İran Nükleer Anlaşması Çıkmaza Girdi
Washington ve Tahran arasında yaklaşık iki aydır devam eden Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA) olarak bilinen nükleer anlaşmaya geri dönme arayışlarında karşılıklı inatlaşma nedeniyle sonuç alınamıyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Biden hükümetinin dış politika öncelikleri konusunda konuştuğu Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda Kongre üyelerinin İran ve nükleer anlaşma ile ilgili sorularını yanıtladı. Kongre üyesi Brad Sherman tarafından kendisine yöneltilen “İran’la bir görüşme yapabilmek için taviz verilmeyeceği konusunda güvence verir misiniz?” ve “İran’ın JCPOA olarak bilinen nükleer anlaşmaya tam olarak uyması sağlanacak mı?” sorularına Blinken, net ve kısa bir şekilde “evet” yanıtını verdi.
Blinken, Başkan Joe Biden’ın nükleer anlaşmaya dönme konusunda temel pozisyonunu açıkça ortaya koyduğunu ve İran anlaşma koşullarına dönene kadar bir adım atmayacaklarını söyledi. Blinken, Tahran’ın, anlaşma koşullarına geri dönme hususunda ciddi olduğunu ispatlaması gerektiğini vurguladı. “Avrupa Birliği bir çağrı yaptığında biz hemen ‘evet’ dedik, ancak İran ‘hayır’ dedi. Top İran’ın sahasında” ifadelerini kullanan Blinken, ABD’nin 3 yıl önce anlaşmadan ayrıldığını, ancak sonraki süreçte İran’ın anlaşma koşullarından fazlasıyla uzaklaştığını belirtti. İran’ın, nükleer anlaşma koşullarına dönmeden yaptırım muafiyeti alamayacağına dikkati çeken Blinken, tüm bu süreçlerin ancak bir diplomasi masasında oturarak çözülebileceğini kaydetti. Blinken, ayrıca İran’ın nükleer anlaşma şartlarına geri dönmediği müddetçe Güney Kore bankalarında bloke edilmiş durumda olan yaklaşık 7 milyar doların İran’a gönderilmesini istemediklerini açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price basın açıklamasında, “İran eğer hiçbir adım atmadan nükleer anlaşmaya geri dönülebileceği düşüncesinde iseler yanılıyorlar” ifadesini kullanarak İran’ı müzakere masasına oturtmak için tek taraflı bir girişimde bulunmayacaklarını belirtti. ABD Temsilciler Meclisi’nin 70 Demokrat, 70 Cumhuriyetçi 140 Kongre üyesi, Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’a bir mektup göndererek, İran ile daha kapsamlı bir anlaşma yapılması için çağrıda bulundu. Biden yönetiminin 2015’te imzalanan anlaşmaya dahil edilmeyen konuları da yeni anlaşmada ele alması gerektiğini vurgulayan mektupta, özellikle balistik füze ve terörle mücadele konularına değinilmesi gerektiği ifade edildi. Mektupta, “İran, 2015’teki nükleer anlaşma yürürlüğe girdiğinden bu yana, nükleer füzelere uygulanabilecek balistik füze teknolojisini test etti, Ortadoğu’da terörü destekledi ve fonladı, küresel ekonomiyi bozacak siber saldırılar gerçekleştirdi. Biden yönetimini (yeni anlaşmada) İran’ın bu eylemlerine değinmeyi, çatışmalarda gerginliği azaltmayı ve bölgedeki tüm ülkelerin güvenliğini sağlamaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verdi. İran ile diyalog sürerken yaptırımların da devam etmesi hatta genişletilmesi gerektiğine vurgu yapılan mektupta, “İran’ın sadece nükleer materyal üretimi değil nükleer silah taşıma kapasitesi olan füze sistemlerinin geliştirmesine de engel olunması gerektiği belirtildi.”
Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani İrlanda Dışişleri Bakanı Simon Coveney ile Tahran’da gerçekleştirdiğigörüşmede Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) kapsamında gönüllü olarak uyguladıkları nükleer tesislere ani denetim imkânı veren Ek Protokol’ü askıya almalarına rağmen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) görevini yapması için işbirliğinde kararlı olduklarını söyledi. İran’ın meclisten çıkan yasaya uyarak NPT kapsamında 2016’dan bu yana gönüllü olarak uyguladığı Ek Protokol’den ayrıldığına işaret eden Ruhani, “NPT Ek Protokolü’nün uygulanması durdu. Ancak İran, yapılan anlaşma doğrultusunda UAEK’nın görevini yapması için işbirliğinde kararlıdır” şeklinde konuştu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), ABD’nin önceki yönetimine karşı uygun bir mücadele vermesi gerektiğini savunan Ruhani, “İran, bölgedeki krizin çözümü için uluslararası kurumlarla işbirliği yapmaya hazırdır. Sorunların çözümü için en iyi yol, karşılıklı saygıya dayalı müzakereler ve her türlü tehdit ile baskıdan sakınmaktır” görüşlerini paylaştı. Nükleer anlaşmanın canlandırılmasının ABD’nin yaptırımları kaldırmasına ve tüm tarafların taahhütlerine tam olarak uymasına bağlı olduğunu yineleyen Ruhani, AB ülkelerini adım atmamakla eleştirdi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile bir telefon konuşması gerçekleştirerek nükleer anlaşma ile ilgili görüş alışverişinde bulundu. Ruhani, ABD’nin nükleer anlaşmadan ayrılması nedeniyle cezalandırılması gerektiğini belirterek, “ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararlarını açık bir şekilde ihlal ediyor. ABD, bu tavrı nedeniyle cezalandırılmalı” dedi. Diplomasi yolunun ancak İran’a yönelik yaptırımların kaldırılmasıyla mümkün olacağını kaydeden Ruhani, “ABD, nükleer anlaşmadan müzakere ile ayrılmadı ve anlaşmaya yeniden müzakereyle dönemez. Diplomasinin tek yolu yaptırımların kaldırılması” ifadelerini kullandı. İran yönetiminin taahhüde karşı taahhüt politikasını uyguladığını belirten Ruhani, “Trump politikaları uluslararası işbirliklerine büyük zararlar verdi. Bu konuda Birleşmiş Milletler ise tarafsız konumunu koruyamadı. Yeni ABD yönetimi anlaşmaya döneceğini söylese de şu ana kadar somut adımlar atmış değil” şeklinde konuştu.
İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif de ABD’nin tek taraflı olarak çekildiği nükleer anlaşma konusuna geri dönüş sinyali vererek Tahran yönetiminin kısa süre içinde “yapıcı ve somut” bir eylem planı sunacağını açıkladı. Zarif, Twittermesajında İran’da politikanın hareketli olduğunu ve yetkililerin farklı görüşler açıklayabildiklerini belirterek, “ancak tüm bu fikirler devlet politikasıyla karıştırılmamalı. İran’ın Dışişleri Bakanı ve nükleer başmüzakereci olarak kısa süre içinde yapıcı ve somut eylem planımızı uygun diplomatik kanallar aracılığıyla sunacağım” ifadelerini kullandı. Cevat Zarif ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in İran’ın Güney Kore’deki bloke edilen mal varlığı ve parasal varlıkları hakkındaki sözlerini eleştirerek bloke edilen mal varlığının transferinin engellenmesinin Biden yönetiminin eski Başkan Donald Trump’ın aynı başarısız politikasını sürdürdüğünü gösterdiğini savundu. Zarif, söz konusu paraların ilaç ve gıda maddesi alımı için kullanılacağını belirtirken, eski “azami baskı” politikasını tekrarlamanın yeni sonuçlar doğurmayacağına vurgu yaptı.
Biden yönetimi bir yandan İran ile nükleer anlaşmaya yeniden dönüşün yollarını ararken diğer yandan İsrail ile istişarelere devam ediyor. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve İsrailli mevkidaşı Meir Ben-Shabbat’ın liderlik ettiği ilk “ABD-İsrail Stratejik Danışma Grubu” toplantısı video konferans yoluyla gerçekleştirildi. Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, toplantıda ikili ve bölgesel güvenlik konularının kapsamlı şekilde ele alındığı belirtildi. İran dahil bölgedeki ortak güvenlik endişelerinin konuşulduğu kaydedilen açıklamada, “Bölgede karşı karşıya kalınan sorun ve tehditlerle yüzleşme konusunda iki taraf da ortak kararlılığını ortaya koydu” değerlendirmesi yapıldı. Bu tür stratejik danışma toplantılarının önemi konusunda hemfikir kalındığı ve devam ettirilmesi yönünde anlaşıldığı belirtilen açıklamada, ABD ile İsrail arasındaki kapsamlı güvenlik iş birliklerinin aynı şekilde sürdürüleceği mesajına da yer verildi.