Trump, Göçmenleri Sınır Dışı Etmeye Başladı
ABD’nin 47. Başkanı olarak geçtiğimiz hafta göreve başlayan Donald Trump, başkanlık kararnameleri ile seçim kampanyası boyunca üzerinde durduğu en önemli konulardan biri olan yasadışı göç ile mücadele kapsamında kritik kararlara imza attı. Seçim kampanyası boyunca yasadışı yollarla ülkeye giren göçmenlere ve sığınmacılara karşı sert ifadeler kullanan Trump, göçmenlerin Amerikalıların kanını zehirlediğini ifade ederken Amerikalıların evcil hayvanlarını yediğine yönelik açıklamalarıyla dikkat çekmişti. Başkanlık vaadi olarak Amerikan tarihinin en büyük ve kapsamlı sınır dışı etme politikasını uygulayacağını açıklayan Trump, göçmenlerin Amerikalıların iş imkanlarını da engellediğini savunmuştu. Başkan seçilmesi ile birlikte Meksika sınırında ulusal acil durum ilan ederek sığınma talebiyle başvuranlar dahil olmak üzere ABD’nin sınırlarını kapattı. Trump’ın agresif sınır dışı etme politikası, birçok mağduriyetin ortaya çıkmasına ve eleştirilerin odağında yer almasına neden oldu.
Geçtiğimiz hafta Pentagon, Trump yönetiminin talebiyle Meksika sınırına 1.500 ek asker gönderdiğini açıkladı. Göçmenlerin geçişini engellemek için sınır güvenliği önlemleri artırmak için görevlendirilen askerlerle birlikte Trump, göçmenlerin sınır geçişlerini tamamen bitirmeyi amaçlıyor. Trump, geçtiğimiz hafta ABD’ye yasadışı göçmen girmesini engellemeye yönelik bir kararname imzalayarak, sınırda sığınma başvurularının yapılmasını engelledi. Ayrıca, Trump yönetimi, Biden’ın başlattığı sığınmacı kabul programını iptal etti ve sığınma talebinde bulunan göçmenlerin başvuruları neticelene kadar Meksika’da kalmasını zorunlu kılan politikasını yeniden uygulamaya koydu.
Trump yönetimi ülke çağındaki 25 ICE (Göçmenlik ve Gümrük Uygulama) saha ofisinin her birinde, bir günde en az 75 yasadışı göçmenin tutuklanmasının hedeflendiğini açıklarken önümüzdeki günlerde bu sayının kademeli olarak artırılacağını ifade etti. Bu hafta içerisinde her gün yaklaşık 1000 göçmenin sınırdışı edildiği belirtilirken Trump’ın, ABD’nin güney sınırında başkana ayaklanmaları ve ülke içindeki şiddet eylemlerini bastırmak üzere orduyu devreye sokma yetkisi veren Ayaklanma Yasası’na başvurma ihtimali de konuşulan senaryolar arasında yer alıyor.
Trump yönetiminin sınırdışı etme politikası kapsamında Savunma Bakanlığı, askeri uçaklarla 5.000’den fazla kişiyi sınır dışı etmek için uçuşlar gerçekleştirdi. Ancak, bu sınır dışı etmeler, özellikle Kolombiya gibi ülkelerle diplomatik gerilimlere yol açtı. Meksika, Trump’ın sınır dışı kararları nedeniyle ABD’den deport edilen göçmenleri geçici olarak barındırmak için büyük çadır barınakları inşa etmeye başladı. Ancak, bu barınakların ne kadar etkili olacağı ve göçmenlerin ülkelerine geri dönerken güvenliklerinin sağlanıp sağlanamayacağı konusunda endişeler bulunuyor. Meksika hükümeti, ABD’den sınırdışı edilen göçmenlerie yönelik bir dizi sosyal yardımla da destek vermeye başladığını açıklayarak sınır dışı edilmelerden kaynaklı doğabilecek sosyal krizlerin önüne geçmeyi amaçlıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “suç işlemiş yasadışı göçmenleri” Guantanamo’daki deniz üssüne yerleştirme planını duyurdu. Trump, planın detaylarına girmese de, Savunma Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı’na üs alanının göçmenler için hazırlanması talimatını verdi. Trump, Guantanamo’da 30.000 yatak kapasitesine sahip bir alan olduğunu belirtirken ve buranın “Amerikan halkını tehdit eden en kötü suçluları” barındırabileceğini söyledi. Guantanamo, yıllardır göçmenler için geçici barınma alanı olarak kullanılıyordu. Trump’ın son kararlarından sonra üssün nasıl bir işlev üstleneceğine dair belirsizlik devam ediyor. Trump’ın Guantanamo planına insan hakları dernekleri tepki gösterirken, Trump yönetiminin uygulamaya koyacağı planla göçmenler ve sığınmacılar için büyük hak ihlallerinin olabileceği ifade edildi.
Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu daha sert göçmenlik politikaları, göçmen toplulukları arasında büyük bir korkuya yol açtı. Son günlerde, ICE ajanlarının okullarda, hastanelerde ve kiliselerde bile operasyonlar gerçekleştirebileceğine dair yayılan söylentiler, birçok göçmenin günlük rutinlerini değiştirmesine sebep oldu.Trump’ın büyük sınır dışı etme politikasının göçmenlerin hayatlarını zorlaştırıyor. Trump’ın sert politikalarının bir amacı da göçmenleri zor şartlara maruz bırakarak “yıldırma” politikası olarak da değerlendirilebilir. Nitekim birçok göçmenin ülkelerine dönmek için hazırlık yaptığına yönelik haberler medyada yer almaya başladı. Bazı eyaletlerde Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu sınır dışı etme politikası kapsamında tutuklanan göçmenlerin eyalet yetkilileri tarafından serbest bırakılması da federal hükûmet ile eyalet yönetimleri arasında gerilimi artırdı.
Trump yönetimi, sınır dışı etme uygulamalarına devam etse de kamuoyu araştırmaları Amerikalıların bu konuda farklı yaklaşımlara sahip olduğunu gösteriyor. Seçim sürecinde de seçmenlerin tercihini etkileyen en önemli konu başlıklarından biri olan yasadışı göçmenlerle mücadele ve sınır güvenliği konusunda Amerikalıların %43’ü yasadışı yollarla ABD’de bulunan göçmenlerin sınır dışı edilmesini destekliyor. Ancak Trump yönetiminin daha radikal adımlar atmasına da karşı çıkıyor. Aile bütünlüğü bozulacak şekilde yasadışı yollarla gelen göçmenlerin sınır dışı edilmesine verilen destek ise %28 seviyelerinde görülüyor. Amerikalılar özellikle şiddet içeren suçlardan hüküm giymiş göçmenlerin sınır dışı edilmesi noktasında %76 destekle mutabık gözüküyor. Herhangi bir sabıka kaydı bulunmayan ve herhangi bir sektörde uzun yıllar çalışan göçmenlerin sınır dışı edilmesine ise karşı çıkıyor. Bu bağlamda değerlendirildiğinde Trump’ın radikal adımlar atması ve vaadettiği gibi büyük sınır dışı etme politikasını uygulaması toplum genelinde tepkiyle karşılaşabilir. Bu noktada Trump’ın yasadışı göç ile mücadele kapsamında atacağı adımlar belirleyici olacaktır.
Trump’ın yasadışı göçmenlerle mücadele noktasında imza attığı başka bir karar olan doğumla elde edilen vatandaşlık hakkının Amerika vatandaşlarının çocuklarına olmak şartıyla sınırlayan karar, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemelere taşınmıştı. Karara, 2 haftalık yürütmeyi durdurma kararı verilmişken, önümüzdeki günlerde doğumla kazanılan vatandaşlık uygulamasının devam etmesi noktasında hakimlerin karar vermesi bekleniyor. Mahkemelerdeki uzlaşmazlık devam ederse, Anayasa Mahkemesi devreye girerek son kararı açıklaması da ihtimaller arasında yer alıyor. Trump her ne kadar çok geniş bir grubun vatandaşlık hakkından yararlanmasına engel olmaya çalışsa da, Muhafazakar Cumhuriyetçiler bu konuda çok sert adımlar atılmasına karşı çıkıyor. Vatandaşlık hakkının Anayasa’nın 14. Maddesi’ne göre yasal bir hak olduğunu belirten bazı Cumhuriyetçiler, Trump’ın uygulamasının sadece savaş veya işgal durumlarında geçerli olmayabileceğini savunuyorlar. Bu noktada, Trump’ın yasadışı yollarla ülkeye giren göçmenleri daha önce işgalci olarak tanımlama çabası, bir stratejinin parçası olarak değerlendirilebilir.
Trump’ın uygulamaya koyduğu sert göçmen politikalarının, hem Amerika içindeki toplumsal yapıyı hem de sınır ülkelerle ilişkileri derinden etkileyebilir. Kamuoyu, sınır dışı etme uygulamalarına büyük oranda destek verirken, aile bütünlüğü gibi insani faktörler dikkate alındığında, Trump’ın politikasının daha geniş kitleler tarafından kabul görmesi zor olabilir. Trump’ın sert politikalarını ne ölçüde devam ettirebileceği kamuoyundan gelebilecek potansiyel tepkiyle de değişiklik gösterebilir.