Güvenlik ve Rekabet Arasında Yapay Zeka
Son dönemde, büyük teknoloji firmalarının California ve diğer eyaletlerin yapay zeka (AI) düzenlemelerine karşı Washington’da yoğun bir lobicilik faaliyetinde bulunmaları dikkat çekiyor. California, uzun yıllardır teknoloji şirketlerine ev sahipliği yapan bir eyalet olarak öncü bir rol üstleniyordu. Ancak son gelişmeler, büyük teknoloji firmalarının eyalet yasalarını ve düzenlemelerini engellemeye yönelik federal düzeyde ortak bir strateji oluşturmak için çaba harcadıklarını gösteriyor. Teknoloji şirketleri, yeni düzenlemelerin sektörü olumsuz etkileyeceği iddialarıyla, eyalet bazlı yasalara karşı bir duruş sergiliyorlar. Trump yönetimiyle uyum içinde hareket eden teknoloji firmaları, karşılaştıkları zorlukları federal düzeyde aşmanın yollarını ararken, Başkan Trump da teknoloji devlerine yeni dönemde daha fazla alan açmayı vaat ediyor. Son olarak, Trump’ın Körfez turuna birçok büyük teknoloji şirketinin yöneticilerini de dahil etmesi, bu ilişkinin boyutlarını gözler önüne seriyor.
California, 2020 yılında kabul edilen Gizlilik Hakları Yasası ile, vatandaşlarının kişisel verilerinin korunmasına yönelik önemli bir adım atmıştı. Ancak, yapay zeka ve otomatik karar mekanizmalarına ilişkin yeni düzenlemelerin sektörü olumsuz etkileceği endişelerini de beraberinde getiriyor. Teknoloji firmaları, bu yasaların büyük şirketlerin küresel çapta rekabet gücünü zayıflatacağı ve maliyetleri artıracağı konusunda endişeli. Ayrıca, sektör temsilcileri, özellikle kişiselleştirilmiş yapay zeka ve reklamcılık gibi alanlarda bu düzenlemelerin teknolojinin gelişimini engelleyebileceğini belirtiyorlar.
Öte yandan, California’daki düzenlemelere karşı şirketlerin lobicilik faaliyetleri, federal düzeyde büyük bir mücadeleyi de tetiklemiş durumda. Teknoloji şirketleri, Washington’dan California’nın uyguladığı düzenlemeleri geçersiz kılacak ulusal bir yasa talep ediyorlar. Ancak, teknoloji devlerinin bu konuda nasıl bir strateji izleyeceği konusunda ciddi bir belirsizlik bulunuyor. Sektördeki bazı gruplar, bu tür düzenlemelerin gerekliliği konusunda kendi aralarında fikir ayrılıkları yaşıyorlar. Bazı şirketler, eyalet düzeyindeki yasaların tamamen kaldırılmasını savunurken, diğerleri ise belirli düzeyde düzenlemelerin uygulanmasından yana tavır sergiliyor.
Yapay zeka alanında yapılan düzenlemeler yalnızca teknoloji firmalarını değil, aynı zamanda sektördeki küresel rekabetin seyrini belirleyecek bir konu haline gelmiş durumda. Özellikle Çin ile yaşanan teknoloji yarışında, Amerika’nın yapay zeka alanındaki liderliğini kaybetmemesini bahane olarak sunan firmalar daha esnek ve sektör dostu bir düzenlemeler talep ediyor. California’da yapılan düzenlemeler, teknoloji sektörünün çevresinde yeni bir tehdit olarak algılanıyor. Özellikle yüksek profilli şirketlerin, büyük oranda uluslararası ticaret yapan devler olmaları, bu tür düzenlemelere karşı gösterdikleri güçlü direncin ne denli etkili olacağını ortaya koyuyor. California gibi eyaletlerin, yerel halkın güvenliğini ve iş güvencelerini korumaya yönelik alacağı önlemler, federal hükümetin ve teknoloji şirketlerinin çıkarlarıyla zaman zaman çelişebiliyor.
Donald Trump’ın ikinci başkanlık dönemi, teknoloji sektörüne olan ilgisinin arttığı ve yapay zeka alanındaki rekabette Amerika’nın küresel liderliğini pekiştirmeyi hedeflediği bir dönem olarak şekilleniyor. Trump, ABD’nin teknolojik üstünlüğünü korumak amacıyla teknoloji sektörüyle yakın ilişkiler geliştirirken ve bu firmaların çıkarlarını göz önünde bulundurarak yeni iş fırsatları sunmayı hedefliyor.. Bu bağlamda, Trump’ın son Körfez turu önemli bir gösterge oldu. Başkan Trump’ın geziye özellikle büyük teknoloji şirketlerinin CEO’larını davet etmesi dikkat çekti. OpenAI CEO’su Sam Altman, Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk, Meta CEO’su Mark Zuckerberg ve Nvidia CEO’su Jensen Huang, bu özel davetin öne çıkan katılımcıları arasında yer aldı. Davetli listesinde bulunmasına rağmen, Körfez turuna katılmayan LinkedIn kurucusu Reid Hoffman’ın tutumu ise dikakt çeken bir diğer nokta oldu. Hoffman’ın, son seçim sürecinde Kamala Harris’e bağış yapması, daveti reddetmesinin arka planında etkili bir faktör olarak görülüyor.
Körfez turunda teknoloji şirketlerinin temsilcileri aktif rol alarak bölgedeki sermayeden faydalanacak yeni projeler ve anlaşmalar elde etti. Elon Musk, bölgedeki yatırımlarını artırmayı hedefleyerek, Starlink internet hizmetlerini yaygınlaştırma adına çeşitli girişimlerde bulundu. Diğer yandan, Nvidia gibi çip üreticileri, Körfez ülkelerine gelişmiş yapay zeka donanımları satma anlaşmaları imzalayarak önemli maddi kazanımlar elde etti. Nvidia, Suudi Arabistan’ın Humain adlı yapay zeka şirketine 18,000 Blackwell çipi satmak için anlaşmaya vardı. Bu çipler, şu anda üretilen en gelişmiş çipler arasında yer alırken yüksek işlem gücü ve verimli yapılarıyla, yapay zeka modellerinin eğitilmesi ve veri işleme gibi karmaşık görevlerde kritik rol oynuyor.
Ancak bu çip satışları, kamuoyunda ciddi endişelere yol açtı. Bu çiplerin, özellikle askeri alanda kullanılabilecek yapay zeka uygulamaları geliştirmek amacıyla kullanılması söz konusu. Bu durum, ABD’nin ulusal güvenliği açısından da ciddi riskler barındırıyor. Ayrıca, Körfez ülkelerine yapılacak çip satışlarıyla ABD’nin yapay zeka alanındaki rakibi Çin’in, ABD menşeli teknolojilere erişebileceği endişeleri de dile getiriliyor. Trump yönetimi, bu anlaşmalarla bölgedeki teknoloji yatırımlarını artırmayı ve ABD’nin etkisini genişletmeyi hedeflese de, bu durum ulusal güvenlik zaafiyeti bağlamında eleştirilerle karşı karşıya kalabilir.
Trump yönetiminin yapay zeka düzenlemeleri konusundaki yaklaşımı, Biden yönetiminin daha temkinli tutumundan belirgin bir şekilde farklılık gösteriyor. Biden yönetimi, özellikle Çin’e karşı AI çipleri gibi stratejik teknolojilerin ulusal güvenlik riskleri taşıdığı gerekçesiyle sıkı denetimler uygulamıştı. Ayrıca, kişisel verilerin ihlali ve etik kaygıların göz ardı edilmesi gibi husular konusunda daha dikkatli bir tutum sergilemişti. Trump ise, ikinci dönemiyle birlikte büyük teknoloji devlerini teşvik etmeyi amaçlayan politikalar izleyeceğini açıklamıştı. Göreve geldikten kısa bir süre sonra ABD’nin yapay zeka altyapısına 500 milyar dolar yatırım yapılacağını duyuran Trump, teknoloji şirketlerinin Washington’daki ağırlıklarını artırmasına göz yumuyor. Bu doğrultuda, önümüzdeki süreçte yapay zeka alanında ulusal güvenlik, etik kaygılar ve küresel rekabetle ilgili tartışmalar, ABD’nin yapay zeka düzenlemeleri noktasındaki politikalarını şekillendiren en önemli faktörler olacaktır.