McCarthy 15. Turda Seçildi
Birinci turdan itibaren Cumhuriyetçiler arasındaki görüş ayrılığı nedeniyle seçilemeyen Temsilciler Meclisi Başkanı nihayet seçildi. Oylamanın dördüncü gününde Cumhuriyetçilerin Çoğunluk lideri Kevin McCarthy, 216 oyla Temsilciler Meclisi Başkanı seçildi. Medyada McCarthy’nin seçilmek için ödediği bedelin büyüklüğü tartışılıyor. Öncelikle McCarthy’nin Cumhuriyetçi Parti üzerindeki etkinliğinin epey tartışmalı olduğu en öne çıkan sonuçlardan biri oldu. 15. turun ardından nihayet seçilen isme Cumhuriyetçilerin en sağ kanadı muhalefet etti. Pazarlıklar sonucunda McCarthy şahsi pozisyonuna ilişkin önemli bir taviz verdi. Meclis Başkanı’nın görevden alınma sürecinin herhangi bir temsilcinin önergesiyle başlayabilmesi kuralını getiren McCarthy’nin makamı böylelikle epey kırılgan bir hale geldi. McCarthy’ye muhalefet eden Özgürlük Grubu’na bağlı vekiller önümüzdeki dönemde Cumhuriyetçi Parti siyasetinde etkili olacağını gösterdi.
Söz konusu grup şimdiden bütçe tartışmalarındaki taleplerinde bir kazanım elde ettiler: 2024 mali yılındaka yurtiçi harcamalar için belirlenecek bütçenin 2022 mali yılı seviyesini aşmayacağı sözü. Bunun Cumhuriyetçiler içindeki ulusal güvenliğe önem veren siyasetçilerin savunma harcamalarındaki muhtemel kısıntılarla ilgili baskı altında kalmasına yol açacağı tahmin ediliyor. Nitekim Cumhuriyetçi Temsilci Tony Gonzales, savunma harcamalarına ilişkin sınırlamalar getirmesi sebebiyle pakete karşı oy kullanmayı planladığını söylemişti.
Ayrıca bütçe kesintilerinin sosyal güvenlik alanında da gerçekleşeceği konuşulanlar arasında. CNN’in haberine göre, Cumhuriyetçi parti liderleri hafta içi Cumhuriyetçi meclis üyelerine bütçelerini ve harcama önceliklerini özetleyen bir sunum yaptı. Sunumun bir ekran görüntüsüne göre, harcama öncelikleri belirsizdi ve Sosyal Güvenlik’i içerebilecek “zorunlu harcama programlarında” reformlardan söz edilmekteydi. Aşırı sağla anlaşmakta zorlanacak ılımlı muhafazakarların Kongre çalışmalarında Demokratlarla birlikte hareket etme ihtimali de artıyor. Ayrıca Cumhuriyetçi Parti içindeki aşırı sağcı bir azınlığın Meclis Başkanı seçiminde yol açtığı böylesi bir kilitlenme parti içindeki diğer grupları da kendi talepleri konusunda strateji geliştirmek için teşvik edecek.
Oylamalar sonucunda kabul edilen değişikliklerden bazıları arasında bir yasa tasarısının sunulması ile oylanması arasına 72 saatlik bir bekleme süresi konması ve Adalet Bakanlığı’nı soruşturmak üzere bir komisyon kurulması yer alıyor. Özgürlük Grubu’nun sayısal varlığının ötesinde bir güce sahip olması elbette yalnızca kendi parti siyasetlerini etkilemeyecek. Biden yönetiminin zaten çok ilerleme kaydedemediği pek çok konuda da Demokratların önceliklerini hayata geçirmeleri neredeyse imkansız hale gelecek.
Temsilcilerin gündemlerinden biri olan borç limitini artırma konusu Özgürlük Grubu’nun baskısını hissettirdiği alanlardan biri olacak. Azınlık grubun, borç limitinin artırılması için harcamaların kısılması şartını sunması bekleniyor; anak Beyaz Saray bunu kesin bir dille reddetti. Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, Cumhuriyetçilerin muhtemel taleplerini, ekonomik krizi tetikleyebilecek bir “rehin alma” şeklinde tanımladı. Mecliste McCarthy’ye karşı oy kullanan 19 aşırı sağcı vekilin mali stratejinin belirlenmesinde son derece etkili olacak olmaları, ABD ekonomisi için oldukça riskli sonuçlar doğurabilir.
Eski Demokrat Senatör Heidi Heitkamp’ın kaleme aldığı görüş yazısında Özgürlük Grubu’nun isteğiyle atılacak adımların, emekliliğe yaklaşan insanların binlerce dolar kaybetmesine, pek çok insanın işsiz kalmasına, fiyatların yükselmesine ve sosyal güvenliğe bağlı yaşlıların yardımlarını zamanında alamamasına yol açacağı savunuluyor. McCarthy’nin bu gruba verdiği onca tavizden sonra, makamının herhangi bir gücünün kalmadığı belirtiliyor. Heitkamp’a göre herhangi bir üyenin dilekçesiyle görevden alınma sürecinin başlamasını kabul eden McCarthy, ‘hayır’ deme gücünün olamayacağını göstermiş oldu.
Politico, Demokrat Temsilci Jamaal Bowman’ın ‘Ne zaman kaos yaratmak istesek, bunu yapacağız’ sözlerine yer vererek Cumhuriyetçi Parti’de yaşanan bu kargaşadan bazı progresif liberallerin oldukça memnun olduğunu belirtti. Önümüzdeki iki yıl Cumhuriyetçilerin iç çatışmalarının 2024 seçimlerinde Demokratlar lehine sonuç doğurma ihtimali de bu memnuniyetin sebeplerinden biri.