Kızıldeniz’de Husilere Karşı Deniz Görev Gücü
ABD Savunma Bakanlığı, Yemen’de bazı bölgeleri kontrolü altında tutan İran destekli Husiler’in Kızıldeniz’de ticari gemilere yönelik saldırılarını engellemek amacıyla yeni bir uluslararası deniz görev gücünü oluşturulduğunu duyurdu. Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısından sonra yaşanan gelişmelerle birlikte Kızıldeniz’den geçen uluslararası gemileri hedef almaya başlayan Husiler, İHA’lar, balistik füzeler, helikopterler ve hız tekneleri üzerindeki komandolar kullanarak ticari gemilere yönelik saldırılarını artırmaya başlamıştı. “Refah Muhafızı Operasyonu” adı verilen görev gücü, dünyanın deniz yollarını savunmakla görevli çok uluslu bir ittifak olan Birleşik Deniz Kuvvetleri’nin altında yer alacak. Saldırılar küresel ticareti olumsuz etkilerken, Washington yönetimi Husilerin yabancı terör örgütü listesine alınmasını değerlendirdikleri açıkladı.
Husi saldırılarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve ticaretin akışını engellediğini belirten Austin, Kızıldeniz’in uluslararası ticareti kolaylaştıran önemli bir koridor olduğuna vurgu yaparak seyrüsefer özgürlüğünün temel ilkesini korumak isteyen ülkeleri Husilere karşı işbirliği yapmaya çağırdı. Konuyu kolektif eylem gerektiren uluslararası bir sorun olarak nitelendiren Austin, Kızıldeniz’de güvenliğe odaklanan Görev Gücü 153 liderliğinde yeni çok uluslu güvenlik girişimi olan Refah Muhafızı Operasyonu’nun oluşturulduğunu duyurdu.
Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Refah Muhafızı Operasyonu, tüm ülkeler için seyrüsefer özgürlüğünü sağlamak ve bölgesel güvenlik ve refahı güçlendirmek amacıyla, güney Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ndeki güvenlik sorunlarını ortaklaşa ele almak üzere Birleşik Krallık, Bahreyn, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Seyşeller ve İspanya’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeyi bir araya getirmektedir” ifadelerine yer verildi. Yeni görev gücü kapsamında askeri gemilerin mümkün olduğu kadar fazla sayıda gemiye genel koruma sağlamak amacıyla konumlanması bekleniyor. Misyona katılan ülkelerden bazıları ortak devriyeler yürütürken diğerlerinin güney Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde istihbarat desteği sağlayacağı belirtiliyor.
Amerikalı yetkililer Washington’ın görev gücüne başka ülkelerin de katılması için görüşmeler sürdürdüğünü belirtiyor. Gruba Kızıldeniz ve Batı Hint Okyanusu’nu Husilerin beklenmedik derecede sofistike saldırılarından korumak için birçok devletin katılacağı öngörülüyor. Yeni grup, bölgeden geçen küresel nakliyatın %15’ini korumayı amaçlıyor. Grup, ABD Donanması tarafından Bahreyn’de bulunan ve bir karşı korsanlık filosu olan Görev Gücü 153 üzerinden komuta edilecek. Şu ana kadar 10 kadar ülke gruba katılmış durumda. Ancak, halihazırda 40 ülke Görev Gücü 153’te yer alıyordu ve birçoğunun yakında Refah Muhafızı Operasyonu’na katılması bekleniyor. Diğer bazı ülkelerin de operasyona katılmayı kabul ettiklerini ancak isimlerinin açıklanmasını istemedikleri belirtiliyor.
Bahreyn dışında hiçbir bölge ülkesi yeni görev gücüne katılacağını açıklamış değil. Birçok Arap ülkesi, Süveyş Kanalı’nın kuzeyinden Yemen’in güneyindeki Bab-el Mendeb Boğazı’na kadar Kızıldeniz üzerinden geçen ticarete ağır bir şekilde bağımlı. Ancak, ABD’nin İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki savaşına yönelik açık destek açıklamaları, Arap halkları arasında öfkeyi körüklediği için, bölgedeki hiçbir ülke ABD ile bir askeri girişimde ilişkilendirilmek istemiyor. Başta Mısır olmak üzere ticaret ve gelirleri, nakliye yollarının güvenliğine ağır bir şekilde bağlı olan devletler bile bekle gör politikası izlemeyi tercih ediyor.
Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere düzenlediği saldırıları artırması, deniz ticaretini bir süredir olumsuz etkiliyor. Husiler, İsraillilerle bağlantısı olan gemileri hedef aldıklarını ve eylemlerini İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri saldırılarına yanıt olarak yaptıklarını belirtiyor. Küresel ticaretin en önemli rotası üzerinde gerçekleştirilen saldırıların şirketleri kullandıkları güzergahı değiştirmeye zorlamasıyla pandeminin yarattığı krizin etkileri henüz geçmemişken uluslararası ticarette yeni bir kesinti yaşanmasından endişe duyuluyor. Süveyş Kanalı ile birbirine bağlanan Kızıldeniz–Akdeniz rotası, Avrupa ile Asya arasındaki en kısa nakliye yolu olarak kullanılıyor. Küresel deniz trafiğinin yaklaşık yüzde 12’si Süveyş Kanalı’ndan geçiyor.
Yemen’deki Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi de, “Kızıldeniz’deki herhangi bir gerilime” yanıt olarak ABD’nin savaş gemilerini hedef alacaklarını duyurdu. “ABD’yi, İsrail gemilerini korumak amacıyla Kızıldeniz’i askerileştirmekle” suçlayan Husi lideri, “Kızıldeniz’de herhangi bir gerilim durumunda Amerikan savaş gemilerini ve nakliye trafiğini roketler ve SİHA’larla hedef alacakları” tehdidinde bulundu. Husiler’in başmüzakerecisi ve sözcüsü Muhammed Abdusselam ise ABD’nin uluslararası koalisyonuna meydan okuyarak, İsrail bağlantılı gemileri hedef almaya devam edeceklerini söyledi. Son dönemlerde Husilerin eylemleri nedeniyle çok sayıda gemicilik şirketinin Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı aldığı belirtiliyor. Bölgedeki olaylar petrol fiyatlarının yükselmesine neden olurken seçim yılına giren Biden yönetimi Amerikan ekonomisinin gelişmelerden olumsuz yönde etkilenmesini istemiyor.