NATO’dan Ukrayna’ya Yardım Planı
Başkan Biden’ın Ukrayna için istediği 60 milyar dolarlık yardım paketi uzun süredir Kongre onayını beklerken silah ve mühimmat sıkıntısı nedeniyle Rusya karşısında zor günler geçiren Ukrayna’ya destek NATO’dan geldi. Kuzey Atlantik İttifakı’nın 75’inci yılını kutlamak ve Washington zirvesine hazırlanmak için Brüksel’deki NATO karargahında bir araya gelen NATO Dışişleri Bakanlarının Ukrayna’ya uzun vadeli askeri destek konusunda anlaştıklarını duyurdu. Tasarıyı Meclis gündemine almayarak sürüncemede kalmasına neden olan Temsilciler Meclisi Lideri Mike Johnson’ın da Ukrayna’ya yardım konusunda harekete geçtiği ve yeni bir plan hazırlığı içinde olduğu kaydedildi.
Eski Başkan Trump’ın yeniden başkan seçilme ihtimaline karşı Ukrayna’ya kalıcı destek sağlanmasını garanti altına almak isteyen NATO, Kiev’e daha uzun vadeli yardımı karara bağlamak istiyor. Ukrayna’ya yapılan yardımlara sıcak bakmadığı bilinen Trump’ın NATO’yu küçümsediği ve üyelerini güvenlik masraflarında “üzerlerine düşen adil payı” ödemedikleri için aşağıladığı çok sayıda demeci bulunuyor. Trump, başkanlığı döneminde NATO’yu “modası geçmiş” olarak tanımlamış ve ABD’yi ittifaktan çekmekle tehdit etmişti. Trump’ın en son geçen Şubat ayında ittifakın Avrupalı bir üyesinin Rusya tarafından saldırıya uğraması halinde ve payını ödemediği takdirde savunmayacağını söylemesi üye ülkelerin tepkisine neden olmuştu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Ukrayna’ya desteğin sürdürülmesi için iki öneri gündeme getirdi ve bunların Temmuz ayında Washington’da yapılacak NATO devlet başkanları toplantısına kadar onaylanmasını umduğunu söyledi. İlk öneri Ukrayna’ya yapılacak bağışların ve silah sevkiyatının koordinasyonundan ABD yerine NATO’nun sorumlu olmasını öngörüyor. Ancak bu öneri NATO üyesi ülkeleri doğrudan savaşın içine çekme potansiyeli taşıdığı gerekçesiyle Macaristan ve diğer bazı müttefiklerin itirazlarına neden oldu.
İkinci öneri ise Ukrayna’ya 5 yıllık bir sürede 100 milyar Avroluk yardım sağlanmasını teklif ediyor. Stoltenberg Ukrayna’nın parça parça bağışlar yerine NATO desteğinin devamını sağlamanın hayati önem taşıdığını savunurken öneriyi eleştirenler NATO’nun üye devletleri nasıl katkıda bulunmaya zorlayacağının belli olmadığına vurgu yapıyor. Müttefik ülkeler Stoltenberg’in önerisini destekleyerek Ukrayna’ya yardımda daha aktif bir rol alma kararı verirse bu durum daha önce “Rusya ile bir savaşa sürüklenmekten kaçınma politikası izleyen” ittifak için, önemli bir politika değişikliği anlamına gelecek.
Kongre’nin 60 milyar dolarlık askeri yardım paketini onayda gecikmesinin Ukrayna için maliyetli olduğunu söyleyen Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, Washington Post’a verdiği röportajda Kongre’ye sert bir mesaj göndererek, “Bize Rus saldırılarını durduracak silahları verin, yoksa Ukrayna Rusya’nın havaalanlarına, enerji tesislerine ve diğer stratejik hedeflerine yönelik karşı saldırılarını tırmandıracaktır” ifadelerini kullandı. Zelenski, zor durumdaki Ukrayna güçlerinin cephe hatlarını güvence altına almak ve mühimmatlarını korumak için geri çekilmek zorunda kalabileceği uyarısında bulundu. Üçüncü yılına giren savaşta cephedeki birliklerin mühimmat sıkıntısı yaşaması ve Rus güçlerinin savunma mevzilerini aşmak için yeni hamleler yapması nedeniyle Ukrayna’nın direncinin düşmeye başladığı belirtiliyor.
Kongre’nin üst kanadı Senato aylar süren müzakerelerin ardından Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a destek için Başkan Biden’ın talep ettiği 95,3 milyar dolarlık yardım paketini onaylamıştı. Paketin Biden tarafından imzalanarak yasalaştırılabilmesi için Temsilciler Meclisi’nde de onaylanması gerekiyordu ancak Meclis Sözcüsü Mike Johnson Trump’ın da etkisiyle tasarıyı gündeme getirmeyerek süreci geciktiriyor. Yardım paketine sıcak bakmayan Johnson, dış yardım paketinin sınır güvenliği hükümleri içermemesi nedeniyle yasayı onaylamalarının “haftalar ya da aylar alabileceğini” söylemişti.
Yardım paketini oylama için gündeme almayarak sürüncemede bırakan Johnson’un Ukrayna’ya yardım konusunda harekete geçtiği ve yeni bir plan hazırlığı içinde olduğu kaydedildi. Biden yönetimi ve NATO müttefiklerinin baskısıyla karşı karşıya kalan Cumhuriyetçi Meclis Başkanı kendi saflarında en az siyasi tepkiye neden olacak bir yol arayışında olduğu belirtildi.
Johnson, Ukrayna’ya sağlanacak yardımın bir kısmını dondurulmuş Rus devlet varlıklarının ABD ve uluslararası hukuka uygun olarak el konulmasını öngören REPO Yasası’nı devreye sokarak temin edebileceklerini ileri sürdü. Amerikalı yetkililer daha önce bu fikre şüpheyle yaklaşmış, başka bir egemen ülkenin büyük miktarlardaki parasına el koymanın emsali olmadığı ve bu hamlenin öngörülemeyen yasal ve ekonomik sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunmuşlardı. Rus varlıklarının sadece 5 milyar dolar kadarı ABD kurumlarının elindeyken 300 milyar dolardan fazla Rus merkez bankası varlığı ise Batı ülkelerinde saklanıyor.
Yönetimle pazarlıklarında, Johnson’ın ilk olarak Trump’ın bahsettiği yardımın bir kısmının kredi olarak gönderilmesi fikrini de gündeme getirdiği belirtiliyor. Plana göre Ukrayna hükümetinin genel işlevini ve uzun vadeli yeniden inşa çabalarını desteklemek için yapılacak ekonomik yardımlar bu plan kapsamında krediye tabi olacak. ABD hükümetinin yaptırımlar yoluyla el koyduğu Rus varlıklarının da Ukraynalılara verilecek krediler için teminat olarak kullanılabileceği kaydedilirken, geri ödeme konusunda Ukrayna’ya kolaylıklar sağlanacak. Yardımın kredi olarak sunulmasının, Ukrayna’ya yapılan yardımları eleştiren ve savaşı kazanmak için uzun vadeli bir plan olmadan daha fazla yardımı desteklemeyeceklerini söyleyen Temsilciler Meclisi muhafazakarlarının endişelerini hafifletmeye yardımcı olabileceği belirtiliyor.
Geçen yıl sonunda Senato’daki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında sınır güvenliği politikası konusunda yaşanan çatışma, Biden yönetiminin Ukrayna’ya yardım gönderme çabalarını sekteye uğratmıştı. Ek yardım, Cumhuriyetçiler’in Meksika sınırındaki göçmen sorununu öncelemesi nedeniyle aylardır erteleniyordu. Cumhuriyetçiler, oyları karşılığında pakete bir sınır güvenliği maddesi eklenmesini talep etmişlerdi. Ancak Cumhuriyetçi Parti başkan adaylığı yarışını önde götüren eski Başkan Trump’ın sınır krizini ana kampanya konularından biri haline getirmesi ve problemin çözülmesinin Biden ve Demokratlara yardımcı olacağını düşünmesi nedeniyle karşı çıkmasından dolayı tekliften vazgeçmişlerdi.