Ticaret Bakanı Raimondo’nun Çin Ziyareti
ABD ve Çin arasında son aylarda yoğunlaşan diplomatik temaslar hız kesmeden devam ediyor. Ticaret Bakanı Gina Raimondo, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticari ilişkileri istikrara kavuşturmak için 27-30 Ağustos tarihleri arasında Çin’e dört günlük bir ziyarette bulundu. Raimondo’nun seyahati, Başkan Biden’ın geçen Kasım ayında Başkan Şi ile bir dizi konuda ABD ve Çin arasındaki iletişimi derinleştirme kararı almaları sonucu başlatılan çabaların bir parçası olarak düzenlendi.
Raimondo, Biden yönetiminden Çin’e ziyaret gerçekleştirilen dördüncü üst düzey yetkili oldu. Dışişleri Bakanı Blinken haziran ayında, Hazine Bakanı Janet Yellen ve İklim Değişikliği Özel Temsilcisi John Kerry de temmuz ayında Çin’i ziyaret etmişti. Bakan Raimondo ziyaret sırasında Çinli yetkililerle iki ülke arasındaki ticari ilişkiler, ABD’li işletmelerin karşılaştığı zorluklar ve potansiyel işbirliği alanları ile ilgili konularda görüş alışverişinde bulundu.
Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Raimondo’nun ziyaretin ilk gününde mevkidaşı Wang Wentao ile bir araya gelerek iki ülke arasındaki ticari ilişkileri ve mevcut sorunları ele aldığı belirtildi. Görüşmede, ABD ile Çin arasında açık iletişim hatlarının sağlanmasının önemini vurguladığı belirtilen Raimondo’nun bu hedefe ulaşmak için somut adımlar attığının altı çizildi. Açıklamaya göre Raimondo, görüşmede ABD’nin çıkarları ve değerleriyle örtüşen alanlarda ekonomik alışverişi artırmak istediklerini belirtti ve Çin’deki ABD’li şirketlere adil ve şeffaf muamele yapılması gerektiğini kaydetti.
Biden yönetiminin ABD’nin ulusal güvenliğini korumak için gerekli adımlar atma konusunda kararlı olduğunu yineleyen Raimondo, Çin’i etkileyen ihracat kontrollerinin, sadece ulusal güvenlik veya insan hakları üzerinde açık etkileri olan teknolojileri hedeflediğini dile getirdi. Amaçlarının Çin’in ekonomik büyümesini kontrol altına almak olmadığını savunan Ticaret Bakanı, mevcut kontrollerin dar bir alanı kapsadığına dikkat çekti.
Açıklamada iki ülke arasında yeni bir ticari konular çalışma grubu kurulmasına karar verildiği duyuruldu. ABD ve Çin hükümet yetkilileri ile özel sektör temsilcilerinden oluşacağı ve danışma mekanizması olarak görev yapacağı belirtilen grubun, ABD’nin Çin’deki ticari çıkarlarını ilerletmeye ve yatırım konularındaki sorunlara çözüm aramaya odaklanacağı kaydedildi. Tarafların, çalışma grubunun yılda iki kez Bakan Yardımcısı düzeyinde toplanması ve ilk toplantıya 2024 yılı başında ABD’nin ev sahipliği yapması konusunda anlaştıkları ifade edildi. Ayrıca, ticari ve ekonomik konular hakkında bakan ve müsteşar düzeyinde de düzenli olarak iletişim kurulması ve yılda en az bir kez yüz yüze görüşülmesinin kararlaştırıldığı kaydedildi.
Ziyaretin ikinci gününde Çin Başbakanı Li Qiang ile görüşen Raimondo’nun ağırlıklı olarak ABD ve Çin arasındaki ikili ekonomik ilişkileri ele aldığı belirtildi. Raimondo, ülkesinin Çin ile ticari ilişkilerini sürdürmek istediğini ve bu bağların “genel ilişki için istikrar sağlayabileceğini” umduğunu söylerken, Li Qiang’ın da “sağlam ekonomik ilişkiler ve ticari işbirliğinin sadece iki ülke için değil tüm dünya için faydalı olacağına” dikkat çektiği ifade edildi.
Görüşmede iklim değişikliğiyle mücadele ve Fentanil krizinin ele alınması gibi ortak zorluklarda işbirliğini kolaylaştırmak için iletişim kanallarını açma taahhüdünü yineleyen Raimondo’nun, ABD’nin ulusal güvenliği için gerekli adımları atma, ABD şirketlerine adil ve şeffaf muamele sağlama ve ABD çalışanları ve işletmeleri için eşit bir oyun alanı yaratma konusundaki kararlılığının altını çizdiği kaydedildi. Bakanın ayrıca ikili ilişkilerinin geneli için önemli olan turizm, kültür ve eğitim değişimleri de dahil olmak üzere insanlar arası bağlara yatırımı desteklediği vurgulandı.
Raimondo, ziyaretinin son gününde Boeing Şangay Havacılık Hizmetleri tesisinde düzenlediği basın toplantısında, Çinli yetkililere Amerikan şirketlerinin Çin’deki iş ortamına dair endişelerini ilettiklerini dile getirdi. Raimondo, Çinli liderleri bu yıl yürürlüğe giren Casuslukla Mücadele Yasası’ndaki belirsizlikler, firmalara yapılan baskınlar, açıklanamayan para cezaları ve öngörülemeyen resmi uygulamalar nedeniyle kötüleşen koşullarla ilgili şikayetleri ele almak için derhal harekete geçilmezse ABD işletmelerinin ülkelerine yatırım yapmayı bırakabilecekleri konusunda uyardığını söyledi. Pekin yönetiminin yatırımcılar için koşulların iyileştirilmesi amacıyla ortaya koyduğu 24 maddelik yeni planı olumlu karşıladıklarını dile getiren Raimondo, “Sahadaki durumun söylemle uyuştuğunu görmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Çin’de iş yapan Amerikan şirketleri iki ülke arasında artan stratejik rekabet ve siyasi gerilim nedeniyle yatırım ortamına dair ciddi endişeler taşırken Raimondo’nun yorumları, yatırımcı ilgisini canlandırmaya ve ekonomik çöküşü tersine çevirmeye çalışan Şi hükümeti üzerindeki baskıyı arttırıyor. İş grupları yabancı şirketler arasında güvenin tüm zamanların en düşük seviyesinde olduğunu kaydederken resmi rakamlar da yabancı yatırımların son çeyrekte düştüğünü gösteriyor.
ABD ve Çin arasındaki diplomatik temaslar son zamanlarda yoğunlaşsa da iki ülke arasındaki sorunların kısa sürede çözülmesi beklenmiyor. Çin’in ABD için “uzun vadede an ciddi tehlike” oluşturduğunu belirten Biden yönetimi, Çin’in uluslararası düzeni yeniden şekillendirme niyetinde olduğuna inanıyor ve bunu gerçekleştirebilecek ekonomik, askeri ve teknolojik güce sahip olduğunu düşünüyor. Ancak, Çin ile ilişkilerde güvenlik politikalarını ön plana çıkaran Biden yönetimi her şeye rağmen ticari ilişkileri rasyonel bir zemine oturtma ihtiyacı hissediyor.
ABD ve Çin arasında ciddi boyutta gerilim yaşansa da iki ülke arasındaki ticari ilişki üç yıl üst üste büyüme göstermiş durumda. Amerikalı yetkililer, “ABD’nin Çin’i ekonomik olarak baskılamak niyetinde olmadığını” sıklıkla dile getiriyor. Ekonomik veriler de bu iddiayı doğrular nitelikte: iki ülke arasındaki ticaret hacmi 2021 yılında 700 milyar dolara yaklaşarak tarihi en yüksek seviyeye ulaşmış ve ABD’den Çin’e doğrudan yatırımlar 2014 seviyelerini yeniden yakalamış durumda. Bu çerçevede Maliye Bakanı Janet Yellen de “Çin ile ekonomik bağları koparmanın felakete neden olacağı” görüşünü savunuyor.