H-1B Tartışması: Teknoloji Sektörünün Siyasete Etkisi
ABD’nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump, Cumartesi günü yüksek vasıflı yabancı işçilerin ABD’ye göç etmesine imkan tanıyan vize programını savunarak, kapsamının genişletilmesi gerektiğini belirtti. Seçim kampanyası sırasında yasadışı yollarla ABD’ye girmeye çalışan göçmen akımını durdurmayı hedeflediğini vurgulayan Trump, New York Times’a verdiği röportajda, yüksek vasıflı yabancı işçilere verilen H-1B vizelerine inandığını belirterek, ABD üniversitelerinden mezun olan yabancı uyruklulara yasal statü ve yeşil kart verilmesi gerektiğini savundu. Sosyal medyada Elon Musk’ın da tarafı olduğu vize tartışmasında Trump’ın Musk’tan yana tavır alması bazı Cumhuriyetçilerin tepkisini çekti. Mevcut uygulamanı genişletilmesi halinde ABD’ye yönelik göçün artacağına ve Amerikalı gençlerin istihdam sorunları yaşayabileceğine yönelik eleştiriler yapıldı. Parti içerisindeki tartışmada Trump’ın teknoloji devlerinden ve özellikle seçim sürecinde kendisine verdiği destekle dikkat çeken Musk’tan yana bir tavır göstermesi parti içerisinde önemli kırılmalara yol açabilir.
Yasadışı göç ve sınır güvenliği konuları uzun süredir ABD kamuoyunu meşgul eden en kritik meseleler arasında yer alıyor. Seçim kampanyası boyunca Trump ekibi, Başkan Biden yönetiminin göç politikalarını ulusal güvenlik sorunu olarak nitelendirerek, seçmenleri ikna etmeye çalışmıştı. Kamuoyu, Başkan seçilen Donald Trump’ın ikinci döneminde göç politikası konusunda yüksek beklentilere sahip. Yapılan anketlere göre, %68’lik bir kesim Trump’ın yasa dışı göçle mücadele edeceğini ve bu konuda başarılı olacağını düşünüyor. Trump’ın seçim süreci boyunca Biden yönetiminin göç ve sınır güvenliği politikasını eleştirmesine rağmen nitelikli göçü artırmaya yönelik ortaya koyduğu fikirleri ise sürpriz değil. Zira Trump, daha önce de nitelikli göçü desteklediğini ancak yasadışı yollarla ABD’ye giren göçmenlerin Amerikan değerlerine ve vatandaşların güvenliğine tehdit oluşturduğunu ifade etmişti.
H-1B vizesi, ABD’nin ihtiyaç duyduğu becerileri karşılamak adına önemli bir program olarak her yıl sınırları dolduruyor. 2024 mali yılı için başvuruların kotayı beş kat aştığı belirtiliyor. H-1B vizelerinin şirketlerin Amerikalı işçilere kıyasla daha düşük maaşlar ödemesine neden olduğu eleştirilse de yasal olarak H-1B vize sahiplerine de ABD vatandaşı çalışanlara ödenen maaşların ödenmesi gerekiyor. Özellikle büyük teknoloji şirketlerinin sıklıkla başvurduğu H-1B vizesi, Amerika’nın Çin ile rekabet edebilmesi için kritik bir öneme sahip olarak yorumlanıyor. Yasadışı göçe karşı olan birçok Cumhuriyetçi, nitelikli göç sayesinde yasadışı göçün de engellenebileceğini ifade ederek Trump’ın açıklamalarına destek veriyor. Ancak Cumhuriyetçi Parti içinde Trump ve Musk’ın ortaya koyduğu göçmenlikle ilgili fikirlere karşı itirazlar da yükseliyor. Bu durum, partinin geleneksel göçmenlik karşıtı tutumu ile teknoloji sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü arasında bir çatışma yaratarak, parti içindeki kırılmaları derinleştiriyor.
Geçtiğimiz hafta sosyal medyada başlayan göçmenlik tartışmasında Elon Musk ve Vivek Ramaswamy, yüksek nitelikli iş gücü için önemli bir kaynak olan H-1B vize programını savundular. Trump, New York Post’a yaptığı açıklamada, H-1B vizelerinin “harika bir program” olduğunu belirterek, Musk’a destek verdi. Donald Trump’ın Elon Musk’ın H-1B vizeleri konusundaki savunmasına verdiği destek, Trump’ın parti içerisindeki yeni bir kırılmayı ve çelişkileri gözler önüne seriyor. İlk döneminde göçmen karşıtı bir politika izleyerek ABD iş gücünün yerli işçilerle doldurulması gerektiğini savunan Trump, 2024 seçim kampanyasında bazı kaliteli yabancı işçilerin yasal statü kazanması gerektiğini belirterek daha esnek bir göçmenlik politikası önerdi. Trump’ın bu stratejisi, göçe köktenci bir şekilde karşı olmadığını gösterme çabası olarak da yorumlanabilir.
Musk’ın H-1B vizesine verdiği destek, aynı zamanda kişisel çıkarlarını da ortaya koyuyor. Tesla, SpaceX ve diğer birçok şirketiyle ABD hükümetinden milyarlarca dolarlık sözleşmeler almış olan Musk, hükümetin düzenlemeleri üzerinde önemli bir etkiye sahip. H-1B vizelerinin genişletilmesi, iş gücünü daha esnek hale getirerek şirketlerinin büyümesini hızlandırabilir. Ancak Musk ve diğer teknoloji şirketlerinin H-1B vizesiyle ilgili argümanları, farklı kesimler tarafından eleştiriliyor. Musk, Amerikalıların bilim ve teknoloji alanlarında yeterince eğitim almadığını ve bu nedenle yabancı iş gücüne ihtiyaç duyulduğunu savunuyor. Ancak son yıllarda artan yabancı iş gücü, Amerikalı gençlerin teknoloji sektöründe iş bulmakta zorluklar yaşamasına neden oluyor.
H-1B vizesi, özellikle Silikon Vadisi gibi teknoloji merkezlerinin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü ABD’ye çekme açısından büyük bir öneme sahip. Ancak Trump’ın popülist destekçileri, bu tür vizeleri ABD işgücüne bir tehdit olarak görüyor ve H-1B programını, Amerikan işçilerini daha düşük ücretlere çalışmaya zorlayan bir sistem olarak eleştiriyor. Steve Bannon gibi eski Trump danışmanları, H-1B vizelerini “dolandırıcılık” olarak nitelendirerek, bu programın Silikon Vadisi elitlerinin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Aşırı sağın temsilcisi Laura Loomer de, H-1B vizesinin Amerikan iş gücüne zarar verdiğini savunarak Trump’a karşı çıktı. Loomer, Trump’ın bu tartışmada teknoloji elitleriyle olan ilişkisini eleştirerek, bu durumun Trump’ın geleneksel tabanıyla uyumsuz olduğunu belirtti.
Demokratlardan da Trump ve Musk’ın vize açıklamalarına eleştiriler geldi. Senatör Bernie Sanders da Elon Musk’ın H-1B vizesine verdiği desteği eleştirerek, bu programın Amerika’daki işçi ücretlerini düşürmek ve zengin teknoloji girişimcilerini daha da zenginleştirmek için kullanıldığını belirtti. Musk’ın yabancı işçi alımını “en iyi ve en parlak” yetenekleri çekmek için savunmasına karşın Sanders, H-1B vizesinin esas amacının düşük ücretli işgücü yaratmak ve kölelik benzeri çalışma koşulları oluşturmak olduğunu iddia etti. Sanders, bu programın zengin işverenlerin kârlarını artırırken, Amerikan iş gücüne zarar verdiğini ve işçi haklarının zayıflamasına yol açtığını savundu.
Yasadışı göçü engelleme noktasında nasıl adımlar atacağı merakla beklenen Donald Trump’ın, bu süreçte atacağı radikal adımları dengeleyebilecek ve nitelikli iş gücünün ABD’ye göç etmesini teşvik edecek programlara destek vermesi, parti içinde daha büyük kırılmalara yol açabilir. Trump’ın, H-1B vizesi gibi programlara destek vermesi, daha önceki sert göçmenlik politikalarını benimsemiş olan bazı destekçileriyle çatışma yaratabilir ve bu durum, Trump’ın göçmenlik politikasında önemli bir değişim gösterdiğini ortaya koyar. Aynı zamanda son dönemlerde parti ve yönetim içerisinde Elon Musk’ın artan etkisi, Cumhuriyetçi Parti’nin önemli figürlerinde rahatsızlığa neden oluyor. Trump’ın vize tartışmasında Elon Musk’tan yana tavır alması da Musk için ortaya atılan “gölge başkan” iddialarını yeniden gündeme getirdi. Önümüzdeki günlerde Musk’ın yine kritik birkaç konuda atacağı adımlar ve söylemleri Cumhuriyetçi partinin geleneksel kesimini temsil eden siyasetçilerin daha büyük tepkiler göstermesine neden olabilir.