Kültür Savaşlarında Son Raund: Kürtaj
Amerika’nın kültür çatışmalarının en önemli gündemlerinden kürtaj meselesi Yüksek Mahkeme’nin taslak kararının sızdırılması ve muhtemel kararına karşı gösterilerle tekrar gündeme gelerek bu haftaya damgasını vurdu. 1973 senesinden beri kürtaj konusunda emsal teşkil edegelen Roe v. Wade davası kararının Trump’ın atamalarıyla 6’ya 3 muhafazakar hale gelen Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceği spekülasyonları yapılıyordu. Bu dava sayesinde anayasal olarak korunan kürtaj hakkının bundan sonra eyaletlere bırakılması sonucunu getirecek ve Politico’ya sızdırılan taslak belge kamuoyunda şok etkisi yaparak yoğun tartışmaya neden oldu. Sızdırılan taslak karar metninde Anayasa Mahkeme hakimlerinden birinin söz konusu emsal davanın ‘açık şekilde yanlış’ olduğuna dair görüşler yer alıyor. Henüz nihai karar olmamakla beraber bu taslak metin mahkeme üyelerinin çoğunluğu tarafından onaylanırsa kürtaj hakkı ABD’de federal korumadan mahrum kalarak eyaletlerin inisiyatifine kalacak. Kürtajın yasaklanması veya sınırlandırılmasını isteyen 22 civarında muhafazakar eyalet olduğu biliniyor ve halihazırda bu eyaletlerde kürtaja karşı hazırlanan birçok yasa tasarısı sırada bekliyor..
Anayasa Mahkemesi tarafından gerçek olduğu ve sızdıran kişi hakkında soruşturma başlatıldığı belirtilen taslak karar metni, Yargıç Samuel Alito tarafından kaleme alınmış. Metinde, “Anayasa kürtaja atıfta bulunmuyor ve böyle bir hak herhangi bir anayasal hükümle zımnen korunmuyor” şeklinde ifadeler yer alıyor. Roe’nun “başlangıçtan itibaren feci şekilde yanlış” ve gerekçesinin “son derece zayıf olduğunu ve kararın zarar verici sonuçları olduğunu” belirten Alito, kürtaj hakkının ‘ulusun geleneklerinde kök salmadığını’ ve kararın halkın temsilcilerine verilmesi gerektiğini savunuyor. Alito ayrıca, Roe’nun geçersiz kılınması durumunda, mahkemenin eşcinsel evlilik hakkını destekleyen Obergefell v. Hodges gibi diğer davaları da tartışmaya açabileceği fikrini de geri çevirdi. Roe’yu diğer vakalardan “kesin bir şekilde ayıran” şeyin, kürtajın potansiyel yaşamı “yok etmesi” olduğunu söyledi.
Şubat ayında diğer üyelere dağıtılan bu taslak metin üzerine nihai bir görüş açıklanmadı veya bir oylama gerçekleşmedi. CNN, mahkemenin muhafazakar eğilimli yargıçlarından John Roberts’ın da emsal davayı geçersiz kılmak istemediğini, Alito’nun taslak metninin bir kısmına karşı çıkmasının muhtemel olduğunu belirtti. Buna rağmen olası bir oylamada 5’e 4 bir sonuçla Alito’nun taslağı onaylanabilir. Yargıç Roberts belge sızma olayını korkunç bir ‘güven ihlali’ olarak nitelendirdi ve soruşturma başlattı. Belgenin sızması yargıçların ve ekiplerinin hukuki perspektifle sürdürmesi gereken istişare ve müzakerelerin siyasi boyutunu tırmandırarak kamuoyu baskısını arttırdı. Roe kararını geçersiz kılmak muhafazakarların onlarca yıllık kürtaj karşıtlığı ajandalarının zirvesi olabilir. Eski Başkan Donald Trump, 2016’da Beyaz Saray’a aday olurken, Roe’yu “otomatik olarak” devirecek olan Yüksek Mahkeme yargıçlarını atama sözü vermişti. Bir dönemlik görev süresinde 3 tane yargıç atayarak muhafazakar siyasetin bu vaade epey yaklaşmasını sağlamış oldu.
Kamuoyunda ise Roe davasına ilişkin siyasette olduğu oranda bir kutuplaşma söz konusu değil. Anketlere göre vatandaşların %69’u bu emsal kararın bozulmasına karşı çıkıyor. Kadınların %68’i de dahil olmak üzere her 10 Amerikalıdan altısı, kürtaj yaptırmış birini şahsen tanıdıklarını söylüyor. Ülkenin yalnızca %20’si, Roe kararı bozulduğu takdirde eyaletlerinde kürtajın tamamen yasaklanmasını istiyor ve %20’si eyaletlerinin kürtajı yasaklamadan kısıtlamasını görmek istiyor.
Belgenin kamuoyuna sızmasının ardından eyaletlerdeki karar alıcılar kürtaj hakkına dair pozisyonlarını belirginleştiren kararlar almaya ve açıklamalar yapmaya başladı. Cumhuriyetçi Güney Dakota Valisi Kristi Noem, Roe’nun geçersiz kılınması durumunda “hayat kurtarmak ve her doğmamış çocuğun Güney Dakota’da yaşama hakkına sahip olduğunu garanti etmek için” derhal özel bir oturum çağrısında bulunacağını söyledi. Bu arada New York ve California’da önde gelen Demokrat milletvekilleri, kürtaj haklarını koruyan mevcut yasaları güçlendirmek için eyalet yasalarını değiştirmek için baskı yapacaklarını söylediler. California Eyalet Senatosu, prosedürün kısıtlandığı veya yasa dışı olduğu eyaletlerde yaşayanlar da dahil olmak üzere, kürtaj için ödeme yapılmasına yardımcı olacak bir hükümet fonu oluşturacak bir yasa tasarısını değerlendirmeye aldı.
Başkan Joe Biden konuyla ilgili Salı sabahı yaptığı ilk açıklamada, kürtajın “temel” hak olduğunu söyledi ve emsal kararın yaklaşık 50 yıldır Amerikan hukukunun bir parçası olduğunun altını çizdi. Roe’nun geçersiz hale gelme ihtimali Kasım ara seçimlerinin önemini daha da arttırdı. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer yaptıkları açıklamada, Roe’nun geçersiz kılınmasının “son elli yıl içinde, sadece kadınlar için değil tüm Amerikalılar için en büyük hak kısıtlaması” olacağını dile getirdi. Kürtajın anayasal hak statüsünden çıkması durumunda kısıtlamanın olmadığı eyaletlere kürtaj talep eden kadınlar tarafından bir akın gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Geçen yıl kürtaj hakkını 6 haftaya düşüren düzenlemenin ardından Texas çevresindeki kürtaj kliniklerinin yoğunluğu %800 civarında artmıştı. Zaten sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı durumda olan beyaz olmayan kadınların kürtaj yasağından çok daha şiddetli etkileneceği tahmin ediliyor.