İsrail ve Hizbullah Arasında Ateşkes
Başkan Joe Biden, Lübnan ile İsrail hükümetleri arasında ateşkes antlaşmasına varıldığını duyurdu. Ateşkesin 27 Kasım itibariyle yürürlüğe gireceğini açıklayan Biden, Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin 60 gün içinde Lübnan’ın güney sınırına konuşlanarak bu bölgenin kontrolünü sağlayacağını kaydetti. Antlaşmanın, söz konusu bölgeden Hizbullah unsurlarının silahsızlandırılarak Litani Nehri’nin kuzeyine geçirilmesini ön gördüğünü belirten Biden, 60 günlük süreç zarfında İsrail askerlerinin de kademeli şekilde bölgeden geri çekileceğini söyledi.
İsrail güvenlik kabinesinin ateşkes anlaşmasını 1’e karşı 10 oyla onaylamasının ardından konuşan Başkan Biden hem İsrail Başbakanı Netanyahu hem de Lübnan Başbakanı Nacib Mikati ile görüştüğünü söyledi. ABD’nin İsrail’e kararlı desteğini yineleyen Biden, “Eğer Hizbullah ya da başka bir grup anlaşmayı bozarak İsrail’e doğrudan bir tehdit oluşturursa İsrail meşru müdafaa hakkı saklı tutuluyor,” ifadelerini kullandı.
İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes Gazze’deki savaşı kapsamıyor. Biden, bu anlaşmanın İsrail ile Hamas arasında bir çözüme giden yolu açmasını ve bölgesel barışın sağlanmasını umduğunu belirtirken ABD’nin önümüzdeki günlerde Türkiye, Mısır, Katar ve İsrail ile çalışarak, İsrail ile Hamas arasında bir anlaşma için yeni bir çaba başlatılacağını kaydetti. Katar’ın yakın zamanda tarafların iyi niyetli müzakere yürütmediği gerekçesiyle arabuluculuktan çekilmesinin ardından, Biden yönetiminin Lübnan’daki ateşkes modelini ve Türkiye’nin arabuluculuğunu kullanarak yeni bir diplomatik strateji izlemeyi planladığı düşünülüyor.
ABD ve Fransa’nın öncülüğünde uzun süren diplomatik çabaların sayesinde anlaşmaya varıldığını vurgulayan Biden, bu süreçte Lübnan’da herhangi bir Amerikan askerinin görev almayacağını kaydetti. Biden ayrıca, ABD ve Fransa’nın başını çektiği bir uluslararası koalisyonun ateşkes antlaşmasının uygulanması konusunda da destek vereceğini belirtti. Biden, İsrail saldırıları sebebiyle yerinden edilen Lübnanlılar ile İsrail’in kuzeyindeki Yahudi yerleşimcilerin evlerine dönmesinin sağlanacağını da dile getirdi.
Yürürlüğe giren İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması, bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalarda önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. ABD ve Fransa’nın aracılığıyla sağlanan ateşkes, çatışmaları durdurmayı ve bölgede kalıcı bir barış için bir çerçeve oluşturmayı amaçlıyor.
Ateşkes, çatışmaların 60 gün süreyle durdurulmasını ve bu süre zarfında Hizbullah’ın güçlerini İsrail sınırından yaklaşık 40 kilometre uzağa çekmesini, İsrail birliklerinin de güney Lübnan’dan kademeli olarak çıkmasını öngörüyor. Bu düzenleme, bir tampon bölge oluşturmayı ve iki taraf arasında daha fazla gerginlik yaşanmasını önlemeyi amaçlayan 2006 tarihli 1701 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ile benzerlikler gösteriyor. Anlaşma kapsamında Lübnan silahlı kuvvetleri bölgede güvenliği sağlamak üzere konuşlanacak ve ateşkes şartlarına uyulup uyulmadığını denetlemek üzere ABD liderliğinde uluslararası bir heyet tarafından desteklenecek
Anlaşma ile İsrail’in bazı stratejik hedeflere ulaşmasının kolaylaştırılacağı düşünülüyor. Netanyahu, ateşkesin İsrail’in İran’dan gelen tehditlere odaklanmasına olanak tanıyacağını ve Hizbullah’a karşı yapılan geniş çaplı kara operasyonlarının ardından askeri yeteneklerini yeniden kazanmasını sağlayacağını belirtti. Ateşkes, Hizbullah’ın faaliyetlerini Gazze’deki Hamas’tan ayırarak Hamas’ın İzolasyonunu sağlamanın bir yolu olarak görülüyor. Böylece, birden fazla cephede askeri faaliyet yürüten İsrail’in karşılaştığı zorlukların azalacağı öngörülüyor. ABD, ayrıca Lübnan güvenlik güçlerine askeri destek sağlamayı taahhüt ederek Lübnan ordusunun istikrarı koruması ve ateşkes sırasında ve sonrasında Hizbullah’ın askeri faaliyetlerinin yeniden başlatmasını önlemeyi planlıyor.
Uzmanlar hem İsrail hem de Hizbullah’ın savaştan yorulduğunu ve kendilerine göre uygun bir şekilde çatışmaları sonlandırma arayışında olduğunu ileri sürüyor. İsrail, Hizbullah’ın birçok liderini ve savaşçısını öldürmüş ve roket cephaneliğinin büyük bir kısmını imha etmiş durumda. Ancak Hizbullah’a büyük zararlar veren İsrail’in de iki cephede birden savaşma kapasitesinin önemli ölçüde azaldığına dikkat çekiliyor.
Hizbullah’ın başlıca müttefiki ve destekçisi olan İran’ın da bu ayın başlarında örgütü ateşkesi kabul etmeye çağırdığı belirtiliyor. Hizbullah’ın yeni lideri Naim Kasım geçen hafta yayınladığı bir videoda İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına son vermesi ve Lübnan’ın egemenliğini koruması halinde örgütün ateşkesi kabul edebileceğini söylemişti.
Anlaşma, uluslararası toplumdan da geniş destek gördü. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, anlaşmanın “cesaret verici” olduğunu belirtirken, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Lübnan’ın dağılmasını önleyecek kritik bir adım” değerlendirmesinde bulundu. BM Genel Sekreteri António Guterres de anlaşmanın “her iki ülke halkının yaşadığı şiddet, yıkım ve acıyı sona erdirmesini” umduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise kalıcı ateşkesin sağlanması için her türlü desteğe hazır olduklarını belirtirken, İsrail’in Lübnan’da neden olduğu hasarın tazmin edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. “İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes anlaşmasından memnuniyet duyuyorum” diyen Erdoğan, “İsrail sorumluluklarını harfiyen yerine getirmeli. Coğrafyamızdaki krizlerin çözümü için çabalıyoruz. Gazze’de katliamın durması ve kalıcı ateşkesin sağlanması için Türkiye olarak her katkıyı sunmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
İran, İsrail’in “saldırganlığının” sona ermesini memnuniyetle karşıladıklarını açıklarken, Ürdün Kralı II. Abdullah, ateşkesin Gazze’de de benzer bir anlaşmaya zemin hazırlaması umudunu dile getirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning tarafları “Gazze’de mümkün olan en kısa sürede kapsamlı ve kalıcı bir ateşkesi teşvik etmek” için daha fazla birlikte çalışmaya çağırdı. İngiltere Başbakanı Starmer, ateşkesin “kalıcı siyasi çözüme” dönüştürülmesi çağrısında bulunarak, İngiltere ve müttefiklerinin “şiddet döngüsünü kırma çabalarının ön saflarında” yer alacağını açıkladı.
Ateşkese yönelik iyimserliğe rağmen, ciddi zorlukların devam ettiğine dikkat çekiliyor. Anlaşmanın başarı sağlamasının etkili uygulama mekanizmalarına ve tüm tarafların iş birliğine bağlı olduğu belirtiliyor. Geçmişte bu bölgede yaşanan ateşkes deneyimleri ihlallerin hızla meydana gelebileceğini ve güven ile istikrarı zayıflatabileceğini gösterirken iletişimi kolaylaştırmak ve yanlış anlamaları önlemek amacıyla uluslararası gözlemcilerin görevlendirilmesi planlanıyor. Ayrıca, İsrail yönetimi ateşkesin ihlal edilmesi durumunda buna sert bir şekilde yanıt verileceğini belirterek ihlallere karşı sıfır tolerans politikası izleyeceklerini kaydetmesi barış sürecinin kırılganlığına işaret ediyor.