Putin’in Kuzey Kore Gezisi Endişe Yarattı
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’u ziyaretinde Rusya ve Kuzey Kore arasında yeni bir savunma anlaşması imzalandığının duyurulması başta Güney Kore ve Japonya olmak üzere ABD ve müttefik ülkelerin tepkisini çekti. Putin’in ziyareti iki ülke arasında güvenlik ilişkisini derinleştirirken ABD’ye karşı dayanışma sözü veren liderler imzalanan anlaşma ile Soğuk Savaş döneminden kalma karşılıklı savunma taahhüdünü yeniden canlandırmış oldu. ABD ve müttefikleri Güney Kore ve Japonya, Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri ve bölgede gerilimi tırmandıran nükleer silah kullanma tehditleri nedeniyle tepkili. Güney Kore’nin Cuma günü Moskova’nın elçisini geri çağırırken Japonya ve ABD de ciddi endişelerini dile getirdi.
Her iki lider de anlaşmayı ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak müjdelerken Rusya ve Kuzey Kore yeni anlaşmanın metnini hemen yayınlamadı. İki liderin belgeyi imzalamasının ardından Pyongyang’da düzenlenen ortak brifingde konuşan Putin, anlaşmanın iki ülkeden birine yönelik bir “saldırı” durumunda iki ülkenin birbirine yardım etmesini öngördüğünü söyledi. Kim ise yeni “antlaşmanın” iki ülke ilişkilerini bir “ittifak” seviyesine yükselttiğini iddia etti. Yeni anlaşmanın, Soğuk Savaş döneminde Moskova ve Pyongyang arasında 1961 yılında imzalanan ve artık yürürlükte olmayan anlaşmada belirtildiği gibi, bir saldırı durumunda tam teşekküllü bir askeri müdahaleyi gerektirip gerektirmeyeceği konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı. Güvenlik uzmanları, savaşma taahhüdü olmasa bile yeni anlaşmanın Moskova ve Pyongyang’a silah ticaretini meşrulaştırma ve ABD liderliğindeki küresel düzene karşı birleşik bir cephe oluşturma imkanı verdiğini söylüyor.
Rusya ve Kuzey Kore arasındaki anlaşmayı değerlendiren Dışişleri Bakanı Antony Blinken Kuzey Kore’nin Rusya’ya önemli miktarda silah ve mühimmat sağladığına dikkat çekerek Putin’in ziyaretini Rusya’nın “çaresizlik içinde, Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşı sürdürmek için ihtiyaç duyduğu şeyleri kendisine sağlayabilecek ülkelerle ilişkilerini güçlendirme çabası” olarak yorumladı. Rusya ve Kuzey Kore’nin egemen ve bağımsız bir dış politika izlediğini ve siyasi amaçlı yaptırım ve kısıtlamalara karşı olduğunu söyleyen Putin zirveyi Batı’nın iki ülkeyi izole etme çabalarını boşa çıkarmak için kullanırken Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov yaptığı açıklamada Rusya ve Kuzey Kore arasındaki işbirliğinin herhangi bir üçüncü ülkeye yönelik olmadığını, bunun yerine Moskova’nın komşularıyla bu devletlerin halklarının yararına ilişkiler kurduğunu kaydetti.
Ağır ekonomik yaptırımlar uygulanan ve uluslarası arenada gittikçe daha izole bir konuma itilen her iki ülke de anlaşma ile pozisyonlarını güçlendirmeye çalışırken Batılı ülkeler Rusya’dan teknoloji transferi alma ihtimali bulunan Kuzey Kore’nin yarattığı nükleer silah ve füze programı tehdidini tırmandırmasından endişe duyuyor. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Rusya’nın Kuzey Kore’nin nükleer silah geliştirmesine katkı sağlayacak olası bir teknoloji transferine izin vermesi, bugüne kadar Kuzey Kore’ye uygulanan tüm yaptırımları delmesi anlamına geliyor. Kuzey Kore’ye yönelik BM yaptırımlarını yıllarca destekleyen Rusya son aylarda bu yaptırımları eleştirmeye başlamıştı. Kuzey Kore yıllardır nükleer silah programını geliştirmeye çalışıyor ve tehlike yaratabilecek çok sayıda füze fırlatma testleri gerçekleştiriyor. Kuzey Kore’nin 27 Mayıs’ta yeni bir teknoloji kullanarak habersiz bir keşif uydusu daha fırlatmasının ardından BM Güvenlik Konseyi acil olarak toplanmıştı.
Rusya-Kuzey Kore anlaşmasından rahatsızlık duyan Güney Kore bir açıklama yayınladı ve önemli bir politika değişikliğine giderek Ukrayna’ya silah göndermeyi değerlendireceğini duyurdu. Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un ofisinden yapılan açıklamada anlaşma kınanarak ülkesinin güvenliğine yönelik bir tehdit ve BM Güvenlik Konseyi kararlarının ihlali olarak nitelendirildi ve Seul’ün Moskova ile ilişkileri üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuldu. Açıklamada, “Kore Savaşı ve Ukrayna’daki savaş gibi işgal savaşları başlatma geçmişine sahip iki tarafın şimdi uluslararası toplum tarafından asla gerçekleşmeyecek bir önleyici saldırıya dayanarak karşılıklı askeri işbirliği sözü vermesi çok saçma” denildi. Seul yönetimi, Rusya’nın kendisinin de oy vermiş olduğu Kuzey Kore’ye yönelik çok sayıda BM yaptırım kararını ihlal edecek şekilde hareket etmesini “içler acısı” olarak nitelendirdi. Dışişleri Bakanı Blinken de ABD’nin Güney Kore’nin güvenlik tehditlerine karşı verdiği tepkileri desteklediğini belirterek Rusya ve Kuzey Kore’den gelen uluslararası barış ve istikrara yönelik tehdide karşılık vermek için çeşitli yolları değerlendireceklerini kaydetti.
Washington yönetimi uzun süredir Rusya ile Kuzey Kore arasındaki silah müzakerelerinin aktif bir şekilde ilerlemesinden endişe duyduğunu dile getiriyordu. Küresel yaptırımların Rusya’nın tedarik zincirlerini ciddi şekilde kısıtladığını ve Ukrayna’daki savaşını sürdürmek isteyen Moskova’yı başka silah kaynakları aramaya zorladığını ileri süren Washington, yayınlanan bir istihbarat raporuna dayanarak Rusya ve Kuzey Kore’nin farklı silah sistemleri için mühimmat sağlayacak potansiyel bir silah anlaşması konusundaki müzakerelerini “aktif bir şekilde ilerlettiklerini” duyurmuştu. Beyaz Saray daha önce de Kuzey Kore’yi Ukrayna’da kullanmak üzere Rusya’ya roket ve füze tedarik etmekle suçlamış, Pyongyang yönetimi ise iddiaları reddetmişti. Pyongyang yönetimine müzakereleri durdurma çağrısında bulunan Washington, ABD’nin potansiyel bir anlaşmaya dahil olan herhangi bir kuruluşa yaptırım uygulamak için doğrudan harekete geçeceği uyarısında bulunmuştu.
Geçen yıl ABD, Japonya, Güney Kore ve İngiltere adına ortak bir açıklama yapan ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, Kuzey Kore yönetimine “provokatif davranışlardan kaçınma ve diyalog tekliflerini kabul etme” çağrısında bulunmuştu. Thomas-Greenfield, Rusya ve Kuzey Kore arasındaki potansiyel bir silah anlaşmasının, Kuzey Kore’nin geçmişteki nükleer denemeleri ve balistik füze denemelerinin ardından Güvenlik Konseyi’nin oybirliğiyle kabul ettiği kararların ihlali anlamına geleceğine dikkat çekmişti. BMGK kararlarının Rusya da dahil olmak üzere tüm üye devletlerin Kuzey Kore’den herhangi bir silah temin etmesini yasakladığını hatırlatan Büyükelçi, bunun nükleer silahları yayma heveslilerine “Rusya’ya silah satarsanız, Rusya da sizin nükleer silah edinmenize yardımcı olacak” şeklinde yanlış bir mesaj verme anlamına geleceğini savunmuştu.