Senato Ukrayna’ya Yardım Tasarısını Onayladı
ABD Kongresi’nin üst kanadı Senato aylar süren müzakerelerin ardından Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a yardım için Başkan Biden’ın talep ettiği 95,3 milyar dolarlık yardım paketini onayladı. Bu ülkelerin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan paket, 70’e karşı 29 oyla kabul edildi. Paketin Başkan Biden tarafından imzalanarak yasalaştırılabilmesi için Temsilciler Meclisi’nde de onaylanması gerekiyor ancak Meclis Sözcüsü Mike Johnson’ın söyledikleri bunun hiç de kolay olmayacağını gösteriyor.
Geçen yıl sonunda Senato’daki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında sınır güvenliği politikası konusunda yaşanan çatışma, Biden yönetiminin Ukrayna’ya dış yardım gönderme çabalarını sekteye uğratmıştı. Ek yardım, Cumhuriyetçiler’in Meksika sınırındaki göçmen sorununu öncelemesi nedeniyle aylardır erteleniyordu. Cumhuriyetçiler, oyları karşılığında pakete bir sınır güvenliği maddesi eklenmesini talep etmişlerdi. Ancak Cumhuriyetçi Parti başkan adaylığı yarışını önde götüren eski Başkan Donald Trump’ın sınır krizini ana kampanya konularından biri haline getirmesi ve politika değişikliklerinin Başkan Biden ve Demokratlara yardımcı olacağını düşünmesi nedeniyle karşı çıkmasından dolayı tekliften vazgeçmişlerdi.
Senato’daki son oylamada 22 Cumhuriyetçi, neredeyse tüm Demokratlarla birlikte tasarıyı onaylarken partinin geri kalanı, Meksika sınırından ABD’ye göç akınını engellemeden yabancı bir ülkenin egemenliğini koruma savaşını finanse etmeye karşı çıktı. İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarıyla ilgili endişelerini dile getiren ve İsrail’e saldırı amaçlı silah gönderilmesine karşı çıkan iki Demokrat Partili senatör Jeff Merkley ve Peter Welch ile bağımsız Senatör Bernie Sanders ise karşı yönde oy kullandı. Tasarıyı destekleyen Cumhuriyetçi senatörler Ukrayna’yı yalnız bırakmanın Putin’i cesaretlendireceğini ve ulusal güvenliği tehdit edebileceğini savunuyor.
Yardım paketinde belirlenen meblağın 60 milyar dolarının Ukrayna’ya, 14,1 milyar dolarının ise İsrail’e tahsis edilmesi planlanırken geriye kalan miktarın 9,2 milyar dolarlık kısmının Gazze, Batı Şeria ve Ukrayna’daki sivillere insani yardım için paylaştırılması ve Hint-Pasifik bölgesindeki ABD müttefiklerine de 4,8 milyar dolar yardım gönderilmesi öngörülüyor. Ayrıca, Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik İran destekli Husi saldırılarına karşı ABD kuvvetlerinin savunmasına yardımcı olmak üzere 2,4 milyar dolar sağlanacağı belirtiliyor.
Tasarının Senato’dan geçmesi, savaş alanında sıkıntılar yaşayan Ukrayna için olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Biden yönetimi, fonların tükendiğini söyleyerek Ukrayna’yı destekleyecek tasarıyı geçirmesi için uzun süredir Kongre’ye baskı yapıyordu. Kongre’nin harekete geçmemesi durumunda ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla yardım sağlamasının zora gireceği konusunda uyarıda bulunan Savunma Bakanlığı da Ukrayna’yı destekleyen müttefik ülkelerin çabalarının sürdürülmesi için ABD’nin liderliğinin öneminin altını çiziyordu. Ukrayna’ya sağlanan yardımların “ABD’nin ulusal güvenliği için yapılmış akıllıca bir yatırım” olduğuna dikkat çeken bakanlık bu yardımların potansiyel saldırganlıkları caydırırken, savunma sanayi tabanını güçlendireceği ve Amerikan halkı için yüksek vasıflı istihdam yaratacağına vurgu yapıyordu.
Yeni yardım paketi Ukrayna’ya yaklaşık 60 milyar dolar sağlayarak 2022 başlarındaki Rus işgalinden bu yana ülkeye tek seferde yapılan en büyük yardım olacak. Yardımın büyük bir kısmı ABD savunma şirketlerinden satın alınacak silah ve askeri teçhizat ile Ukrayna’ya iki yıldır yapılan silah transferleri nedeniyle tükenmeye başlayan ABD stoklarının yenilenmesi için kullanılacak. Ukrayna’nın ABD’den silah ve mühimmat satın almasına yardımcı olmak için 13,8 milyar dolar, azalan stokların yenilenmesi için yaklaşık 20 milyar dolar ve Ukrayna hükümetinin ayakta kalmasına yardımcı olmak için 7,85 milyar dolar harcanması planlanıyor.
Tasarıda İsrail’e hem füze savunma sistemleri hem de diğer silahların finansmanı için 14,1 milyar dolar ayrılmış durumda. İsrail’in hava savunmasını güçlendirmek için yaklaşık 4 milyar dolar, füzeleri durdurmak ve yok etmek için tasarlanmış bir lazer silah sistemi olan Iron Beam için de 1.2 milyar dolar harcanması planlanıyor. ABD’nin bölgedeki askeri operasyonlarını desteklemek için de yaklaşık 2.5 milyar dolar harcanacağı öngörülüyor. Tasarı Gazze ve Batı Şeria’daki sivillere, Ukrayna’ya ve dünyanın dört bir yanındaki savaş bölgelerine gıda, su, barınak ve tıbbi bakım sağlamak üzere 9.2 milyar dolarlık insani yardım da içeriyor. Husiler tarafından Kızıldeniz’de gemilere yapılan saldırılarla ilgili ABD operasyonlarını desteklemek için 2,4 milyar dolar ve Hint-Pasifik için büyük olasılıkla Tayvan’ın silah satın almasına yardımcı olmak amacıyla 2 milyar dolarlık dış askeri finansman sağlıyor. Tasarı ayrıca ABD’ye ölümcül fentanil getiren grupların engellenmesini amaçlayan bir tedbiri de kapsıyor.
Senato tasarısının Temsilciler Meclisi’ndeki şansı, Ukrayna’ya daha fazla yardım yapılmasına karşı çıkan ve kısa süre önce yardım paketinin krediye dönüştürülmesini öneren Trump’ın etkisi ve Ukrayna’ya şüpheyle yaklaşanların daha güçlü olması nedeniyle belirsiz. Tasarının Ukrayna’ya verilen desteği eleştiren Trump ile aynı çizgide yer alan Cumhuriyetçilerin bulunduğu Temsilciler Meclisi’nden geçmesinin zor olduğu düşünülüyor. Cumhuriyetçilerin büyük çoğunluğunun Trump’a karşı çıkma riskini almak istemedikleri biliniyor. Yardım paketine sıcak bakmayan Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, dış yardım paketinin sınır güvenliği hükümleri içermemesi nedeniyle “ülkenin karşı karşıya olduğu en acil konuda sessiz kalındığını” belirterek yasayı onaylamalarının “haftalar ya da aylar alabileceğini” açıkça söylemesi tasarının geçme şansını oldukça düşürüyor.
Senato’nun iç siyasetin yoğun baskısına rağmen Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a yönelik yardım paketini onaylaması, bölgesel istikrar ve ABD’nin küresel stratejik çıkarlarını destekleme konusundaki kararlılığını gösteriyor. Tasarının kabul edilmesi, ABD’nin küresel liderlik iddiasını ve dış ilişkilerde daha güçlü bir rol üstlenmesini savunanların Kongre’deki izolasyonistlere karşı aldığı bir zafer olarak telakki ediliyor. Paketin yalnızca müttefiklerin askeri ve savunma kapasitelerini güçlendirmesine değil aynı zamanda ABD’nin küresel çapta stratejik hedeflerine ulaşmasına da hizmet edeceği belirtiliyor.