ancak bu söylem, ilerleyen süreçte yetersiz kalabilir. Özellikle federal düzeyde büyük işten çıkarmaların yaşandığı bir senaryoda ve gümrük vergilerinin doğrudan hane halkı üzerindeki etkilerinin daha görünür hale gelmesi durumunda, Trump’ın kamuoyunu ikna etme çabası ciddi zorluklarla karşılaşabilir.
Trump, bir yandan kapsamlı gümrük tarifeleri uygulamasını sürdürürken, diğer yandan iç piyasayı ve enflasyonu kontrol altında tutabilmek amacıyla Amerikan Merkez Bankası’na (Fed) faiz indirimi çağrısında bulundu. Sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, Fed Başkanı Jerome Powell’ı faizleri düşürmeye davet eden Trump, merkez bankasını siyasi davranmakla da suçladı. “Fed Başkanı Jerome Powell’ın faiz oranlarını düşürmesi için mükemmel bir zaman olurdu” ifadelerini kullanan Trump, bu çağrısıyla ekonomi politikalarını tamamen kendi çizgisine çekme yönündeki niyetini bir kez daha açıkça ortaya koydu.
Fed Başkanı Powell ise Cuma günü yaptığı açıklamada, Trump’ın uygulamaya koyduğu gümrük tarifeleri nedeniyle enflasyonun yükselebileceği ve bu durumun kalıcı hale gelebileceği uyarısında bulundu. Fed yetkilileri, halihazırda Trump yönetiminin büyük ölçekli politika değişikliklerinin etkilerini izlemek amacıyla faiz oranlarında bir “bekle-gör” yaklaşımı benimsemiş durumda. Geçtiğimiz ay açıklanan ekonomik projeksiyonlara göre, bu yılın ilerleyen dönemlerinde bir faiz indirimi planı masada olsa da, mevcut belirsizlik ortamı nedeniyle temkinli bir duruş korunuyor. Powell, “Politikaların gerçek etkileri muhtemelen önümüzdeki yıl çok daha belirgin hale gelecektir,” diyerek, kaotik ekonomik ortamda Fed’in en doğru hamlesinin faizleri sabit tutmak olacağını vurguladı.
Trump, seçim kampanyası boyunca Demokratların ve Biden yönetiminin ekonomi politikalarını sert biçimde eleştirerek seçmen nezdinde önemli bir etki yaratmayı başarmıştı. Ancak göreve geldiği günden itibaren gümrük vergileri üzerine inşa ettiği ekonomi politikaları, önümüzdeki süreçte ABD ekonomisini daha kırılgan hale getirebilir. Trump yönetimi, olası toplumsal ve siyasi tepkileri önlemek amacıyla bu süreci bir “geçiş dönemi” olarak tanımlarken, uygulanan politikaların “Amerika’yı yeniden zenginleştirme” projesinin bir parçası olduğunu ileri sürüyor. Ancak pandemi sonrası dönemde artan enflasyonun yarattığı fiyat baskıları karşısında hâlihazırda tepkili olan Amerikalıların, Trump’ın ekonomi politikalarına yönelik sabrı tahmin edildiği kadar uzun sürmeyebilir.