Hamas-İsrail Ateşkes Görüşmeleri Yeniden Başladı
Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes görüşmeler 7 temmuzda Katar’ın başkenti Doha’da yeniden başladı. Dört gün süren müzakerelerde somut bir netice alınamazken taraflar görüşmelerin devam edeceğini duyurdu. Müzakereler, uluslararası arabulucular ve özellikle Başkan Donald Trump’ın baskılarıyla kritik bir aşamaya girmiş durumda. Geçen hafta “İsrail’in ateşkese hazır olduğunu” açıklayan Trump, İsrail ile İran arasındaki gerilimin yatışmasının ardından Gazze’de de bir ateşkes anlaşmasına varılmasını istiyordu. Trump, Gazze’deki İsrail-Hamas savaşını sona erdirerek hem İsrail’e olan güçlü desteğini sürdürmeyi hem de uluslararası alanda diplomatik bir başarı elde etmeyi hedefliyor.
Göreve geldiğinden beri dört kez Netanyahu’yu Washington’da ağırlayan Trump 7 ve 9 temmuz’da gerçekleştirilen son iki görüşmelerinde ana gündem maddesi olarak ateşkes ve rehine takası planını ele aldı. Trump, Hamas’ın da ateşkes istediğini ve bir iki hafta içinde anlaşmaya varılma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. ABD arabuluculuğunda Katar ve Mısır üzerinden yürütülen müzakerelerde, 10 canlı rehinenin serbest bırakılması hedeflenirken, Trump’ın Ortadoğu Temsilcisi Steve Witkoff, anlaşmayı engelleyen sorunların azaldığına dikkat çekerek Doha’daki görüşmelerin “tek bir meseleye” indirgenecek kadar ilerlediğini kaydetti.
Trump yönetimi, Gazze müzakerelerinde agresif bir arabuluculuk stratejisi izliyor. Trump hem Netanyahu’ya siyasi teşvikler sunuyor hem de Hamas’a doğrudan tehditlerde bulunuyor. “Rehineleri bırakmazlarsa cehennemi yaşarlar” açıklaması, Trump’ın klasik “güç yoluyla barış” anlayışının bir yansıması. Ancak bu sert tutumun Hamas üzerinde sınırlı etkisi olduğu görülüyor. Netanyahu ise Trump’la yakın çalıştıklarını ancak “her bedeli ödemeyeceklerini” söylüyor. ABD, Katar ve Mısır’la eşgüdümlü şekilde hareket etse de İsrail’in iç siyasetine yön veren aşırı sağcı koalisyon ortakları ile Hamas’ın temel taleplerinde ısrar etmesi, diplomatik ilerlemeyi güçleştiriyor.
Gazze’de devam eden çatışmalar hem insani krizlerin derinleşmesi hem de siyasi tıkanmalar nedeniyle bir çıkmaza sürüklenmiş durumda. Ocak 2025’te yürürlüğe giren üç aşamalı ateşkes planı, mart ayında İsrail’in yeniden başlattığı saldırılarla çökmüştü. İsrail’in Gazze’nin %50’sinden fazlasını kontrol altına aldığı bu süreçte insani yardımların kesilmesi, kıtlık tehlikesini artırdı. Gelinen noktada Trump yönetimi, İran ile sağlanan kısa süreli ateşkesten doğan diplomatik fırsatı Gazze’ye taşımayı hedefleyerek müzakerelerin yeniden başlamasında arabulucu oldu.
7-11 Temmuz 2025 tarihleri arasında Hamas ve İsrail arasında Doha’da Katar ve Mısır arabuluculuğunda yürütülen dolaylı ateşkes görüşmeleri, dört turda gerçekleşti ancak somut bir anlaşma sağlanamadı. İlk turda, Hamas ABD’nin 60 günlük ateşkes önerisine olumlu yanıt verdi, ancak İsrail’in Morag ve Netzarim koridorlarında kontrol ısrarı ve Hamas’ın kalıcı ateşkes ile tam çekilme talepleri uzlaşmazlık yarattı. İkinci turda, Hamas’ın 10 canlı rehineyi serbest bırakma taahhüdü olumlu bir adım olsa da İsrail’in Gazze İnsani Vakfı (GHF) üzerinden yardım dağıtma planı ve askeri varlık talebi, Hamas tarafından reddedildi, görüşmeler tıkanıklıkla sonuçlandı.
Üçüncü turda İsrail’in yenilenmiş geri çekilme haritası küçük bir ilerleme sağlasa da, Hamas’ın BM denetiminde yardım ve kalıcı ateşkes talepleri karşılanmadı; İsrail heyetinin yetki eksikliği ve iç siyasi baskılar süreci engelledi. Dördüncü turda, Hamas’ın 10 canlı, 18 cenaze toplam 28 rehineyi serbest bırakma önerisi kabul edilse de İsrail’in Selahaddin Koridoru’nda kalıcı varlık ve GHF ısrarı görüşmeleri çıkmaza soktu. ABD’nin baskısı ve Katar’ın çabalarına rağmen, temel meselelerdeki derin ayrılıklar nedeniyle 11 Temmuz itibarıyla anlaşma sağlanamadı, ancak müzakerelerin devam edeceği belirtildi.
Dört tur boyunca, Hamas ve İsrail arasındaki dolaylı görüşmeler, insani yardım dağıtımı, İsrail’in Gazze’deki askeri varlığı ve kalıcı ateşkes garantileri gibi temel konularda tıkanıklık yaşadı. Hamas’ın BM denetiminde yardım ve tam çekilme talepleri, İsrail’in stratejik kontrol ve Hamas’ın silahsızlandırılması öncelikleriyle uyuşmadı. İsrail heyetinin yetki eksikliği ve Netanyahu’nun iç siyasi baskılar altında esneklik gösterememesi, süreci zorlaştırdı. ABD ve Katar’ın çabalarına rağmen, 11 Temmuz itibarıyla anlaşma sağlanamamış, ancak görüşmelerin devam edeceği belirtilmiştir.
İsrail ve Hamas arasındaki temel anlaşmazlıklar, ateşkesin niteliği ve savaş sonrası düzen üzerinde yoğunlaşıyor. Hamas, kalıcı bir ateşkes, İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi, insani yardımların BM aracılığıyla sağlanması ve kapsamlı bir esir takası talep ediyor. Yeni lideri İzzeddin el-Haddad’ın başkanlığındaki Hamas, “şartlı” ya da geçici çözümleri reddederek savaşın nihai olarak sona erdirilmesini istiyor. İsrail ise Hamas’ın silahsızlandırılmasını ve yönetimden çekilmesini ön koşul olarak sunuyor.
Gazze’deki insani yardım mekanizmaları da taraflar arasındaki en tartışmalı konulardan biri olmaya devam ediyor. Hamas, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Vakfı’nın (GHF) yardımları kontrol etmesini kabul etmiyor ve dağıtımın BM ve uluslararası kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirilmesini talep ediyor. GHF’nin özel güvenlik firmalarıyla çalışması, sivillerin güvenliğini tehlikeye atarken, Hamas yardımların halka ulaşmadığını ve İsrail tarafından “silah gibi” kullanıldığını savunuyor. İsrail ise GHF’nin Hamas’ın yardım tedarikini suistimal etmesini önlemek için gerekli olduğunu söylüyor. Uluslararası örgütler ise yardımın yetersizliğinden ve dağıtım koşullarının tehlikeli olmasından şikayetçi. Bu konuya dair uzlaşma sağlanamaması, görüşmelerin tıkanmasında kilit rol oynuyor.
Hamas ile İsrail arasında Doha’da yürütülen son ateşkes görüşmeleri, tarafların temel pozisyonlarındaki sertlik ve güvensizlik nedeniyle somut bir anlaşmayla sonuçlanamadı. Müzakereler bazı alanlarda ilerleme kaydetmiş olsa da tarafların pozisyonları arasındaki mesafe hâlâ büyük. Trump yönetiminin diplomatik baskılarına ve arabulucu ülkelerin yoğun çabalarına rağmen, kalıcı ateşkesin koşulları, İsrail’in askeri varlığı ve insani yardımın dağıtımı gibi kritik başlıklarda derin ayrılıklar sürüyor. Hamas, ateşkesin yalnızca rehine takası için kullanılıp ardından İsrail’in saldırıya geçeceği endişesi taşırken İsrail Hamas silahsızlanmadan kalıcı barışın mümkün olmadığını savunuyor. Hamas’ın nihai barış için kalıcı çözümler talep etmesi, İsrail’in ise güvenlik önceliklerinden taviz vermemesi, müzakerelerin tıkanmasına neden oluyor. Ancak tarafların müzakereleri tamamen sonlandırmaması ve görüşmelere devam etme iradesi, diplomasi yolunun tamamen kapanmadığını gösteriyor.