Kamala Harris’in Gazze Politikası
2024 Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’nin adayı olarak eski Başkan Donald Trump ile yarışan Başkan Yardımcısı Kamala Harris, son anket sonuçlarına göre yarışı önde götürüyor. Seçimin kaderini belirleyecek salıncak eyaletlerde yapılan anketlerde rakibinin önünde yer alan Harris, özellikle Biden’ın adaylığına karşı tepki oyu kullanmayı düşünen Demokrat seçmenleri ikna etmeye çalışıyor. Biden’ın adaylıktan çekilmesiyle birlikte başlayan adaylık sürecinde yükselişe geçen Harris’in kampanya ekibi, özellikle salıncak eyaletlerde Gazze politikasına yönelik söylemlerinin önemli bir rol oynayacağının farkında. Biden’ın İsrail politikasını protesto eden Demokrat seçmenler, ön seçimlerde kayda değer bir protesto oyu kullanarak tepkilerini göstermişti. Harris’in bu olumsuz imajı yıkma çabası, anket sonuçlarına göre şimdilik başarılı olarak değerlendirilebilir.
Başkan Biden’ın 7 Ekim’den itibaren İsrail’e verdiği destek, Demokrat Parti içerisindeki ilerici kanat ve özellikle Müslüman seçmenler arasında tepkiye yol açmıştı. Bu tepki, ön seçimlerde Biden yönetimine karşı bir protesto hareketi başlatılmasına neden olmuş ve bu hareket 30 delege kazanmıştı. Toplam 3.932 delegenin katılacağı Demokrat Parti’nin önümüzdeki hafta gerçekleşecek ulusal kongresine delege olarak katılmaya hak kazanan bu grup, sayısal olarak etki etmese de Gazze’nin Harris’in kampanya gündeminde yer alması için çaba göstermeleri bekleniyor.
Biden’ın adaylıktan çekilmesiyle birlikte, son haftalarda Harris’in yükselişi ve Minnesota Valisi Tim Walz’ı başkan yardımcısı adayı olarak seçmesi, protesto oyu kullanan seçmenleri yeniden bir çatı altında toplamaya yardımcı olabilir. Tim Walz, Minnesota’daki Demokrat Parti ön seçimlerinin ardından 45 bin seçmenin protesto hareketine katıldığını belirterek bu durumu sivil oluşumların gücüne vurgu yaparak övgü dolu ifadeler kullanmıştı. Ayrıca, İsrail’e karşı bir söylem geliştirmese de Walz Gazze’de yaşanan insanlık dramını “tahammül edilemez” olarak nitelendirerek bu konuda stratejik bir tavır almıştı.
Walz, Müslüman ve ilerici Demokrat seçmenler için önemli bir figür olsa da Kamala Harris, seçilmesi halinde Gazze politikasında ne gibi değişiklikler yapacağı konusunda şu ana kadar net bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Bu durum, ateşkes anlaşması ve İsrail’e silah ambargosu gibi talepleri olan protesto hareketinin beklentilerinden oldukça uzak olduğunu gösteriyor. Protesto hareketi bu aşamada önümüzdeki hafta Chicago’da düzenlenecek partinin ulusal kongresinde söz alarak Gazze’yi parti gündeminde tutmaya çalışıyor.
Son olarak Michigan’da düzenlediği mitingde Gazze politikası nedeniyle protesto edilen Harris, tepkilere karşı “Eğer Donald Trump’ın kazanmasını istiyorsanız, o zaman bunu söyleyin. Aksi takdirde ben konuşacağım,” ifadelerini kullanarak sert bir tepki ortaya koydu. Ancak, ertesi gün Phoenix’te düzenlediği mitingde daha yumuşak bir üslup benimseyerek, “Şimdi bir ateşkes anlaşması yapmanın ve rehine anlaşmasını gerçekleştirmenin tam zamanı” ifadelerini kullanan Harris, bu konuda seçmenlerin güvenini kaybetmemeye çalışıyor. Harris’in kampanyası, başkan yardımcısının Gazze’deki savaşın sona erdirilmesi ve bir ateşkes anlaşmasının sağlanması için Arap, Müslüman ve Filistinli toplum üyeleriyle temas kurmaya devam edeceğini belirtti. Harris’in bu stratejisi, seçimlerin kaderini belirleyecek salıncak eyaletlerdeki oy kazanımı için büyük önem taşıyor.
Michigan’da Donald Trump 2016 yılında 10.000’den biraz fazla oyla seçimi kazanırken, Biden 2020 seçimlerinde 150.000 oy farkıyla galip gelmişti. Michigan’da Demokrat Parti ön seçimlerinde protesto oyu kullanan seçmen sayısı yaklaşık 100.000 seviyelerinde yer alıyor. Wisconsin’de Trump 2016’da yaklaşık 28.000 oyla seçimi kazanırken, 2020 seçimlerinde Biden 20.000 oy farkıyla galip gelmişti. Wisconsin’de Demokrat Parti ön seçimlerinde protesto oyu kullanan seçmen sayısı ise yaklaşık 50.000 olarak kaydedildi. Bu oranlar göz önüne alındığında, Harris kampanyasının Gazze konusunda atacağı her adım, seçimin sonuçlarına doğrudan etki edebilir. New York Times tarafından bu eyaletlerde yapılan son anketlerde de Harris’in Trump’ın önünde yer aldığı görülüyor. Michigan ve Wisconsin’de 2 puan farkla önde görünen Harris, Pennsylvania’da ise çok küçük farklarla Trump’ın önünde yer almaya devam ediyor.
Protesto hareketinin kurucuları, 2024 başkanlık seçimlerinde Harris’in seçilmesi için çalışmak istediklerini, ancak hareketin talepleri dikkate alınmadıkça bunun mümkün olmayacağını belirtiyorlar. Protesto hareketinin Minnesota’daki organizatörlerinden Asma Mohammed, Politico’ya yaptığı açıklamada, Harris’in ateşkes konusunda somut adımlar atması gerektiğini belirtti. Ayrıca, başkan yardımcısı adayı Tim Walz’ın Gazze konusunda çok daha hassas bir siyasetçi olduğunu ve daha makul adımlar atabileceğini ifade ederek, Harris kampanyasına destek verebileceklerinin sinyalini verdi.
Gazze politikası konusunda Harris’in atacağı adımlar ve mitinglerde kullanacağı ifadeler, birçok seçmen için belirleyici olacak. Geçtiğimiz aylarda Amerika’nın prestijli üniversitelerinde başlayan kampüs protestoları, yaz döneminin etkisiyle bir süredir durgundu. Ancak Ağustos ayı sonu itibarıyla eğitime tekrar başlayacak olan üniversitelerde, Kasım seçimleri öncesinde daha sert protesto hareketleri görülebilir. Bu durumlarda Harris kampanyasının vereceği tepkiler, Müslüman ve ilerici seçmenlerin karar verme süreçlerine doğrudan etki edebilir.
Protestolar bir süredir yatışmış görünse de, ABD yargı sistemi ve yönetim erklerinin aldığı kararlar, sürecin daha şiddetli bir şekilde yeniden başlamasına sebep olabilir. Son olarak, bir federal yargıç Salı günü California Üniversitesi, Los Angelas’ta (UCLA) Filistin yanlısı protestocuların Yahudi öğrencilerin sınıflara ve kampüsün diğer bölümlerine erişimini engellemesine izin verilemeyeceğine hükmetti. Haziran ayında üç Yahudi öğrenci tarafından açılan dava sonucunda, ilk kez bir yargıç kampüs protestoları kapsamında üniversiteler aleyhinde karar vermiş oldu.
Kampüs protestolarının güçlü bir şekilde geri dönebileceğine dair bir başka sinyal de Columbia Üniversitesi’nden geldi. Üniversite rektörü Minouche Shafik, kampüs protestoları nedeniyle eleştirilerin odağında yer almış ve bazı diğer meslektaşları gibi Amerikan Kongresi’nde savunma yapmak zorunda kalmıştı. Savunması sırasında çalışma arkadaşlarına soruşturma açıldığını belirtmesi ve protestocuları doğrudan hedef alan açıklamalar yapması, üniversitede hoş karşılanmazken Kongre üyeleri de Shafik’in açıklamalarını yeterli bulmadı. Shafik, Çarşamba günü Columbia mensuplarına gönderdiği bir mektupta görevinden ayrıldığını duyurdu.
Biden’ın başkan yardımcısı olarak görev yapmasına ve eleştirilen İsrail politikasının bir parçası olmasına rağmen, Kamala Harris yeni bir soluk olarak sahneye çıktı. Harris, Biden yönetimine İsrail politikası nedeniyle yöneltilen eleştirileri kampanyasından uzak tutmaya çalışıyor. Yakaladığı ivme ile anketlerde Trump’ın önünde yer alan Harris’in Gazze politikasının Biden’dan çok farklı olması ve radikal bir değişiklik yapması beklenmiyor. Ancak protesto hareketinin Demokrat Parti ulusal kongresinde ve seçim sürecinde alacağı tavır ve üniversitelerin açılmasıyla tekrar gündeme gelmesi muhtemel olan kampüs protestoları seçim sürecinde Harris kampanyasını zorlayabilir.