Kongre’yi İkna Edemeyen Yönetimden Ukrayna’ya Ek Yardım
Başkan Biden’ın Ukrayna için istediği 60 milyar dolarlık yardım paketi uzun bir süredir Kongre onayını beklerken, Beyaz Saray üç aylık bir aradan sonra Ukrayna’ya yeni bir askeri yardım yapılacağını duyurdu. Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Ukrayna’ya bütçeden yapılan bazı tasarruflar sayesinde 300 milyon dolarlık ek yardım yapılacağını açıkladı. Bu askeri yardımın “Ukrayna’nın cephedeki ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak” olduğunu ve yeni yardım gitmemesinin sahada etkilerinin görüldüğünü kaydeden Sullivan, bunun ABD açısından stratejik olarak maliyetinin olduğuna vurgu yaptı. Pentagon, daha önce Ukrayna’ya gönderilen silahların ikame edilmesinden sonra bütçesinde arta kalan fonları kullanarak topçu mermileri, HIMARS roketleri, uçaksavar füzeleri ve tanksavar silahları tedarik etmeyi planlıyor.
Kiev’e mühimmat ve silah desteği sağlamayı amaçlayan yardım Ukrayna’da çatışmaların arttığı bir dönemde geldi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy son aylarda Rusya karşısındaki kayıpları mühimmat eksikliğine bağlıyordu. Üçüncü yılına giren savaşta cephedeki birliklerin mühimmat sıkıntısı yaşaması ve Rus güçlerinin savunma mevzilerini aşmak için yeni hamleler yapması nedeniyle Ukrayna’nın direncinin düşmeye başladığı belirtiliyor. Rusya geçen ay Donbas bölgesindeki Avdiivka kentinin kontrolünü tamamen ele geçirerek neredeyse bir yıldır ilk kez önemli bir toprak kazanımı elde etmişti.
Nispeten düşük bütçeli yardımların ABD Kongresi’nde tıkanan yardımın yerini alamayacağına dikkat çekilirken son yardım hamlesi, ABD’nin Ukrayna’yı destekleme kararlılığını göstermesi açısından önemli görülüyor. Kongre’nin üst kanadı Senato aylar süren müzakerelerin ardından Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a destek için Başkan Biden’ın talep ettiği 95,3 milyar dolarlık yardım paketini onaylamıştı. Paketin Biden tarafından imzalanarak yasalaştırılabilmesi için Temsilciler Meclisi’nde de onaylanması gerekiyordu ancak Meclis Sözcüsü Mike Johnson tasarıyı gündeme getirmeyerek süreci geciktiriyor. Yardım paketine sıcak bakmayan Johnson, dış yardım paketinin sınır güvenliği hükümleri içermemesi nedeniyle yasayı onaylamalarının “haftalar ya da aylar alabileceğini” söylemişti.
Tasarı sürüncemede kaldıkça Johnson’a yönelik baskılar da artıyor. Temsilciler Meclisi ve Senato’daki Demokratlardan oluşan bir grup, Ukrayna’nın mühimmat ve silah eksikliğinin Rusya’nın toprak ele geçirmesine ve ivme kazanmasına olanak sağlaması nedeniyle Johnson’ın beklettiği Ukrayna finansman paketini gündeme getirmesi çağrısında bulundu. Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’yla yetinmeyeceğini ileri süren milletvekilleri Ukrayna’nın askeri açıdan kötüleşmesinin Amerikan askerlerinin eninde sonunda savaşa katılmasına yol açabileceğini savunuyor.
Johnson üzerindeki baskının yoğunlaşması, Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın Başkan Biden ile görüştükten sonra Johnson’a paketi gündeme taşıma çağrısında bulunarak milyonlarca kişinin kaderinin bu karara bağlı olduğunu söylemesinin ardından geldi. Senato Cumhuriyetçi Lideri Mitch McConnell da benzer açıklamalarda bulunarak Johnson’a Senato’nun onayladığı tasarıyı kürsüye getirmesini ve üyelerin oylamasına izin vermesini söyledi.
Geçen yıl sonunda Senato’daki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında sınır güvenliği politikası konusunda yaşanan çatışma, Biden yönetiminin Ukrayna’ya yardım gönderme çabalarını sekteye uğratmıştı. Ek yardım, Cumhuriyetçiler’in Meksika sınırındaki göçmen sorununu öncelemesi nedeniyle aylardır erteleniyordu. Cumhuriyetçiler, oyları karşılığında pakete bir sınır güvenliği maddesi eklenmesini talep etmişlerdi. Ancak Cumhuriyetçi Parti başkan adaylığı yarışını önde götüren eski Başkan Trump’ın sınır krizini ana kampanya konularından biri haline getirmesi ve problemin çözülmesinin Biden ve Demokratlara yardımcı olacağını düşünmesi nedeniyle karşı çıkmasından dolayı tekliften vazgeçmişlerdi.
Biden yönetimi, fonların tükendiğini söyleyerek tasarıyı geçirmesi için uzun süredir Kongre’ye baskı yapıyor. Kongre’nin harekete geçmemesi durumunda ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla yardım sağlamasının zora gireceği uyarısında bulunan Pentagon da Ukrayna’yı destekleyen müttefik ülkelerin çabalarının sürdürülmesi için ABD’nin liderliğinin öneminin altını çiziyor. Ukrayna’ya sağlanan yardımların “ABD’nin ulusal güvenliği için yapılmış akıllıca bir yatırım” olduğuna dikkat çeken Pentagon, bu yardımların potansiyel saldırganlıkları caydırırken savunma sanayisini güçlendireceğine ve Amerikan halkı için yüksek vasıflı istihdam yaratacağına da ayrıca vurgu yapıyor.
Yeni yardım paketi geçmesi durumunda Ukrayna’ya yaklaşık 60 milyar dolar sağlayarak 2022 başlarındaki Rus işgalinden bu yana ülkeye tek seferde yapılan en büyük yardım olacak. Yardımın büyük bir kısmı ABD savunma şirketlerinden satın alınacak silah ve askeri teçhizat ile Ukrayna’ya iki yıldır yapılan silah transferleri nedeniyle tükenmeye başlayan ABD stoklarının yenilenmesi için kullanılacak. Ukrayna’nın ABD’den silah ve mühimmat satın almasına yardımcı olmak için 13,8 milyar dolar, azalan stokların yenilenmesi için yaklaşık 20 milyar dolar ve Ukrayna hükümetinin ayakta kalmasına yardımcı olmak için 7,85 milyar dolar harcanması planlanıyor.
Senato’nun iç siyasetin yoğun baskısına rağmen Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a yönelik yardım paketini onaylaması, bölgesel istikrar ve ABD’nin küresel stratejik çıkarlarını destekleme konusundaki kararlılığını göstermesi açısından önemli görülmüştü. Tasarının kabul edilmesi, ABD’nin küresel liderlik iddiasını ve dış ilişkilerde daha güçlü bir rol üstlenmesini savunanların Kongre’deki izolasyonistlere karşı aldığı bir zafer olarak telakki edilmişti. Kongre’deki görüş ayrılıkları ağırlıklı olarak Cumhuriyetçi çoğunluk içindeki çatışmadan kaynaklanıyor. Bir grup ABD’nin müttefiklerine destek vermeye hevesliyken, partinin giderek artan izolasyonist fraksiyonu Trump’ın NATO gibi uzun süreli yabancı ortaklıklardan ve anlaşmalardan uzaklaşmayı ve ABD sınırına odaklanmayı gerektiren “Önce Amerika” ideolojisini öne çıkarıyor.
Temsilciler Meclisi’nde bekletilen paketin yalnızca müttefiklerin askeri ve savunma kapasitelerini güçlendirmesine değil aynı zamanda ABD’nin küresel çapta stratejik hedeflerine ulaşmasına da hizmet edeceği belirtiliyordu. Ancak Senato tasarısının Temsilciler Meclisi’ndeki şansı, Ukrayna’ya daha fazla yardım yapılmasına karşı çıkan ve kısa süre önce yardım paketinin krediye dönüştürülmesini öneren Trump’ın etkisi ve Ukrayna’ya şüpheyle yaklaşanların daha güçlü olması nedeniyle hala belirsizliğini koruyor. Cumhuriyetçilerin büyük çoğunluğunun Trump’a karşı çıkma riskini almak istemedikleri biliniyor. Tüm baskılara rağmen tasarının Trump ile aynı çizgide yer alan Cumhuriyetçilerin bulunduğu Temsilciler Meclisi’nden geçmesinin zor olduğu düşünülüyor.