Harris-Trump Münazarasına Doğru
2024 başkanlık seçimi yaklaşırken, 27 Haziran’daki Biden ve Trump arasında gerçekleştirilen televizyon münazarasının ardından, Demokrat Parti’nin adayı olan Kamala Harris ile Trump arasındaki kritik televizyon tartışması önümüzdeki hafta Salı günü yapılacak. Harris ile Trump’ın ilk karşılaşması olması nedeniyle nedeniyle büyük önem taşıyan televizyon münazarası 10 Eylül’de ABC News ev sahipliğinde Philadelphia’da düzenlenecek. Münazara öncesi yapılan anketler, Harris’in ulusal ölçekte ve salıncak eyaletlerde Trump karşısında küçük farklarla önde olduğunu gösteriyor. Televizyon münazarasının seçimlerin kaderini doğrudan etkilemesi beklenmiyor ancak adayların münazara sırasındaki tavırları, kullandıkları dil ve sundukları politika önerileri, seçim kampanyalarını ilerleyen süreçte şekillendirecek önemli faktörler arasında yer alabilir.
Biden ve Trump arasında yapılan ilk televizyon münazarası Demokrat adında büyük bir fiyasko olarak değerlendirilmişti. Başkanlık münazarasının ardından Başkan Biden’ın kötü performansından paniğe kapılan ve adaylığını tartışmaya başlayan Demokratlar, farklı bir aday için baskı yapmıştı. Münazaradan yaklaşık bir ay sonra Başkan Biden baskılara dayanamayarak adaylıktan çekildiğini ve başkan yardımcısı Kamala Harris’i Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak desteklediğini açıklamıştı. Demokrat Parti’deki adaylık krizi anketlere de yansımıştı ancak Harris’in adaylığı ile birlikte kısa sürede hızlı bir toparlanma yaşandı.
Münazara öncesi yapılan son kamuoyu araştırmalarına göre, Biden’ın adaylıktan çekilmesinin ardından rakibi karşısında hızlı bir yükseliş gösteren Kamala Harris, ulusal ölçekte başkanlık yarışını eski Başkan Donald Trump’ın 2 puan önünde sürdürüyor. Washington Post tarafından yapılan son ankette, seçimin kaderini belirleyecek salıncak eyaletlerde de Harris’in üstünlüğü anketlere yansıyor. Wisconsin ve Pensilvanya’da 3-4 puan farkla yarışı önde götürdüğü ölçülen Harris, Michigan ve Nevada’da ise küçük farklarla rakibinin önünde yer alıyor. Ancak, anket sonuçlarının hata payı içinde kalmaya devam etmesi, salıncak eyaletlerle ilgili net çıkarımlar yapmak için henüz erken olduğunu gösteriyor.
Demokratlar, Trump’ın adaylığını ilan ettiği andan itibaren seçim stratejilerini büyük ölçüde Trump karşıtlığı üzerine inşa ettiler. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek televizyon münazarasında da Kamala Harris’in temel odak noktasının Trump karşıtlığı olması bekleniyor. Demokratlar, bu strateji ile bağımsız ve ılımlı Cumhuriyetçi seçmenleri etkilemeyi hedefliyor. Son olarak, Demokrat Parti Ulusal Kongresi’nde Trump’a oy vermeyeceğini ve Harris’e destek vereceğini açıklayan Cumhuriyetçilere sahnede yer veren Harris, bir televizyon röportajında seçilmesi halinde Trump’a karşı duran Cumhuriyetçilere kabinesinde yer verebileceğini belirtmişti. Harris’in bu stratejisine bu hafta önemli bir destek de geldi. 6 Ocak 2021’de gerçekleşen Kongre Baskını’nı soruşturan komitede yer alan ve eski Temsilciler Meclisi üyesi olan Cumhuriyetçi Liz Cheney, 2024 başkanlık seçimlerinde oyunu Kamala Harris’e vereceğini açıkladı.
Trump, Joe Biden’ın yarıştan çekilmesinden çok önce, ikinci bir başkanlık münazarasına katılmayı kabul etmişti. Ancak o tarihten bu yana, ABC News’in kendisine karşı adil davranmayacağına inandığını öne sürerek planlanan münazaraya katılmayacağına dair imalarda bulundu. Yine de 27 Ağustos’ta Truth Social platformunda “anlaşmaya sadık kalacağını” duyurdu ve Philadelphia’daki münazaraya katılacağını doğruladı. Ancak münazara öncesinde bazı kurallar konusunda iki liderin kampanya ekipleri son haftalara kadar anlaşmaya varamadı. Harris’in kampanyası, haftalar süren müzakerelerin ardından, Haziran ayındaki münazarada her adayın mikrofonunun rakibi konuşurken kapatılması kuralına uymayı kabul etti. Başkan Yardımcısı Harris’in ekibi, başkanlık münazaralarında rutin olarak uygulanan ancak Haziran ayında Biden’ın kampanyasının talebi üzerine değiştirilen mikrofonların sesinin açık kalması kuralını geri getirmek için ısrar etmişti. Mikrofonların açık kalması, adayların birbirine meydan okumasına olanak tanıyacağını düşünen Harris kampanyası, Trump’ın ulusal televizyonda “öfkeli çıkışlar” yapmasına neden olabileceğini umuyordu
Trump kampanyasının yaklaşan münazara için odaklanacağı temel konular arasında, Biden yönetiminin ekonomi politikaları ve sınır güvenliği konusundaki zaaflar öne çıkıyor. Trump, Harris’i Biden’ın mirasının devamı olarak gösterip, Biden’a yönelik eleştirilerini doğrudan Harris’e yöneltmeyi planlıyor. Özellikle artan yasadışı göçmen sorunu üzerinden Harris’i sıkıştırmaya çalışacak olan Trump, sınır politikaları konusunda Biden yönetimine getirdiği eleştirileri Harris’e de yansıtacak.
Öte yandan, Harris Biden’ın mirasını reddetmeden ama aynı zamanda eleştirileri de sahiplenmeden “yeni bir sayfa” açma vaadiyle rakibine karşı koymaya çalışıyor. Harris, münazara boyunca Trump’ın mahkeme tarafından suçlu bulunmasını gündemde tutması bekleniyor. Hukukçu kimliği ile dikkat çeken Harris, daha önce Trump’ın suçlu bulunmasına ithafen, “Onun gibilerle nasıl başa çıkılacağını bilirim” ifadelerini kullanmış ve bu durumu kampanya stratejisine dahil edeceğini ima etmişti. Baikan Biden’ın Trump’la yaptığı münazarada, Trump’ın suçluluğunu yeterince gündeme getirmemesi de eleştirilmesine neden olmuştu.
Televizyon münazarasında en çok merak edilen konulardan biri de Kamala Harris’in sergileyeceği tartışma performansı. Daha önce California Başsavcısı olarak görev yapan Harris, hukukçu kimliğiyle iyi bir hatip olarak öne çıkmıştı. Bu tecrübesi, kendisini tartışmalarda avantajlı bir konuma getirebilir. Harris’in performansının, özellikle anketlerdeki yükselişini sürdürmesine ve kararsız seçmenleri etkilemesine yardımcı olacağı düşünülüyor. Televizyon karşısında göstereceği güven ve liderlik becerileri, seçim kampanyasının gidişatını şekillendirebilecek kritik bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Trump, daha önceki seçim dönemlerinde olduğu gibi rakiplerine yönelik kullandığı ifadelerle dikkat çekmeye devam ediyor. Önceki kampanyalarında rakiplerine taktığı lakaplarla gündeme gelen Trump, bu kez Kamala Harris’in gülüşüyle dalga geçmiş, çocuk sahibi olmamasına, arka planına ve etnik kimliğine yönelik ifadeler kullanmıştı. Harris ise Trump’ın bu kişisel saldırılarına yanıt vermeyerek, onun dilini kullanmayacağını belirtmişti. Önümüzdeki hafta düzenlenecek televizyon münazarasında Trump ile ilk kez yüz yüze karşılaşacak olan Harris’in, Trump’ın provokatif söylemlerine nasıl karşılık vereceği, münazaranın gidişatını etkileyebilecek unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
Televizyon münazarasında dış politika konularının da gündeme gelmesi bekleniyor. Özellikle Harris’in, Demokrat Parti içinde İsrail politikası nedeniyle aldığı eleştiriler göz önüne alındığında, bu konuda takınacağı tavır ve söylemleri kritik bir öneme sahip olacaktır. Geçtiğimiz hafta Başkan Yardımcısı adayı Tim Walz ile birlikte katıldığı röportajda, Harris İsrail’e verdiği desteği kesin bir dille ifade etmiş, ancak çok sayıda masum Filistinli’nin hayatını kaybettiğini belirterek denge arayan bir pozisyon almaya çalışmıştı.
Trump ise, daha önceki münazara sırasında Biden yönetiminin İsrail’e yeterince destek vermediğini ileri sürerek Biden’ı köşeye sıkıştırmaya çalışmıştı. Harris’in önümüzdeki hafta bu konuda vereceği cevaplar, İsrail politikası konusunda endişe duyan ve ön seçimlerde protesto hareketine katılan Demokrat seçmenler açısından kritik bir etki yaratabilir. Demokrat Parti’nin ulusal kongresinde de tepkilerini dile getiren protestocular özellikle salıncak eyaletlerde Harris kampanyasını zorlamaya devam ediyor. Harris’in bu kesime nasıl hitap edeceği, Demokrat Parti içindeki bölünmeleri yönetme kabiliyetini de gösterecek.