Trump Twitter’a Geri mi Dönüyor?
Twitter Pazartesi günü yaptığı açıklamada, şirketin yaklaşık 44 milyar dolarlık bir anlaşmayla dünyanın en zengin adamı Elon Musk’a satılmasını kabul ettiğini açıkladı. Bu satışla birlikte halihazırda halka açık bir şirket olan Twitter, özel bir tüzel kişiliğe kavuşacak. Anlaşma şartlarına göre, hissedarlar, sahip oldukları Twitter hisselerinin her bir hissesi için nakit olarak 54.20$ alacak. 83 milyondan fazla Twitter takipçisi olan Musk, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “İfade özgürlüğü, işleyen bir demokrasinin temel taşıdır ve Twitter, insanlığın geleceği için hayati önem taşıyan konuların tartışıldığı dijital şehir meydanıdır” ifadelerini kullanarak Twitter’ın muazzam potansiyelini ortaya çıkarmak için şirket ve kullanıcılarıyla çalışmayı dört gözle beklediğini söyledi.
Musk, “ürünü yeni özelliklerle geliştirerek, platforma güveni artırmak için algoritmaları açık kaynak haline getirerek, sahte hesapları ortadan kaldırarak tüm kullanıcıların kimliğini doğrulayarak Twitter’ı her zamankinden daha iyi hale getirmek” istediğini söyledi. Sektörden kimi uzmanlar, Musk’ın Twitter’daki ifade özgürlüğü arzusunun, platformun nefret söylemini, yanlış bilgilendirmeyi, tacizi ve diğer zararlı içerikleri engellemek için yaptığı çalışmaların bir kısmını geri almak anlamına gelebileceğinden endişe ediyor. Twitter yönetim kurulu tarafından oybirliğiyle onaylanan anlaşmanın bu yıl tamamlanması bekleniyor. Şirketin hisseleri, anlaşmanın açıklanmasının ardından yaklaşık %6 arttı.
Elon Musk’ın Twitter’ı satın alması başta Amazon’un kurucusu Jeff Bezos olmak üzere pek çok yatırımcının Çin hükümetinin platformdaki faaliyetlerinin nasıl ilerleyeceği konusunda sorular sormasına yol açtı. Bezos, bir Twitter paylaşımında sözkonusu satışın Çin’e dünyanın kent meydanında bir avantaj sağlayıp sağlamadığını sorarak Elon Musk’ın Çin ile bağlantılarına işaret etti. Musk’ın sahibi olduğu Tesla, üretim ve araç satışları için büyük ölçüde Çin’e bağlı olduğundan, anlaşmanın Twitter’ın Çin içerik politikası için ne anlama geleceğine dair tartışmalar yoğunlaşıyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Salı günü yaptığı açıklamada, Pekin’in Twitter’daki içeriği etkilemek için Tesla’yı kullanmaya çalışabileceğine dair spekülasyonların temeli olmadığını söyledi. Çin devlet destekli bilgi kampanyaları hakkında önemli araştırmalar yapmış olan Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nden kıdemli analist Fergus Ryan, Çin’in siyasi tavizler elde etmek için ticari avantajlarını kullanma potansiyeline sahip olduğunu ve Pekin’in Musk’ı sıkıştırmak için birçok fırsat elde edeceğini kaydetti.
New York Times’ın ‘Musk’ın Kontrolü Altındaki Twitter Korkunç Bir Yer Olacak’ başlıklı görüş yazısı, Musk’ın şaibeli işlerine, ifade özgürlüğü prensibini kullanarak gerçekleştirdiği piyasa manipülasyonları ve itibarsızlaştırma kampanyalarına dikkat çekiyor. Bu yazıdan da anlaşıldığı üzere liberal medya ve Demokratlara yakınlığı ile bilinen işadamı ve kanaat önderleri platformun Musk’ın şahsi şirketi olması konusunda hayli endişeli. Nitekim Twitter’da yaşanacak değişimlerden biri ifade özgürlüğü prensibine dayanarak şu anda yasaklı olan bazı kullanıcıların geri dönmesine izin verecek düzenlemeler olacak. Bu da medyada, Trump’ın platforma geri dönmesinin sıkça dillendirilmesine yol açıyor. Eski başkanın hesabı, ‘şiddeti kışkırtma’ sebebiyle 6 Ocak olayları sırasında süresiz olarak askıya alınmıştı.
Musk, yakın tarihli bir TED konuşmasında dinleyicilere “Şüpheniz varsa, ifadenin var olmasına izin verin” ifadesini kullanarak “gri bir alansa, tweet’in var olmasına izin verilmesi” gerektiğini söylemişti. Trump ise Twitter’a geri dönmekle ilgilenmediğini, kitlelere ulaşmak için kendi kurduğu platform olan TRUTH Social’ı kullanacağını belirtti. Bazı yorumcular Trump’ın platforma dönmesinin seçim öncesinde Demokratları konsolide ederek partiye avantaj sağlayacağı görüşünde. Karşı görüşteki kimi uzmanlar da Trump’ın Twitter’daki ‘itici’ söylemlerinin kendisini itibarsızlaştırmak yerine normalleştirdiğini iddia ediyor.
Musk her ne kadar ifade özgürlüğünün kendisi için ne kadar önemli olduğunu belirtse de Twitter’daki bazı çalışanlar, Musk’ın ifade özgürlüğü konusundaki tutumunun, platformun nefret söylemi, taciz ve dezenformasyonla mücadele için yıllarca süren çabalarını ortadan kaldırmasına yol açabileceğinden endişe duyduklarını söylüyor. Siyasi aktivistler ise, Musk’ın Twitter’a sahip olmasının daha az ılımlılık ve eski ABD Başkanı Donald Trump da dahil olmak üzere yasaklı kişilerin geri alınması anlamına geleceğini öngörüyor.
Wall Street Journal bu haftaki bir haberinde Musk’ın Twitter’da yapmak istediklerini şu şekilde sıraladı: içerik üzerindeki denetimi yumuşatmak, yapılmış paylaşımlar için düzenleme butonunu devreye sokmak, Twitter’ı şahıs şirketi olarak tutmaya devam etmek, Twitter algoritmasını açık kaynak haline getirerek kodu GitHub’a entegre etmek, ödeme yapan kullanıcılar için mavi tik özelliğini aktifleştirmek, daha çok aboneliklere dayanan bir iş modeline geçerek reklam gelirini sınırlandırmak, sahte hesapları kapatmak, daha uzun tweetlere izin vermek.
Bu büyük satışın platformda nasıl değişiklikler yaratacağı konusu Twitter’ın içinde de önemli bir tartışma konusu olarak ortaya çıktı. Twitter’ın üst düzey avukatlarından, platform ile Musk arasındaki anlaşmanın müzakeresinde önemli rol oynayan Vijaya Gadde Pazartesi günü şirketin hukuk ekibiyle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya katılan üç kişi Musk’ın liderliğinde şirketin nasıl dönüşeceği konusunda önemli belirsizlikler olduğunu belirten Gadde’nin endişelerini dile getirirken toplantı sırasında ağladığını belirtti. Kaynaklar, Gadde’nin, ekibinin yaptığı işten ne kadar gurur duyduğu hakkında uzun uzun konuşarak çalışanları cesaretlendirdiğini ve onları şirkette iyi işler yapmak için çabalamaya devam etmeye çağırdığını doğruladı. Bu toplantıdan günler sonra Musk Twitter’da Twitter’ın solcu bir siyasi önyargıya sahip olduğu iddialarını tekrarlayan bir metinle beraber Gadde’nin resmini paylaşarak şirketin önemli liderlerinden birisinin platformda hedef haline gelmesine neden oldu.