• Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact
  • info@setadc.org
    202-223-9885
    1025 Connecticut Ave NW
    Suite 410
    Washington, DC 20036
  • Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact

Güney Çin Denizi’nde ABD-Çin Gerilimi

SETA Foundation Posted On May 22, 2021
0
18 Views


ABD ve Çin arasında gerilimin tırmandığı Güney Çin Denizi üzerinden iki ülke arasında neredeyse her gün farklı bir sürtüşme yaşanıyor. Pekin yönetimi 20 Mayıs Perşembe günü ABD donanmasının faaliyetleriyle ilgili olarak ikinci kez protesto notası yayınladı. Konuyla ilgili yapılan açıklamada, ABD donanmasının 7. Filosuna bağlı “USS Curtis Wilbur” savaş gemisinin Güney Çin Denizi’nde Paracel Adaları yakınlarındaki sulara izinsiz girmesi üzerine Çin gemi ve uçaklarının ABD gemisini takip ettiğini ve kara sularına izinsiz giren gemiyi bölgeden uzaklaştırdığını söyledi. Çin, ABD’nin bu hamlesini bölgesel barış ve ulusal egemenliğe karşı atılan bir adım olarak gördüğünü açıkladı. Pekin yönetimi daha önce de Başkan Joe Biden’ın göreve gelmesinden itibaren, ABD savaş gemileri ve istihbarat uçaklarının Çin karasularındaki faaliyetlerinde belirgin artış görüldüğünden şikâyet etmişti.

ABD Donanması ise Güney Çin Denizi’ndeki askerî faaliyetlerinin uluslararası anlaşmalara uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini savunarak Çin yönetiminin yasal olmayan kısıtlamalarını tanımadıklarını açıkladı. Açıklamada uluslararası hukuk kapsamında önceden haber verme gibi bir yükümlülüğün olmadığını dile getirildi. Geçişin ABD’nin Hint Pasifiği bölgesinde açıklık ve serbestliğe bağlılığını gösterdiğinin vurgulandığı açıklamada, “ABD ordusu uluslararası hukukun izin verdiği her yerde uçmaya, denize açılmaya ve faaliyet göstermeye devam edecektir” ifadesine yer verildi. ABD donanması ayrıca Çin’den yapılan açıklamayı reddederek “hiçbir ülkenin karasularından çıkarılmadık. Uluslararası sularda normal geçişimizi gerçekleştirdik” ifadesini kullanarak Çin’in hakimiyet iddiasını tanımadığını vurguladı. ABD savaş gemileri rutin bir şekilde ihtilaflı sulardan geçiş yaparak bölgeyi Çin hakimiyetine bırakmayacakları mesajını veriyor.

Washington yönetimi Güney Çin Denizinde hak iddiası konusunda Çin ile sorun yaşayan Tayvan ve Filipinler’e de destek veriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı birçok açıklamasında “Tayvan’a olan desteğimiz çok sağlam. Bu desteğin Tayvan Boğazında ve bölgede barış ve istikrarın korunmasına katkıda bulunduğunu biliyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Pekin yönetimi, Tayvan Adası’nı ana karanın parçası, Tayvan Boğazı’nı ise kendi karasuları olarak görüyor ve bölgedeki yabancı askeri güçleri tehdit olarak algılıyor. Çin’in artan askeri gücünden endişe duyan ABD bölge ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirerek Çin’i çevrelemeye ve Çin’in Tayvan’a yönelik olası bir askeri müdahalesine karşı bölgesel ittifaklar oluşturmaya çalışıyor.

Güney Çin Denizi’ndeki anlaşmazlıklar ilk olarak Filipinler ve Çin arasında başladı. 2016 yılında Uluslararası Tahkim Mahkemesi kararına göre Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki tek taraflı egemenlik talepleri yasal bir zemine dayanmıyor. Çin yönetimi bu kararı tanımadığını bildirmişti. Çin ile Filipinler arasında en son yaşanan gerginlikte ise Çin’e ait 200’e yakın gemi Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesindeki Whitsun Resifleri civarına demir atmış ve uyarılara rağmen geri çekilmeye yanaşmamıştı. Filipin yönetimi kendilerine ait Palawan adası yakınlarında bulunan mercan kayalıkları civarındaki Çin gemilerinin bölgedeki mercan kayalıklarını yapay adalara çevirmeye çalıştığını ileri sürmüştü. Yaşanan gelişmelerle ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Güney Çin Denizi dahil olmak üzere Pasifik Okyanusu’nda Filipin askeri kuvvetlerine, gemilerine ve uçaklarına yapılan tacizlerin ABD ile Filipinler arasındaki karşılıklı savunma anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini harekete geçireceğini söylenmişti.

Post Views: 18



You may also like
Amerikan İstihbarat Kurumlarında “Kızıl Korku”
May 9, 2025
İlk Kez Bir Amerikalı Papa Seçildi 
May 9, 2025
ABD ve İngiltere Arasında Ticaret Anlaşması
May 9, 2025
  • Recent

    • Trump's first 100 days...
      May 5, 2025
    • Will the rare earth elements deal bring peace?
      May 5, 2025
    • Is the U.S. withdrawing from Syria?
      April 25, 2025
    • The two-state solution debate and Türkiye’s strategic...
      April 16, 2025
    • Turkish-American Relations in the Middle East under...
      April 4, 2025
    • Fidan’s Visit to Washington and Türkiye’s Strategic...
      March 29, 2025
    • The Limits of Trump’s Diplomacy
      March 22, 2025
    • Recession Fears Rattle U.S. Stock Market
      March 12, 2025
    • Kadir Ustun joined The Communications Directorate's...
      December 14, 2024
    • Kılıç Kanat joined The Communications Directorate's...
      December 13, 2024

  • Washington Gündemi

    • Amerikan İstihbarat Kurumlarında “Kızıl Korku”
      May 9, 2025
    • İlk Kez Bir Amerikalı Papa Seçildi 
      May 9, 2025
    • ABD ve İngiltere Arasında Ticaret Anlaşması
      May 9, 2025
    • Washington, Rusya‑Ukrayna Müzakerelerinden Çekiliyor...
      May 9, 2025
    • Amerikan Ekonomisi Yılın İlk Çeyreğinde Küçüldü 
      May 2, 2025
    • Ulusal Güvenlik Danışmanı Görevden Alındı
      May 2, 2025
    • Dış Politikada İlk 100 Gün
      May 2, 2025
    • Nadir Elementler Anlaşması İmzalandı
      May 2, 2025
    • Pentagon’da İkinci Signal Skandalı 
      April 25, 2025
    • Trump’ın Yeni Hedefi Fed
      April 25, 2025



Stay Updated


© Copyright 2018-2022 SETA Foundation at Washington DC
Press enter/return to begin your search