Öğrenci Borçlarının Affı Anayasa Mahkemesi’nde
Yaklaşık 43 milyon öğrenci kredisi borcu olan vatandaşı ilgilendiren öğrenci kredilerinin affı meselesi Amerika’da haftanın öne çıkan konularından biri oldu. Biden’ın hayata geçirmekte kararlı olduğu seçim kampanyası vaadi olan af için yaklaşık 26 milyon kişi başvuru yapmış ve bunların 16 milyonu onaylanmıştı. Biden’ın geçen Ağustos ayında duyurduğu plana göre, 125 bin dolardan az kazanan bireyler ve 250 bin dolardan az gelirli hanelerin 20 bin dolarlık federal öğrenci kredisi borçları iptal edilecekti. Ancak Cumhuriyetçilerin itirazları üzerine bazı mahkemelerin iptal kararlarının ardından af programı askıya alınarak Kasım ayı itibariyle başvuru alımı durdurulmuştu. Nebraska eyaletinin konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımasının ardından ilk kez bu hafta bir oturum gerçekleşti. 6 üyesini muhafazakarların oluşturduğu 9 üyeli Mahkeme’nin oturumunda nihai bir karar verilmese de mahkemenin Biden’ın planını bozabileceği intibası kuvvetlendi.
Muhafazakar yargıçlardan bazıları yönetimin af programıyla yetkisini aştığını öne sürdü. Nitekim Temmuz 2021’de dönemin Meclis Başkanı Nancy Pelosi, “öğrenci kredisi borcunu iptal etmek için bir yürütme emri değil, Kongre kararı gerekir” demişti. Yüksek Mahkeme oturumunda da Baş Yargıç John Roberts, programın maliyetine vurgu yaparak 30 yılda tahmini 400 milyar dolara ulaşacak programın milyonlarca Amerikalı üzerindeki geniş etkisinden bahsetti ve konunun Kongre’nin yetki alanında olduğunu belirtti. Bir diğer muhafazakar Yargıç Brett Kavanaugh, Kongre’nin öğrenci kredisi yardımını onaylamadığını, bu yüzden Biden’ın kendisinin harekete geçtiğine dikkat çekti.
Liberal Hakim Sonia Sotomator ise programın uygulanmaması durumunda mağdurların mali durumlarının çok daha kötüye gideceğini hatırlattı. Roberts ise mali sebeplerle üniversiteyi bırakmak zorunda kalarak iş hayatına atılan ve bu koşullarda kredi kullanan insanların ödemelerine herhangi bir af gelmezken, yükseköğretim borçlarına böyle bir affın uygulanmasının adil olmadığını belirtti. Beyaz Saray, Anayasa Mahkemesi’nin af programını onaylamaması durumunda nasıl bir plan uygulayacağını henüz duyurmadı. Beyaz Saray Sözcüsü Olivia Dalton verdiği demeçte, “‘Plan A’ya odaklandık çünkü bu programı yürütmek için yasal yetkimize güveniyoruz” dedi.
Konu özellikle cumhuriyetçilere yakın medyada güçler ayrılığı ve yetki alanı kavramları üzerinden tartışılıyor. Beyaz Saray’ın Kongre yetkisi olmadan hareket etmeyi meşru kılmak için defalarca pandemiyi bahane olarak kullandığı, ancak Anayasa Mahkemesi’nin bu girişimleri engellediği örnekler tekrar tekrar gündeme geldi. Örneğin, 2021’de Anayasa Mahkemesi, Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi tarafından kiracıların tahliyesine yönelik bir moratoryumu sona erdirmiş, 2022’de Mesleki Güvenlik ve Sağlık İdaresi’nin işverenlere dayattığı bir aşı zorunluluğunu engellemişti.
Bush döneminde Irak müdahalesinin başlamasından sonra, muvazzaf ordu mensuplarının ülkeye hizmet ederken öğrenci kredisi ödemelerini durdurmalarını sağlamak için imzalanan bir ‘Kahramanlar (Heroes)’ adlı bir yasa geçirilmişti. Trump ve Biden yönetimleri Kongre’nin Mart 2020’de yürürlüğe koyduğu öğrenci kredisi ödemelerinin askıya alınmasını uzatmak için yasayı esnetmişti. Biden yönetimi, yasayı geniş yorumlayarak salgının ulusal bir acil durum olduğunu, bu yasa aracılığı yönetimin neredeyse tüm borçlular için af kararı verebileceğini savunuyor. Muhafazakar kanat ise Başkanı global bir krizi gücü yürütmede toplamak için fırsat olarak kullanmakla eleştiriyor.
Kahramanlar yasasının da geçtiği dönemde California adına Temsilciler Meclisi üyesi olan George Miller, yasanın ‘ulusal acil durum’ tabirini vurgulayarak Trump’ın Kovid-19 pandemisini ulusal acil durum ilan ettiğini ve Biden’ın bunu iki kez uzattığını hatırlattı. Biden’ın öğrenci borç hafifletme planının öğrenci yardımı alanların ulusal bir acil durum nedeniyle daha kötü bir duruma düşmemesini sağlama amacını yerine getirdiğini belirten Miller, Anayasa Mahkemesi’nin yasaya saygılı olması gerektiğini not etti.
Kasım ara seçimlerinde Demokratlar aleyhine değişen tablo ve Anayasa Mahkemesi’ndeki muhafazakar çoğunluk Biden’ın elini pek çok konuda olduğu gibi öğrenci affı girişiminde de zorlayacak gibi gözüküyor. Özellikle Salı günkü oturumun ardından Mahkeme’nin kararının uygulanmasında ne denli isteksiz olduğu kamuoyu tarafından da görülmüş oldu. Önemli seçim vaatlerinden biri olan yükseköğretim kredilerinin affı programı hayata geçirememesi durumunda ise Biden yönetiminin nasıl bir B planı olduğu merak konusu.